Ayı ağaca bağlanmış çaresiz bir kurban ve Birleşik Devletler başkanı ona merhamet etmeyi seçiyor. | TED | الدب ضحية عاجز مربوط بشجرة ورئيس الولايات المتحدة قرران يريها بعد الرحمة. |
Siz çaresiz bir biçimde diz çökmüşken bir tutam saçınıza asılmış... paslı bir bıçağın kör kenarını kafa derinize yaslamış... dairesel bir hareketle kesmekte. | Open Subtitles | يمسك بشعرك في يده بينما انت ساجد عاجز وضع سيفا على راسك بلا شفقة ولا رحمة |
Burada, güçsüz bir şekilde ordusunun parçalanmasını seyrediyordu. | Open Subtitles | ،وهنا شاهد، وهو عاجز تماما الإنكسار القاسي لجيشه |
Daedalus, oğlunun vahim kaderini değiştirmekten aciz bir şekilde, göklere doğru yükselmesini, korku içinde izledi. | TED | كان دايدالوس يشاهد مفزوعًا، بينما إيكاروس يعلو أعلى وأعلى، وهو عاجز عن تغيير مصير ابنه الوخيم. |
Cinsel tacizin olmaması, salt iktidarsız olduğunu ve bunu saklamaya çalıştığını... | Open Subtitles | فقدان الاعتداء الجنسي قد يكون لسبب بسيط حقيقة انه عاجز جنسيا |
Değer verdiğim her şeyi aldım ve senin beceriksiz ellerine verdim. | Open Subtitles | لأني أخذتُ مقتنياتي الثمينة, و أمَّنتها بين يدي من هو عاجز عن حمايتها |
Koruyucu zarla kaplı kireçli bir kabuğun içine hapsolmuş, Savunmasız bir yavru sürüngen için yumurtadan çıkmak büyük bir çaba gerektirir. | Open Subtitles | بالنسبة لرضيع عاجز محبوس داخل غشاء جلدي في قشرة كلسية تكون عملية التفقيس شاقة جدا |
Çok geçmez, bir kavgada çaresiz kalırım | Open Subtitles | لن يمضى وقت طويل حتى أكون عاجز عن القتال |
Bu sihirli bir çağdır ve tüm erkekleri çaresiz bırakabilir. | Open Subtitles | إنه وقت ساحر ويمكنه أن يعيد أيّ رجل ترجمة وتنفيذ التنين زياد عاجز جدا في أي مكان |
Ama onu böyle, çaresiz bir hayvan gibi sesler çıkarırken görünce gözlerimi ondan alamadım. | Open Subtitles | ولكن رؤيته يصرخ بعمق مثل حيوان عاجز لم أستطع ازاحة نظري عنه |
Ama o kadar güçsüz ki yalnız bizim yardımımız yetmiyor. | Open Subtitles | لكنّه عاجز جدّاً بحيث مساعدتنا لوحدها لن تنفع. |
Yalnız tahminde bulunabiliriz ama onu temsil eden kurbanlarsa zihinsel olarak çökmüş ve güçsüz hissettiğini anlatıyor. | Open Subtitles | يمكننا ان نخمن فحسب لكن ان كان ضحاياه يمثلونه فهو يخبرنا انه يشعر بأنه عاجز و خاضع للعملية نفسها |
Ve şimdide,Kendini aciz hissediyorsun. Rüzgardaki bir yaprak gibi. | Open Subtitles | والأن أنت تحس بأنك عاجز كورقة شجر فى مهب الريح |
Dünyada en çok arzu ettiği şeyi istemekten aciz birini anlamak zor. | Open Subtitles | .... من الصعب فهم شخص عاجز كلياً ببساطة عن معرفة ما يريده |
Keşke benimde eve gidebilecek iktidarsız bir erkek arkadaşım olsaydı. | Open Subtitles | اتمني ان يكون لدي حبيب عاجز جنسياً اذهب للمنزل معه |
- Olmayabilirdi, ama yazar kahramanın iktidarsız, kardeşinin eşcinsel,... yengesinin de nemfoman olduğunu belirtiyor, kadın kahramanla ilgili de açıklama yapmalıydı. | Open Subtitles | عادةً لا، لكن بما أنّه وضّح لنا أنّ البطل عاجز جنسيًّا.. وأنّ الأخ شاذ وبأنّ الأخت شبقة.. |
Senin kendi pisliğini temizleyemeyen beceriksiz bir velet olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | يعتقدونك طفل عاجز يعجز عن تنظيف قاذورته بنفسه. |
Yumruğunuzla vurmak istemezsiniz. Çünkü elinizi kırabilir Savunmasız kalabilirsiniz. | Open Subtitles | الآن إنّك لا تُريد أن تُقاتل بقبضة مفتوجة لأنك قد تُعرض يدك للكسر و بالتالي تكون عاجز عن الدفاع. |
Ama sadece nazik olmak için, çünkü ben umutsuz bir romantiğim. | Open Subtitles | لكن فقط من باب الأدب لأنه أنا رومانسي عاجز |
Andrew Beckett'ın iş performansı yeterlilikten uzaktı... genellikle ancak vasattı... bazen gerçekten yetersiz. | Open Subtitles | أندرو باكت ، تفاوت عمله من مؤهّل إلى في أغلب الأحيان متوسّط إلى أحياناً عاجز بشكل صارخ |
Böyle davrandığın için, ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı anlatacak, söz bulamıyorum. | Open Subtitles | أنا عاجز عن الكلام عن خيبة أملي فيكِ لسلوككِ هذا ماذا ؟ |
yardıma muhtaç bir adamı ayak takımından oluşan bir çeteden çeteden korurken dayak yediğini söyle. | Open Subtitles | أخبرها أنك ضُربت من أجل رجل عاجز من الجنود السابقين المتواضعين |
Ona sakat denmesini istemiyordu tıpkı bana aptal denmesini istemediğim gibi. | Open Subtitles | لم يرد أن يكون عاجز مثلما أنا لا أريد أن أوصف بالغبي |
Hatta bana bir keresinde şunu söyledi, "Anne, her gün eşofman giymek sanki engelli kıyafeti giyiyormuşum gibi hissettiriyor." | TED | حتى أنه قال لي في إحدى المرات، "ماما، ارتداء ملابس الرياضة كل يوم يجعلني أشعر بأنني عاجز عن اللبس." |
Bir kızı ağlarken görmek beni tamamen biçare kılar.... ...hele ki kız güzelse. | Open Subtitles | رؤيتي لفتاة تبكي يجعلني عاجز تمامًا, خصوصًا إذا كانت جميلة. |
...şimdi de içinde insanların, çiçeklerin ve etkisiz halde olan bir mürettebatın bulunduğu bir uçağı indirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | الآن ينوي الهبوط بطائرة مليئة بالناس والأزهار وطاقم طيران عاجز |
Eğer ona bir şey vermezsem benim yeteneksiz olduğumu düşünecek. | Open Subtitles | ولو لم أعطها شيئاً ستعتقد أنني عاجز |