"ظنّت" - Translation from Arabic to Turkish

    • düşündü
        
    • düşünüyordu
        
    • sanıyordu
        
    • düşünmüş
        
    • sanmış
        
    • sanmıştı
        
    • düşünmüştür
        
    • düşünüyormuş
        
    • düşündüğü
        
    • zannediyormuş
        
    Annem dün gecenin kötü tadından biraz kurtuluruz diye düşündü ama hayır dedi. Open Subtitles لقد سألته أمي. ظنّت أن هذا سينسيه الطعم السيء لليلة الماضية, ولكنه رفض
    Annemi seviyorum, ama o hayatımı bu müze işleriyle boşa harcayacağımı düşündü. TED أحبّ والدتي، ولكنّها ظنّت أنني أهدر حياتي مع أمور المتاحف هذه.
    Aslında pek bir şey değil.Sadece, bayan stajyer doktorlarıyla fazla flört ettiğimi düşünüyordu. Open Subtitles لا شيء ، بجدّيّة ، ظنّت فحسب أنني أغازل كثيراً الطبيبات المقيمات كثيراً
    Başka biri olduğumu sanıyordu, bu yüzden, bu durumda, gerçekten bir sahtekârdım. TED لقد ظنّت أني شخص آخر، لذا في هذه الحالة، كنتُ في الواقع محتالاً.
    Kendisini o kadar suçlu hissediyormuş ki beni hak etmediğini düşünmüş ve böylece uzak durduğunu söyledi. Open Subtitles قالت أنها أحست بذنبٍ تمزّقها أنها ظنّت أنها لم تستحقّني، ولذلك بقيتْ بعيدة
    Bir kaç defa eve gittim diye annesi ona zarar vereceğimi sanmış. Open Subtitles ظنّت أمّها أنّي متشارك مع عصابة لأنّي أتيتُ بضع مرّات
    Karım, bodrumdan gelen bir ses duyduğunu sanmıştı. Open Subtitles ظنّت زوجتي أنّها سمعت شيئاً قادماً من الطابق السفلي.
    Ayrılmanın kolay olduğunu düşünmüştür. Open Subtitles . ظنّت بأنّ الفراق كان سهلاً
    Hepsi de kendilerinin Bailey için tek olduğunu düşünüyormuş. Open Subtitles وكلّ واحدةٍ منهنّ ظنّت أنّها حبيبته الوحيدة.
    İlk önce bunun eşek şakasının bir parçası olduğunu düşündü. TED لقد ظنّت أنهم يمازحونها في بداية الأمر.
    Sanki bir an için... annesiyle arasındaki tüm sorunların çözüldüğünü düşündü! Open Subtitles للحظة واحدة ظنّت أن مشاكلها مع أمها انتهت
    Burada tıkılıp kalacaksak taze bir şeyler iyi gider diye düşündü. Open Subtitles ظنّت بأننا سنقدّر شيئاً طازجاً إن علِقنا هُنـا
    - Seni seviyor. Riske girmeye değeceğini düşündü. Open Subtitles إنّها تحبك، وقد ظنّت أن ذلك يستحق المخاطرة
    Şef Green bir suç işlediğini düşündü ama bu alkollü araba kullanma değildi, değil mi? Open Subtitles ظنّت القائدة أنّك سترتكب جريمة، ولكن ليست القيادة ثملاً، صحيح؟
    O öyle düşünmüyordu. O fotoğrafta patlak gözlü çıktığını düşünüyordu. Open Subtitles حسنٌ، هي لم تظنّ ذلك، ظنّت أنّ عينيها ظهرتا نافرتين.
    Bugünden sonra her şeyin biteceğini düşünüyordu. Open Subtitles لقد ظنّت أنّ كلّ شيءٍ قد إنتهى بعد اليوم.
    Evden çıkmamaya, paranoyaklaşmaya başladı. Dışarıda onu öldürmeye çalışan insanların olduğunu düşünüyordu. Open Subtitles توقفت عن الرغبة في الخروج من المنزل، بدأت ترتاب، ظنّت أنّ الناس يسعون للنيل منها.
    Patty gerçekten ona yeni bir şeyler söyleyeceğini mi sanıyordu? Open Subtitles هل ظنّت باتي حقًا أنه سيخبرها بأي جديد ؟
    O da bizim arkadaş olduğumuzu sanıyordu. Open Subtitles أتدري ؟ لقد ظنّت بأننا كنا أصدقاء أيضاً تركتني أدخل
    Evden birkaç şey istersin diye düşünmüş. Open Subtitles ظنّت أنّكِ ترغبين ببعض الأغراض من المنزل.
    Dükkanı soyduklarını düşünmüş. Open Subtitles و دخلا بها فى سيّارة كبيرة ظنّت بأنّها سرقت شيئًا من المتجر
    Bütün gece süren partiden sonra işe gelmediğini, adama benim söylediğimi sanmış. Open Subtitles ظنّت أنّي قلتُ له أنّها لا تأتي بعد الإحتفال طوال الليل.
    Bir keresinde kuzenim meme kanseri olduğunu sanmıştı. Open Subtitles قريبتي ظنّت أنها مصابة بسرطان الثدي ذات مرة.
    Belki sadece bir arkadaşa ihtiyacı vardır ve sana seks teklif ederse arkadaş olmanızın daha kolay olacağını düşünmüştür. Open Subtitles ربّما تحتاج إلى صديق و حسب و ظنّت أنّ عرضَ الجنس عليك... -يسهّل عليك أنْ تصادقها
    Bütün sayfamı kız kardeşim yazdı ve erkeklerin seveceğini düşündüğü şeyleri koydu. Open Subtitles حسنا، شقيقتي كتبت صفحتي بالكامل، ووضعت بعض الأشياء التي ظنّت أنّها ستعجب الرجال.
    Pekala, kara kutudan çıkan verilere göre uçak düştüğünde kendini Saraybosna üzerinde zannediyormuş. Open Subtitles حسناً، إذن وفقاً لبيانات الصندوق الأسود، ظنّت الطائرة أنّها فوق (سراييفو) حينما تحطمت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more