| Biriniz dost, biriniz düşman ve biriniz de aileden biri tarafından. | Open Subtitles | واحد بيد صديق وواحدة بيد عدوّ وواحد بيد فرد من الأسرة. |
| Biriniz arkadaş, biriniz düşman ve biriniz de aileden biri tarafından. | Open Subtitles | واحد بيد صديق وواحدة بيد عدوّ وواحد بيد فرد من أسرته. |
| Son olarak, ideolojinin büyümenin düşmanı olduğunu iyi anlamalıyız. | TED | في نهاية المطاف، ينبغي أن نفهم أن العقائدية هي عدوّ النمو. |
| Eğer senin sırrını saklıyorsa o da bir devlet düşmanı olabilir. | Open Subtitles | إن كانت تخفي سرّك، فكأنها تساعد عدوّ الدولة. |
| Tek yaptığım onu daha güçlü bir düşmana çevirmek oldu. | Open Subtitles | وكلّ ما فعلته هو أنّي حوّلته إلى عدوّ قوي. |
| Doğu'da en büyük düşmanları Ruslar inanılmazı gerçekleştiriyor savaşı kazanıyorlardı. | Open Subtitles | في الشرق رأى النازيون أكثر عدوّ يخافونه على الإطلاق ... الروس يفعلون المستحيل ... |
| Muazzam yeteneklere sahip bir düşmanımız böyle bir güç için onca yeteneği feda etmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | عدوّ ينعم بموهبة رهيبة أُرغم على مبادلتها كاملة مقابل هذه القوّة. |
| Bu akşam kendine bir düşman edindin. Hem de hafızası iyi olan bir düşman. | Open Subtitles | إنّك اكتسبت عدوًّا اليوم، عدوّ ذو ذاكرة طويلة الأجل. |
| Eğer bu kehanet gerçekleşirse... hepiniz öleceksiniz... Biriniz arkadaş, biriniz düşman ve biriniz de aileden biri tarafından. | Open Subtitles | واحد بيد صديق وواحدة بيد عدوّ وواحد بيد فرد من أسرته. |
| Daha 1.5 gündür buradasın ve şimdiden kendine düşman mı edindin? | Open Subtitles | كنت مُتواجداً هُنا ليوم ونصف، وأصبح لديك عدوّ بالفعل؟ |
| Hem de hafızası iyi olan bir düşman. | Open Subtitles | إنّك اكتسبت عدوًّا اليوم، عدوّ ذو ذاكرة طويلة الأجل. |
| O hâlde kenara çekilip ailemin tehdit edilmesine müsade eden herkesi düşman olarak görmek durumunda kalacağım. | Open Subtitles | إذن آمل أن تتفهّمي أن أيّ أحدٍ سيتنحّى معرّضًا أسرتي للتهديد فسأضطرّ لاعتباره عدوّ. |
| Kehanet tamamen hepinizin öleceğini gösteriyor Biri arkadaş biri düşman, biriniz de aileden biri tarafından. | Open Subtitles | إن تحققت هذه النبوءة، فستذهب ريحكم أجمعين واحد بيد صديق وواحدة بيد عدوّ وواحد بيد فرد من الأسرة. |
| - Ülkemizin düşmanı da o yüzden. | Open Subtitles | إنهُ عدوّ وطننا لذا هو هُنا لِهذا السبب. |
| Birleşik Devletlerin düşmanı olduğunu düşündüğümüz biriyle aynı arabadaydınız. | Open Subtitles | كنت في سيّارة مع رجلٍ نعتقد أنّه مُقاتل عدوّ للولايات المُتّحدة. |
| Sanırım mantıklı. Sana göre düşmanı andırıyorum. | Open Subtitles | أظنّ هذا منطقيًّا، فإنّي أبدو إليك مجرّد عدوّ. |
| Ortak bir düşmana karşı birlikte derin bir deneyim yaşıyor. | Open Subtitles | يقاسيان تجارب شديدة مشتركة ضدّ عدوّ مشترك |
| Kendilerine verilen emirlere uyduklarını farz ettim. En yakındaki düşmana saldırın. | Open Subtitles | أفترض أنّهما تلقّيا أمرًا بمهاجمة أقرب عدوّ. |
| Kurenai Karate'nin düşmanları olan ve karateyi yok etmek isteyen Tagawayu'ya karşıdır. | Open Subtitles | (أصبح ضدّ (تاغاويو وهو عدوّ (كوريناي) في الكاراتيه والذي يريد تدمير أسلوبه في القتال |
| düşmanımız, bizi bölmek ve ülkemizin dayandığı ilkeleri yok etmek için sinsice fırsat kolluyor. | Open Subtitles | -عدوّنا هو عدوّ ماكر، يسعى لتقسيمنا . وتدمير القواعد المتينة لأمّتنا العظيمة. |
| Seni öldürebilecek bir düşmanla karşı karşıyaysan silahından çıkacak o ilk atış hayatını kurtarabilir. | Open Subtitles | والآن اذا كان لديك عدوّ فمن الممكن أن تلقى حتفك في أية لحظة فتلك الرصاصة الأولى يمكنها ان تنقذ حياتك. |
| Oysa bana acı duymamayı. Ben alt edemeyeceğiniz bir düşmanım. | Open Subtitles | وعلّمني ألّا أشعر بالألم، إنّي عدوّ عصيّ على أن تهزموه. |
| Düşmanımın düşmanı olayı. Şeytanın kafesine dönmesi gerek. | Open Subtitles | "تعرف المقولة الشائعة "عدوّ عدوّي أريد أن يعود الشرير لسجنه |
| Hem sizin dünyanız hem de başka dünyalar düşleyebileceğinizden çok daha güçlü bir düşmanın tehdidi altında. | Open Subtitles | ..عالمكم وعوالم أخرى معرّضة لخطر الاجتياح من عدوّ أقوى بكثير ممّا تتصوّرون |
| Artık Amerika Birleşik Devletleri'nin düşmanısın. | Open Subtitles | أنت الآن عدوّ للولايات المتحدة الأمريكية |