Bir adam arayıp işsiz olduğumu bildiğini, ve kamyon sürüp süremeyeceğimi sordu. | Open Subtitles | . اتصل بيّ رجل ، يعرف أنني عاطل طلب مني قيادة شاحنته |
Bu ülkede 2 milyonun üstünde işsiz olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف أن هنالك مليوني عاطل عن العمل في هذه البلاد؟ |
{C:$CAFFFF}Başkent Polisi katilin 42 yaşında, Kurou Otoharada isminde işsiz biri olduğunu belirledi. | Open Subtitles | حددت الشرطة هوية القاتل على أنه أوتوهارادا كورو، 42 سنة، عاطل عن العمل |
Bak, böyle bir piyasada, neredeyse bir aydır işsizsin. | Open Subtitles | انظري , في سوق العمل لقد كنت عاطل عن العمل لشهر تقريباً |
Aynı zamanda uyumsuz, kafası bozuk, orta yaşlı, kaybolmuş biri. | Open Subtitles | إنه أيضاً فتى عاطل في منتصف العمر، و حالته مزرية. |
Çalışmıyor. Motorda bir sorun var. | Open Subtitles | إنها لا تعمل يبدو أن المحرك عاطل |
İşsiz bir baterist veya ekmeği seven evli bir ortodontist olması fark etmiyor. | Open Subtitles | لا يهمهم اذا كان قارع طبل عاطل او مقوم اسنان متزوج يحب الخبز |
Sanırım şişko ve işsiz bir yazar çizdim, bu yüzden canına okuyorum onun. | Open Subtitles | أعتقد أنني رسمت كـاتب بدين , عاطل عن العـمل لذا أنـا ناجح جــداً |
İşsiz, tıknaz, tek yaşayan, boyu 178 cm ve altında. | Open Subtitles | عاطل عن العمل، بدين، عازب، وطوله أقل من 180 سم. |
Bir milyon işsiz varsa, bir milyon derim. | TED | إذا كان هناك مليون شخص عاطل عن العمل أقول إنه هناك مليون. |
William Luke Vallerio. 30 yaşında, İşsiz | Open Subtitles | وليام لوك فليريو عاطل عن العمل، العمر 30 |
Altı, yedi ay işsiz kaldım. Ve artık bana vurmaya bile başladın. | Open Subtitles | ل 6 او 7 اشهر اننى عاطل عن العمل ، و الان فجاه تضربينى |
Fabrikayı kaybettim, kasaba batıyor, ve ben işsiz kaldım. | Open Subtitles | و لقد خسرت المصنع . البلدة هالكة و أنا عاطل |
Ben ve işsiz beceriksiz arasındaki benzerlikler bir yana bence bunda oturmalıyız. | Open Subtitles | حسناً هناك توازي بيني وبين مهاجر عاطل من جانب أظن ربما علينا الجلوس هنا |
Peki, Jerry, işsiz olduğumu bilmeni istemedim. | Open Subtitles | جيري، لم أشأ أن تعرف أنني عاطل عن العمل. |
Yirmilerde kendini yazar olarak hayal eden bir işsiz. | Open Subtitles | عاطل في العشرينات من العمر يتخيل نفسه كاتب |
İşsiz olduğum için son zamanlarda çok gerginim. | Open Subtitles | هو فقط أنا كُنْتُ متوترُ جداً مؤخراً، أنْ يَكُونَ عاطل عن العمل. |
Hiç kimseye doktor olduğunu söylemeyeceksin. Şu anda işsizsin. | Open Subtitles | لا يمكنكَ إخبار أحد بأنّكَ طبيب، أنتَ عاطل |
Alttaki bozuk. Sadece babamlardan kaldığı için saklıyorum. | Open Subtitles | التلفاز الذي في الأسفل عاطل عن العمل أحتفظ به فقط لإنه خاص بأبويا |
Babası Çalışmıyor. | Open Subtitles | الأب عاطل عن العمل. |
Sizleri daha önce bulunduğunuz yere geri göndermemi mi , yani Greenland' daki işsizlik günlerinize geri dönmek mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | ميئوس منك أتريد منى أن أعيدك حيثما كنت عاطل فى جرينلاند |
Babası işten atılmış. Ona bakmamı istedi. | Open Subtitles | أباها عاطل وقد طَلبَ مِنْي الإعتِناء بها |
Bu da işşiz kalmana şaşmayışımın sebebi. | Open Subtitles | انه بسبب أننى مندهشة من أجل أنك عاطل عن العمل اليوم |
Duygusal dul ve oglu, issiz balikci. | Open Subtitles | ماذا عنهم؟ أرملة عاطفية، وابنها رجل صيد عاطل عن العمل |
Bozuktu. | Open Subtitles | انه عاطل |
- Burada hiçbir şey yok. - Tarayıcı Bozulmuş olmalı. | Open Subtitles | لا يوجد شيء هنا، المُسجِّل من المؤكد أنه عاطل |