"ظهرة" - Translation from Arabic to Turkish

• sırtını
• sırt
• sırtına
• Sırtında
• sırtından
• arkasından

Ben sırtını kıtırdatmaya çalıştıkça o yüzüme dönüp bana göz kırpıyordu.
وأنا إستمررت محاولة تكسير ظهرة وهو إستمر بإنقلاب والغمز في وجهي

Gerçekten Batman'in geçenlerde hapşırırken sırtını incitmiş orta yaşlı bir adama bakıp "Hey, işte yeni harika çocuk" demesini bekliyorsun?
هل تظن حقاً ان باتمان سينظر إليك رجل في منتصف العمر قد اصاب ظهرة الأسبوع الماضي و هو يعطس ويقول، ها هو رجلي الخارف

Ellie, dünya sana sırt çeviriyormuş gibi geldiğini biliyorum ama öyle değil.
ايلى , انا اعرف انة يبدو مثل ان العالم ادار ظهرة اليكى لكن هذا ليس هو الحال

Shelton sırtına ağda falan mı yaptırıyor?
إذن, هل شيلدون يقوم بنزع شعر ظهرة في الداخل أم ماذا؟

Ve herif, Sırtında sıhhiye çantası tavşan gibi kaçıyordu.
رحل مثل وغد لعين .... مع كل الإمدادات الطبية على ظهرة

Fırsatını bulursam onu sırtından vuracağım.
إذا سنحت لي الفرصة سأرديه من ظهرة

arkasından onun hakkında konuşup onu her şeyin dışında bırakmak mı?
ان تتحدثين عنة خلف ظهرة وتتركينة خارج الاشياء ؟

Jeff'i bir keresinde spatulayla sırtını kaşırken yakalamıştım.
لقد رأيت جيف يستعمل الملعقة ليحك ظهرة

Dünya İsrail ve Gazze'ye sırtını dönüyor.
العالم يدير ظهرة لإسرائيل وغزة

Fena yaraladılar. sırtını mahvettiler.
آذوة بسوء، اسقطوه على ظهرة

Birkaç saat sırt üstü kalmış. - Yeni bir şey var mı?
كان ملقيا على ظهرة لعدة ساعات

- Onun sırt çantasında.
-كيف؟ -إنه فى حقيبة ظهرة

Bir adam tüm sırtına yapmamı istiyor. Motosikletinin her yerinde alevler var.
يريد مني أن أرسم على ظهرة مروحية ونيران ملتهبة حولها

Bir şeyden haberi olmayan Townsend ise sırtına bir bıçak yedi.
ويسقط سيد "تاونسيند" البرىء بسكين ضالة فى ظهرة

Sırtında siyah çizgileri vardı
بالاشرطة السوداء على ظهرة

- Ne? Sırtında, sırtındaki dövme.
أنه ظهرة الوشم الذى على ظهرة

"Erkeğin kalbine giden yol sırtından geçer."
اسرع طريقة لقلب رجل هى ظهرة

Rajiv'i sırtından atıp düğünü mahvedebilir. Biraz rahatlaması lazım.
يمكن أنّ يلقي (راجيف) من علي ظهرة و يخرب الزفاف ، يحتاج الي الهدوء

Ben bile bir adamı arkasından vurmam, Lucas.
انا لم ارد قط اصابة رجل من ظهرة , لوكاس

Ve sonra Holt, Sikes'ı arkasından bıçakladı.
ثم قامت هولت بطعن سكيس فى ظهرة, حرفياً