Bir gece o kadar gürültülü yaptı ki, köpeği uykusundan uyandırdı. | Open Subtitles | و ذات ليلة كان صوته عالٍ جداً و لقد أيقظ الكلب |
Duyduğunuz gibi, orman çok gürültülü olduğundan testerenin sesini duyamıyorlardı. | TED | لم يكن باستطاعتهم سماع صوت المناشير، لأنه كما سمعتم، صوت الغابة عالٍ جدًا جدًا. |
O bugün üç üst düzey şeytanlar tarafından saldırıya uğradı. | Open Subtitles | لقد هوجمت من قبل ثلاثة مشعوذين ذو مستوى عالٍ الليلة |
yüksek sesle şiirler okurdu, restoranlarda ayağa kalkıp dans ederdi, bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | كانت تُلقى الشِعر بصوتٍ عالٍ, وتَقِف وتَرقُص فى المطاعِم, أشياء من هذا القَبيل. |
Bayan Reid, anlayışlı ve açık sözlü biri olmalı sanırım. | Open Subtitles | السيدة ريد لا بد انها ذات إحساس عالٍ و فطنة |
Umarım fazla gürültü olmuyordur. Siz, bir enstrüman çalıyormusunuz? | Open Subtitles | آمل ألا يكون الصوت عالٍ و أنتِ هل تعزفين |
Lider dostlarımı yan yana durmaya ve Sesli, net, gür bir tonla konuşmaya çağırıyorum. | Open Subtitles | وأناشد اخواني القادة أن نقف معًا وأن نتحدث بصوتٍ واحد عالٍ وواضح وقوي |
Robotu uzaktan kontrol ediyorlar, siz de Sesli yönlendirme yapıyorosunuz. | TED | يسيطرون على روبوت بعيد، وأنت تقوم بتوجيه العمل بصوت عالٍ. |
Sonra aniden bi silah patladı, gürültülü. Sesi hala kulağımda. | Open Subtitles | ومن ثم صوت عالٍ لطلقة لايزال بإمكاني سماعها |
Eminim yeni gelen adam bunun gürültülü olduğunu fark etmemiştir. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن الجار الجديد لم يدرك فحسب كم صوت هذا الشيء عالٍ |
Ayrıca çok gürültülü, bu yüzden hareket algılayıcısını kapatmak zorunda kalacaklar. | Open Subtitles | وصوتها عالٍ وسوف يوقفون أجهزة استشعار الحركة لهذا مثالي |
Türkler tüm intel uçuşlar için daha üst düzey talep gerektiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | التُّرك يقولون أنّهم بحاجة لتصريح من مستوى عالٍ ليحصلوا على كافة البيانات |
Hatırladığım kadarıyla, bu silah, üst düzey bir iblis tarafından kendisi için çalışanlara veriliyordu. | Open Subtitles | وما أذكره، أنَّ هذا السلاح يُوزَّع من قِبَل شيطان ذو مستوى عالٍ على مَنْ يعملون لديه |
İçlerinden en az bir kişi devletin üst düzey kademesinde yer alıyor. | Open Subtitles | واحدٌ منهم على الأقلّ تسلّل لمركزٍ عالٍ حسّاس في الحكومة |
Ama önce bana son karneni getir bakalım ve herkese yüksek sesle oku. | Open Subtitles | لكن أولاً اذهب وأحضر آخر بطاقة تقرير لديك وإقرأها بصوتٍ عالٍ على الجميع |
Ama önce bana son karneni getir bakalım ve herkese yüksek sesle oku. | Open Subtitles | لكن أولاً اذهب وأحضر آخر بطاقة تقرير لديك وإقرأها بصوتٍ عالٍ على الجميع |
Bunu yüksek sesle söyleyince o kadar da asil durmadı. | Open Subtitles | لـم يقترب صـوتي من النبل عندما قلت ذلك بصوتٍ عالٍ |
Ve bunu yapmak için, halka açık çağrı yaparak konuşma, monolog, diyalog, şiir, Sesli okunabilecek ve icra edilebilecek herhangi bir şey istediler. | TED | وللقيام بذلك، يضعون دعوة مفتوحة للعامة يطلبون الخطب، والمونولوجات، والحوارات، والقصائد، قصاصات من أي شيء يمكن أن تُقرأ بصوت عالٍ وتحاك لتصبح عرضاً. |
Ben bir şey söylemek istediğimde, açık açık söylerim. | Open Subtitles | عندما أريد أن أقول شيئاً، أقوله بصوت عالٍ. |
Sonuçlardaki protein değerlerine göre kafatasınızda ve belkemiğinizdeki kan değerleri fazla yüksek. | Open Subtitles | وأظهرت علامات على مستوى عالٍ من البروتين تشير إلى نزيف جمجي وتسرّب في العمود الفقري |
Hem de çok yüksek asidik değere sahip üstelik çok fazla kil vardı. | Open Subtitles | تربة بمعدل حمضي عالٍ ومكوّن طيني تحت أرضي كبير. |
Pekâlâ. Canlı ve gür sesle. | Open Subtitles | حسنا، الصوت عالٍ ،والفخر ،رجال |
Hiçbir şey aptalca şeylerin Sesli okunmasından daha komik olamaz. | Open Subtitles | لا شىءً أكثر تسلية من قراءة شىءٍ سخيف بصوتٍ عالٍ |