| Yola çıkmış iki bekar erkeğiz, kimseye bağlı değiliz ve özgürüz. | Open Subtitles | نحن شخصين عازبين على الطريق يمكن أن نفعل ما نشاء و بدون تحفظ |
| - Yatmıyor muydun sen? - Yatıyordum. Sonra, ikimizin de bekar olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | إعتقدت أنك سوف تذهب للنوم لقد كنت كذلك , و ثم تذكرت أننا مازنا عازبين مرة أخرى , لذلك |
| Ama bekar olmayı isteyen biri veya bunu kıskanan geri zekâlı biri değilim! | Open Subtitles | انا لست من هؤلاء الذين يتمنون ان يبقوا عازبين |
| Ya da eyalet tarihinin en kötü futbol takımının antrenörü 40 yaşında bir bekâr olmayacağım. | Open Subtitles | أو مع من هم في الأربعين وما زالوا عازبين ويدرب أسوأ فريق كرة قدم في تاريخ ولايتنا |
| İkiniz de çekici ve yalnızsınız, senin kendini beğenmişliğinin, onun ise çaresizliğinin avutulmaya ihtiyacı var diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنكم الاثنين جذابين و عازبين مع النرجسية الصحية لك ، و الحاجة الماسة لها لكي تستعمت |
| Geçen yıl geri gönderdiği tüm mahkumlar bekar ebeveynlermiş. | Open Subtitles | وقد وجدتُ نمط، في السنة الماضية كل المُسرحين الذين أُوقفوا كانوا عازبين |
| Söylüyorum dostum, ikimizin aynı anda bekar kalması bizi sanki tekrardan üniversitedeymişiz gibi yapacak. | Open Subtitles | إنّني أخبرك يا رفيقي أن نكون عازبين معا سيكون الوضع مثل الكليّة من جديد مجدّدا |
| Kadınlar bekar erkeklere bayılır. | Open Subtitles | النساء فقط يَحببنَ أباءَ ذكورَ عازبين |
| Charlotte, iki bekar oğlum var, ikisi de senin için çok uygun. | Open Subtitles | تشارلت), عزيزتي) لدي إبنين عازبين, كلاهما مثاليان لكِ |
| Eğer, gerçekten yardım etmek istiyorsanız Dr. Grey, ona birkaç bekar adam getirebilirsiniz. | Open Subtitles | (لوتريدينالمساعدةأيتهاالطبيبة(جراي , يمكنكِ ارسال رجال عازبين إلى هنا |
| Sonra şu İki bekar Birarada denen bir program duydum. | Open Subtitles | ثم سمعت عن برنامج يدعى، "عازبين معاً." |
| Beni İki bekar Birarada'ya katılmak zorunda bırakacaklar. | Open Subtitles | سيقومان بضمّي لـ"عازبين معاً." |
| Ama bekar değiliz. | Open Subtitles | لكن نحن لسنا عازبين |
| Fred, yapma. 15 sene önceki bekar adamlar değiliz. Biz değiştik. | Open Subtitles | بحقكَ يا (فريد)، لسنا نفس الشابان الّذان كانا عازبين مُنذ 15 عام، لقد تغيّرنا. |
| İki bekar yetişkiniz. | Open Subtitles | -نحن شخصين بالغين . عازبين |
| İki bekar Birarada mı? | Open Subtitles | عازبين معاً؟ |
| - bekar kalacaktık. | Open Subtitles | -اتّفقنا على أن نبقى عازبين . |
| Nefes alan, bekâr ve Doğu Yakasında oturanları bul, tamam mı? | Open Subtitles | جد من لازالوا أحياءً يُرزقون عازبين منهم، من يعيشون على الساحل الشرقيّ، إتّفقنا؟ |
| Savaşacak yaştaki bekâr ve benzeri erkeklerin nüfusa oranı ölçülüp Fransızlara katkımız karşılaştırıldığında, olumlu yönde. | Open Subtitles | عندما القياس ضد كل السكان , من رجال عازبين لعمر القتال وماشابه ذلك تلك مساهمتنا تقارن أيجابيا جدا مع الفرنسيين |
| bekâr babaların gelip bana asılmaya çalışmaları hariç. | Open Subtitles | بأستثناء الذين لديهم أباء عازبين وحاولول التغزل بي |
| James senin sevimli olduğunu düşünüyor ve ikiniz de yalnızsınız. | Open Subtitles | (جايمس) يظنك محبوباً، وكلاكما عازبين. |