Yıldırımı bol bir Fırtınada ayak bileklerini tutup kıçını havaya kaldırmalısın. | Open Subtitles | فى عاصفة رعدية شديدة يجب أن تمسك بكاحايك وتتوجه الى السماء |
Nasıl bir insan gecenin bir yarısı bu Fırtınada odun kesmeye çıkar ki? | Open Subtitles | أي نوع من الأشخاص يخرج لتقطيع الأشجار بوسط عاصفة رعدية في الليل ؟ |
Beş altı kere aynı rüyayı gördüm, bir fırtınanın ortasındayım ve deli gibi yağıyor. | Open Subtitles | يراودنى ذلك الحلم 5 أو 6 مرات حيث أكون فى عاصفة رعدية. |
Ama biliyorsunuz, bu sıcak hava fırtınanın habercisi. | Open Subtitles | ولكن أنت تعلم ومع موجة الحر هذه قد تأتي عاصفة رعدية الليلة |
Herşey geçen yıl başladı... korkunç bir fırtına boyunca... maalesef eve giremedim... ve dışarıda kaldım. | Open Subtitles | بدأ كل شيء العام الماضي، أثناء عاصفة رعدية فظيعة، عندما حبست نفسي خارج المنزل. |
Ve bir gece, bir fırtına sırasında tümden çıldırdı. | Open Subtitles | في ليلة من الليالي وخلال عاصفة رعدية فقد التحكم بأعصابه |
- Sanırım bir fırtına kopacak. - Bence de. | Open Subtitles | أعتقد أننا سيكون لدينا عاصفة رعدية - وأنا كذلك - |
Görünüşe göre pistin bir mil yakınında bir fırtına var. | Open Subtitles | تبدو مثل عاصفة رعدية قد تكون على بعد ميل واحد من الطريق |
Tüm uçak ve paraşütçülerin dikkatine, yıldırım fırtınası yaşandı. | Open Subtitles | إلى جميع الطائرات والقفّازة، عاصفة رعدية قادمة |
Fırtınada ağacın altında durmak kötü bir taktik. Yıldırımı çeker. | Open Subtitles | سياسة سيئة لتبقى قرب غابة من الاشجار فى عاصفة رعدية , ذلك يجذب الصواعق |
Geçen sene, bir Fırtınada, yıldırım 42 koyunu öldürdü. | Open Subtitles | السنة الماضية حدثت عاصفة رعدية تسببت في موت 42 غنمة |
Bu yüzden o Fırtınada uçağın düşmeyeceğini düşünmüştü. | Open Subtitles | وذلك الذى جعله يعتقد أن طائرته لن تسقط إثر عاصفة رعدية |
Olmak isteyeceğiniz son yer, Fırtınada bir göldeki kanodur. | Open Subtitles | آخر مكان تود التواجد فيه هو في بحيرة على متن زورق وسط عاصفة رعدية |
Lander Beldesi'nden buraya doğru şiddetli bir fırtınanın yaklaştığı bildirildi. | Open Subtitles | تحسس الرادار بوجود عاصفة رعدية مصاحبه بالبرق في طريقها من بيرشينج والمقاطعات |
İki yıl önce, fırtınanın ortasında freni bozuk bir minibüsle kafa kafaya çarpıştık. | Open Subtitles | ...قبل سنتين أثناء عاصفة رعدية اصطدمت مباشرة في شاحنة متحركة |
Ve yıldırım dolu bir fırtınanın tam ortasında. | Open Subtitles | في منتصف عاصفة رعدية مليئة بالبرق |
fırtınanın ortasında bir ağaca tırmanmıyorum! | Open Subtitles | لن أتسلق شجرةً وسط عاصفة رعدية! |
bir fırtına esnasında eğer bir dağın tepesinde durursanız, elektrik ve manyetizmanın ne kadar birbiriyle ilişkili olduğunu daha iyi anlarsınız. | Open Subtitles | فإذا سبق وكنت على قمق جبل أثناء عاصفة رعدية فستجد كم أن فكرة كيف أن الكهرباء والمغناطيسية وثيقتا الصلة |
Ayrıca, bu gece müthiş bir fırtına çıkacağını da söyleyeyim. | Open Subtitles | أتوقع أنه عند منتصف هذه الليلة ستهب عاصفة رعدية |
- Sanırım bir fırtına kopacak. - Bence de. | Open Subtitles | أعتقد أننا سيكون لدينا عاصفة رعدية - وأنا كذلك - |
Bu akşam fırtına var. Havayı biraz serinletti. | Open Subtitles | هبّت عاصفة رعدية هذا المساء قامت بتلطيف الجو قليلاً |
İşaret verdiğimde hemen tepende yıldırım fırtınası yaratacaksın. | Open Subtitles | وحين أعطيك الإشارة سيكون عليك خلق عاصفة رعدية فوقك |