"عادلَ" - Translation from Arabic to Turkish

• adil
• haksızlık
• haksızlıktı

-İzinsiz giriş. -Bu adil değil hiç
ذلك لَيسَ عادلَ عندما تبدا الاشياء يبدا الازيز

Sen de adil algılanmayacak herhangi bir şey yapabilirsin.
أوه، أنت يُمْكِنُ أَنْ تَجْعلَ أيّ شئَ إبدُ غير عادلَ.

Michael ve Geoffrey'ye de, iki yeni periye de adil davranmak isterim.
حَسناً، أُريدُ لِكي أكُونَ عادلَ إلى مايكل وجيفري.

Bak Kristen, bence sen muhteşemsin ama bütün bu şey, sana haksızlık oluyor.
النظرة، كريستين، أعتقد أنت عظيم، لكن هذا شيءِ الكاملِ فقط لَيسَ عادلَ إليك.

haksızlık haksızlık.
لَيسَ عادلَ، لَيسَ عادلَ، هو فقط لَيسَ عادلَ

Onu ifşa etmenin adil olmayacağını düşünüyorum.
أعتقد هو سَيَكُونُ غير عادلَ إليهم لإباحته.

adil olmaz.
ذلك من غير المحتمل سَيَكُونُ عادلَ.

Bu adil değil ama, sen zarın kaç geleceğini ve diğer her şeyi kesin olarak kontrol edebiliyorsun.
هو لَيسَ عادلَ جداً، الوجود قادرة على السَيْطَرَة على لفّتكَ لذا بالضبط وكُلّ!

Bu hiç adil değil.
انة لَيسَ عادلَ.

Bu, hiç adil değil.
ذلك لَيسَ عادلَ.

Bu adil değil.
هذا لَيسَ عادلَ.

Bu adil değil.
ذلك لَيسَ عادلَ.

Bu adil değil.
هو لَيسَ عادلَ.

-Hiç adil değil.
ذلك لَيسَ عادلَ.

Bu hiç adil değil.
هذا فقط لَيسَ عادلَ عادل؟

Bu gerçekten hiç adil değil.
هذا حقاً فقط لَيسَ عادلَ.

Bu sanıklara haksızlık olacaktır.
ذلك سَيَكُونُ غير عادلَ إلى المتهمِ

Uyan, Jack, bu haksızlık. Bu da ne?
إستيقظُ، جاك، هذا لَيسَ عادلَ ما هذا

Bu yüzden kendimi seninle kıyaslamam haksızlıktı.
لذا حقَّاً إنَّها ما كَانَ عادلَ منّي لمُقَارَنَة نفسي إليك