O da baba katili oldu. aile içi anlaşmazlıklarda en eski çözüm yolu. | Open Subtitles | إذن قتل الأبّ، يعتبر حلٌّ قديم لنزاعٍ عائليّ |
Bu bizim ilk aile içi kavgamız. | Open Subtitles | هذا أوّل خِلافٌ عائليّ. |
Yine de en iyi ajanlarımız aile sorunları olmayanlardan çıkıyor. | Open Subtitles | ومجدّداً، فإن أفضل عملائنا مُتفوّقين لعدم وجود إلتزام عائليّ لديهم. |
Bizimkisi, daha çok bir aile şirketi. | Open Subtitles | والآن، هذا العمل الذي نقوم به مشروع عائليّ |
Şu an oturma odasında bir aile toplantısı var. | Open Subtitles | ثمّة اجتماعٌ عائليّ الآن في غرفة المعيشة |
Bana anlatabilirsin. Senin ilk aile programın ve ilk öpücüğündü. | Open Subtitles | بوسعكِ أن تُخبريني، كان مثل أوَّل برنامجٍ عائليّ لكِ... |
Artık ailemin yeniden bir araya gelme vakti geldi. | Open Subtitles | آن الأوان للقاء عائليّ بسيط. |
Eminim bu sevginizin samimi bir yansımasıdır ama ben Jeremy'nin ablasıyım. Ve küçük bir aile içi konuşma yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لكنّي أخت (جيرمي)، وكنّا على وشك خوض نقاش عائليّ بسيط وجميل. |
Kızlar, siz kalamazsınız.. Bu yemek aile arasında. | Open Subtitles | هيّا يا بنات، ليسَ بإمكانكما المكوث إنّه عشاءٌ عائليّ |
Kendi başına yapmak zorunda değilsin. Bu bir aile işi. | Open Subtitles | لستَ مضطرًا لفعل ذلك وحدك، هذا شأن عائليّ. |
Varlığım, sonunda karşılığını vermeye başlamış bir aile yatırımından geliyor. | Open Subtitles | حظّي نتيجةٌ لاستثمارٍ عائليّ بدأ يؤتي ثماره أخيراً |
Hey, hiç endişe etme Helmut. bir aile meselesi bu sadece. | Open Subtitles | لا تقلق يا قبعة، إنه أمرٌ عائليّ |
Bu bizim ilk aile kavgamız. | Open Subtitles | هذا أوّل خِلافٌ عائليّ. |
Artık ailemin yeniden bir araya gelme vakti geldi. - Matt, Stefan'dan ne istiyormuş? | Open Subtitles | آن الأوان للقاء عائليّ بسيط. |