"ظنّوا" - Translation from Arabic to Turkish

• sandılar
• düşündüler
• düşünüyordu
• düşünüyorlar
• düşünüyorlardı
• sandı
• sanıyorlardı

Babam için olayı örtbas ettiğimi sandılar. Ama o gece gördüğüm şey gerçekti.
ظنّوا أنّي أحاول التستّر على أبي لكنّ ما رأيته تلك الليلة كان حقيقيًّا

Bana inanmadılar. Film senaryosu anlatıyorum sandılar.
لم يصدّقوني ظنّوا أنّني كنت أسوّق فيلماً

Yani, oraya bir patlayıcı yerleştirmeye çalıştığımı düşündüler ve bu olasılığı bir buçuk saat boyunca araştırdılar ama hiçbir zaman kelepçe takılmadı ya da bir hücreye girmedim.
لقد ظنّوا أنني كنت أحاول زرع عبوةِ ناسفة، وقاموا بالتحقيق في هذا الاحتمال لمدة ساعة ونصف، ولكن لم يتم تكبيلي بالأصفاد، ولم أُنقل أبدًا إلى زنزانة سجن.

Devam etmeyi bıraktılar çünkü bunların kolay etkilenen çocukların sigaraya başlatacağını düşündüler.
لقد تم إيقافُ إنتاجها لأنهم ظنّوا أنها تحثُّ الأطفال سهلى التأثر على التدخين..

Ordu, muazzam derecede bir elektromanyetik darbe oluşturarak optik sinirleri etkin bir biçimde bozabileceğini düşünüyordu.
ظنّوا في الجيش أنّهم إن استطاعوا توليد إشعاع كهرطيسي ضخم، فإنّهم سيشوشون على العصب البصري.

Sanırım boynuz kulağı geçti diye düşünüyorlar.
لقد ظنّوا أنه وربما قد يتفوق التلميذ على معلمه

Anlamayacak kadar fakir ve aptal olduğumuzu düşünüyorlardı.
ظنّوا أننا فقراء وأغبياء للغاية لنستوعب الأمر

İnsanlar kazanamayacakları için düşürdüklerini sandı.
الناس ظنّوا ان هذا بسبب انها كانت قضية خاسرة

Yardım ettiklerini sanıyorlardı cidden, ha?
لقد ظنّوا حقا أنهم كانوا يساعدون الناس ؟

Bizi yumruklarla ve tekmelerle bozabileceklerini sandılar. Kemerler ve sopalar.
ظنّوا أنّه بإمكانهم التغلّب علينا بالقوة ..

-Yerde olsa nefsi müdafaadır. Candlewell'in uçağı düşüreceğini sandılar. -Düşürürdü de.
ظاهرياً، هذا دفاع عن النفس فقد ظنّوا أنّ (كاندلويل) سيحطم الطائرة

Gardiyan olduğumu sandılar herhalde.
أعتقد أنّهم ظنّوا بأنّي أحد الحرّاس.

Parayı kontrol edebileceklerini sandılar ama yapamadılar.
لقد ظنّوا أن بامكانهم التحكم لم يقدروا...

Görüşmek için düzenli bir yerimiz olması gerektiğini düşündüler.
لقد ظنّوا أنه يجب أن نحظى بمكان ثابت للقائات

Süper askerlerden oluşan bir ordu kurabileceklerini düşündüler.
ظنّوا أنّ بوسعهم بناء جيش من الجنود الخارقين.

Yani babanın arkadaşları, buraya gelip aday olmanın iyi fikir olacağını düşündüler.
لذا أصدقاء والدك ظنّوا أنّها ستكون فكرة جيّدة من أجلك لأن تأتي إلى هنا وتترشّح للانتخابات على المنصب

Hanzaki köyden Arashi'yi bulmak için ayrılabileceğini düşünüyordu ve senin hakkında endişeliydi.
قطاع الطرق قلقون عليكِ (لقد ظنّوا أنكِ تركت القرية بحثاً عن (أراشي

Hepsi dünyada daha zamanları olduğunu düşünüyordu.
ظنّوا أنّ لديهم كلّ الوقت في العالم.

Bunu kontrol edebileceklerini düşünüyorlar değil mi?
لقد ظنّوا أنهم يمكنهم السيطرة على هذا

Durumu ciddi. Beyin sarsıntısı geçirdiğini düşünüyorlar.
لقد ظنّوا أن لديه إرتجاج

O iki kadın da benim için çalışırken hayatımı cehenneme çevirmişti çünkü benim onların yanında çalıştığımı düşünüyorlardı.
كلا المرأتان جعلا حياتي جحيمًا عندما عملوا لي لأنهم ظنّوا أنني أعمل عندهم

Tüm hayatını heba eden beş paralık bir suçlu olduğunu düşünüyorlardı.
ظنّوا أنه مجرم يفسد حياته

Sigorta şirketinden gelen adam şaka yaptığımı sandı.
ماذا عليّ القيام به؟ مندوبي شركة التأمين ظنّوا أنّي أمازحهم!

O türün, milyon yıllar önce falan türünün sona erdiğini sanıyorlardı.
.. ظنّوا بـأن ذلك الشيء كـان منـقرض لحـوالي مـليون سنـة