İkinci olarak, halk sağlığı sistemimiz şarbon olayında da olduğu gibi tam bir felaket. | TED | ثانيا ، نظامنا الصحي العام ، كما رأينا مع الأنثراكس ، عبارة عن كارثة. |
Kekeleyen, mırıldanan, sakar bir felaket ve kesinlikle hiçbir ortak noktamız yok. | Open Subtitles | انه يتلعثم و يتمتم , عبارة عن كارثة و لا يوجد بيني و بينه أيّ صلة |
Hayatı tam bir felaket ve sana bakıp hayatının bir fırsat olduğunu düşünmesine izin veremem çünkü yaşadığın hayatta bir saniye bile dayanamaz. | Open Subtitles | حياته عبارة عن كارثة بالكامل، ولا أستطيع تركه ينظر إليك، وإلى حياتك ويفكر بأن الحصول على مثلها أمر متاح، |
Bütün bu olay katıksız bir felaket ve senin tek yaptığın yalan söylemek! | Open Subtitles | هذا كله عبارة عن كارثة خالصة ! و كل ما تفعلينه هو الكذب |
İşte o böyledir, yürüyen bir felaket. | Open Subtitles | هذا هو حاله هو عبارة عن كارثة متنقلة |
O ev bir felaket. | Open Subtitles | ذلك البيت عبارة عن كارثة |
Ruhsal olarak ise adam tam bir felaket. | Open Subtitles | الرجل عبارة عن كارثة |