"عبر هذا" - Translation from Arabic to Turkish

    • bu
        
    • geçip
        
    bu süre boyunca birşey öğrendiysem o da aslında kim olduğundur. Open Subtitles واذا ما تعلمت شىء عبر هذا الوقت فهو: أنت من أنت
    bu yolu yüzlerce kez gidip geldim. Carla haklıysa, burası en uygun yer. Open Subtitles لقد قدتُ عبر هذا الطريق مِئات المرات إذا كانت كارلا مُحقة فسيكون هو
    Ama bu yardımcı kılavuz çizgiler olmadan da uzayda serbestçe düşüyor olsaydık, bunları kendimiz de boyayabilirdik, çünkü evrenin her yerinde düz çizgiler boyunca, yolundan sapmayan düz yollarda yolculuk yaptığımızı farkederdik. TED لكن إذا سقطنا بحرية عبر هذا الفضاء، و حتى دون هذه الشبكة الإيضاحية، قد يمكن أن نرسمها بأنفسنا، لأننا سنلاحظ أننا نتحرك في خط مستقيم، طرق مستقيمة و غير منحرفة عبر الكون.
    Peki akciğer kapasitenizi ölçebilmem için bu tüpe üflemeye ne dersiniz?" TED ما رأيك في النّفخ عبر هذا الأنبوب حتّى أقيس قدرتك الرّئويّة؟"
    Bir yıl önce, bir sorunun olduğunda, benimle paylaşmadan o kapının önünden geçip gider miydin? Open Subtitles منذ عام كنتِ تمشين عبر هذا الباب وبدون أن تأتي وتتحدثي معي عن أحوالك
    çok çok ince, mavi bir egzos çizgisi var sanki o çizgi bu yapıyı birlikte tutan şu şeyin arasından gidiyor. TED هناك خط رفيع جدا من دخان العادم الازرق يمر عبر هذا الشيء و الذي سيكون نوعا ما الدرب الذي يجعل الامر يتماسك معاً.
    bu beyin üzerinde odaklandık, öylesine odaklandık ki önüne bir kamera çipi koyduk. TED التركيز عبر هذا الدماغ، كان تركيزًا دقيقًا ووضعنا كاميرا مكشوفة خافتة أمامها.
    Ve bu muhtemelen, köprünün üzerinde sürmeye başlamadan önce yanıtlamak isteyeceğiniz bir sorudur. TED وهذا سؤال قد تريد الإجابة عليه قبل القيادة عبر هذا الجسر
    Fakat umarim simdi ikna olmussunuzdur, bu gece videosu ile beraber, cok iyi bir sekilde senkronize olduklarina dair. TED لكني أتمنى أنكم قد إقتنعتم الآن، عبر هذا الشريط الليلي، بأنهم في الحقيقة متزامنون.
    Ve bu dizeye rastladığım aynı zamanlarda, bu diğer dizeye rastladım, Rastladığım birisi bir bayan öğretmene TED وخلال ذلك الوقت مررت عبر هذا الشطر, ثم مررت بشطرِ اخر, سأل احدهم
    Park yerine bu diyagonal asansör ile ulaşılıyor. TED بحيث يمكن الوصول اليها عبر هذا المصعد المائل
    Ve biz bütün yol boyunca, bu patikadan yürüdük. TED وقد سرنا لأعلى عبر هذا المسار طوال الطريق.
    Ve görebileceğin üzere... Biz bu okyanusun üstünde bir yamaya sahibiz. TED و كما ترون لدينا أشكال مرقعة عبر هذا المحيط.
    Lin McAdam bu posta pulunda bir delik açacağını söyledi. Open Subtitles يقول لين ماك آدم أنه سيطلق النار عبر هذا الطابع البريدي الملصوق هنا
    Size söylüyorum, o kapıdan her kim gelir de bu çocuğa dokunacak olursa, geberir! Open Subtitles ولكنى اقول لك, اى شخص سيأتى عبر هذا الباب ويلمس هذه الطفلة سيذهب ميتل فى ادراج الرياح
    Onu bütün bu araziden bir sedye üzerinde götüremezsiniz. Open Subtitles لن تستطيع حمله على النقالة عبر هذا البلد
    Genç adam, kocam bu nehre bir botla geldi. Open Subtitles أيها الشاب زوجي جاء هنا عبر هذا النهر على متن قارب مُسطح
    Dış tel örgünün içinde bir kapı daha var, bu tel örgüden geçen. Open Subtitles داخل السياج الرئيسى توجد بوابة أخرى عبر هذا السياج
    Eğer açık çölde iseniz nefesinizi ağzınızdan burnunuza doğru, ve ağzınızdaki bu boruyu kullanarak solumayı sakın unutmayın Open Subtitles عليك أن تكون فى الصحراء المفتوحة تذكر للتنفس عبر فمك وإخراج التنفس من أنفك عبر هذا الأنبوب
    bu yüzyılda doğan... yeni bir Amerikan nesli tarafından... meşale devralınmıştır. Open Subtitles لقد عبر هذا الضوء لاجيال جديدة من الامريكان ولدوا في هذا البلد.
    Kapıdan geçip odaya, bizim yanımıza geleceğini. Open Subtitles سيكون هو من يدخل إلى هذه الحجرة عبر هذا الباب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more