Kurtulamadığım birkaç kötü alışkanlık hariç her şey. | Open Subtitles | من كل شيء بإستثناء بضعة عادات سيئة لم أستطع التخلص منها |
Bana adresini vermen gerekecek, bir de kocanın alışkanlık ve zaaflarını. | Open Subtitles | عليكِ ان تعطينى عنوانكِ فضلا عن عادات زوجك وضعفه |
Okuma alışkanlıklarını doğru hatırlıyorsam, bu adam... çocukluğundan beri tanışık olduğun biri. | Open Subtitles | وإن كنت أذكر عادات قراءتك فهو أحد معارفك منذ الطفولة |
Ama onlara bu tasarruf alışkanlığı edinmeyi öğretiyorum. 30 yaşındaki insanların “Galiba artık emeklilik tasarruf planı | TED | وانا اعلمهم عادات ادخار المال ما يثير حنقي ان هناك اشخاص اعمارهم 30 وما فوق |
Britanya oldukça ilginç bir geleneği olan gizemli insanların iskan ettiği bir yer. | Open Subtitles | في دولة بريطانيا يقيم شعب غريب الأطوار لديه عادات غريبة جداً |
Bir fikrim var. Bir takım yeni bayram gelenekleri oluşturalım. | Open Subtitles | لدي فكرة , لنبتكر مجموعة جديد من عادات الأحتفال بالعطلة |
Onlardan vazgeçebilseydik, onlar alışkanlık olmazdı. | Open Subtitles | فيما لو قمنا بكسر العادات فلن تكون عادات |
Penny Saver çok etkili insanların alışkanlık listesinde kaçıncı sırada? | Open Subtitles | هل الجريدة الإعلانية ستكون رقم 5 أم 6 على قائمة عادات الأشخاص الناجحين؟ |
Araştırman sonunda, kadınları silen, kadınların görünmez olmasına sebep olan yedi alışkanlık belirledim fakat bu alışkanlıklar devam ediyor çünkü bize çok tanıdık geliyorlar ve biz onları iyilik ve ahlaklılık olarak görüyoruz. | TED | من خلال أبحاثي، حدّدت سبع عادات. تلغي المرأة. تجعل المرأة تختفي، لكن هذه العادات مستمرّة لأننا جدّ معتادات عليها. وجعلناها جيّدة وأخلاقيّة. |
Ablanın, sadece senin bilebileceğin alışkanlıklarını söyle o zaman. | Open Subtitles | إذن أخبريني عن بعض عادات أختك التي لا يعرفها إلا سواكِ |
Hiç insanların, cinsel alışkanlıklarını değiştirip değiştirememesiyle ilgili bir durumla karşılaştın mı? | Open Subtitles | هل توصلت إلى أي معلومات حول قدرات الناس على تغيير عادات سلوكهم الجنسي؟ |
Korkunç beyaz alışkanlıklarını çıkarıp atacak kadar vaktim yok, o zaman ya benim için sadece etten bir çubuk olduğunu kabul et, ya da burda bitsin. | Open Subtitles | ليس عندي وقت لكي أجعلك تمتنع من عادات البيض اللئيمة إما أن تقبل حقيقة |
Allison, suçları bildirmek için gelen vatandaşların suç geçmişini kontrol etmek savcılık ofisinin bir alışkanlığı değildir | Open Subtitles | أليسون ، ليس من عادات مكتب المحامي العام التحري الجنائي عن الشهود الذين يبلغون عن جرائم |
Kötü yemek alışkanlığı edinmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدها أن تكتسب عادات سيئة في تناول الطعام |
Geyşa'ların geleneği böyle değildir. | Open Subtitles | أستميحك عذراً أيها العقيد هذه ليست من عادات الغايشا |
Bu insanların baya çılgın gelenekleri var, değil mi? | Open Subtitles | ياللعجب، هؤلاء الناس لديهم عادات جنونية، اليس كذلك؟ |
Tüm bu yazarlar, kendi çaplarında zamanlarının gelenek ve göreneklerini yansıttılar. | Open Subtitles | الآن، هؤلاء الكتّاب كلّهم سلكوا طريقهم الخاص عكست عادات وإتفاقيات زمنهم |
Bir eşek nikaha doğru yürümezse geleneksel Polonya düğünü olmaz ki. | Open Subtitles | إنه ليس من عادات الزفاف البولندى دون حمار يسير في الممر. |
- Affedersin. Eski alışkanlıklar. Bir dahaki sefere zili çalarım. | Open Subtitles | آسف لذلك، عادات قديمة سأقرع جرس الباب في المرّة المقبلة |
Federal hükümet adına çalışan bir gümrük görevlisi. | Open Subtitles | هو إستخدم كa وكيل عادات بالحكومة الإتّحادية. |
Düzenli müşterilerin kötü huyları ve tacizleriyle konuyu tamamlamıştık. | Open Subtitles | واكملنا الحديث عن عادات الزبائن والمزارات |
Küçükken birkaç garip alışkanlığım vardı. | TED | عندما كنت طفلة صغيرة كان لدي عادات غريبة |
Büyümek ailem tüm Şükran Günü geleneklerini kutladı. | Open Subtitles | ان اكبر, و عائلتي تحتفل بكل عادات عيد الشكر |
Bir varlığı en sevdiği kötü alışkanlığından mahrum bırakamıyorsanız önüne güvenilir bir yem bırakmak en iyisi olacaktır. | Open Subtitles | اذا لم يمكنك إبقاء الشخص الثمين بعيدا عن عادات السيئة المفضلة, من الغالب ان الافضل هو تزويده بهدف آمن, |
Oysa 20. yüzyılda geliştirdiğimiz bazı zihinsel alışkanlıkların beklenmedik başka alanlarda da getirisi oldu. | TED | بعض من عادات العقل التي قمنا بتطويرها على مدى القرن العشرين وقد آتت أكلها في مجالات غير متوقعة. |
Işıklar. Beş kez yanıp sönüyor. George'un alışkanlıklarında biri de bu. | Open Subtitles | الأضواء، يحدث هذا خمس مرات كما لو أنها إحدى عادات (جورج) |