Ve bana duygusuz olmam öğretildi. | Open Subtitles | أني تعلمت بأن أكون عديم الإحساس عاطفيا ً؟ |
duygusuz olma evlat. Sana yakışmıyor. | Open Subtitles | لاتكُن عديم الإحساس يا بُني هذا لايلائمك |
Son derece duygusuz, aptal çocuk kendi güvensizliğini örtmeye çalışıyordu ama Tanrı'm beni çok sinirlendirdi. | Open Subtitles | ياله من طفلٍ أخرق و عديم الإحساس حاول إخفاء إحساسه بعدم الأمان لكن يا إلهي, جعلني أغضب بشدة |
Sanırım, kaba ve duyarsız olmasının lisansı olarak gecelerin işkenceci yaratığı statüsünü kullanıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يستخدم هذا المخلوق الليلى... كرخصة لكى يكون... فظ و عديم الإحساس |
duyarsız olduğunu düşünüyor ve alay etmiyor ama kaynağını göz önüne al. | Open Subtitles | هى تظن أنك عديم الإحساس, و لا تميل إلى السخرية و المزاح و لكنه جاء من المصدر |
Çünkü ben sadece paraya önem veren kalpsiz bir adamım. | Open Subtitles | ذلك لأنني وغد عديم الإحساس وجمع المال هو إهتمامي الوحيد |
Eğer bu bir tür öğrenme güçlüğüyse bence bu çok duyarsızca. | Open Subtitles | حسنا، إذا كان هذا نوع من صعوبات التعلم أعتقد أنه عديم الإحساس للغاية |
Siyah birinden ya da kızlardan birinin yapmasını isteyemem, bu düşüncesizlik olur. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أطلب ذلك من الرجل الأسود أو إحدى الفتاتين سيكون ذلك عديم الإحساس |
Bu duygusuz caniye ve şehrimizde sığınacak bir yeri olmayan insanları hedef alan diğerlerine bu gece onları avlayamayacaklarını söylüyoruz. | Open Subtitles | والدعم الكامل من المجتمع ونحن نقول لهذا القاتل عديم الإحساس ولكل أولئك المختلّين الذين يفترسون المشرّدين قي مدينتنا |
Özel hayatında başarılı olamamanın bir sebebi de budur belki çünkü kim eve geldiğinde soğuk ve duygusuz bir cani görmek ister ki? | Open Subtitles | هذا بالواقع أحد الأسباب لأن لا يكون لديك شخص بحياتك لانه من يريد أن يذهب للمنزل مع شخص بارد و عديم الإحساس و سفاح |
Durumunu düşünüyordum da biraz duygusuz davrandığımı fark ettim. | Open Subtitles | إسمعي، لقد كنت أفكر في وضع حالتك، أشعر وكأنني كنت عديم الإحساس قليلاً. |
Tamam. Ben bir pisliğim. duygusuz, seks düşkünü bir pislik. | Open Subtitles | أنا دنئ, عديم الإحساس ولا أحترم المرأة. |
Sonra, ben sana duygusuz bir şey söyleyeceğim, ya da seni ihmal edeceğim. | Open Subtitles | ...و بعدها ...سأقول شيئاً عديم الإحساس أو |
Haklısın, duygusuz davrandım. | Open Subtitles | ،أنتَ مُحق كان هذا تصرفـًا عديم الإحساس |
O kasık fıtığı, seni duygusuz pislik! | Open Subtitles | إنه فتق سرة أيها الأحمق عديم الإحساس |
Irkçılığa duyarsız çizgi filmden sonra! | Open Subtitles | بعد انتهاء الكارتون العنصري عديم الإحساس. |
Sen sokaklarda yürümek için özgürsün, nasıl bu kadar taş kalpli ve duyarsız olabiliyorsun? | Open Subtitles | أنت، حراتجوبالشوراع، كيف يمكنك أن تكون عديم الإحساس والمشاعر هكذا؟ |
İkinizin trajik kaderi bir talihsizlik olsa da yine de insan hayatına müdahil olabilirsin demek değil bu, duyarsız goblin! | Open Subtitles | من المؤسف أن المصير الذي بينكما مأساوي، لكن لا يمكنكَ العبث مع حياة البشر، أنتَ عفريت عديم الإحساس |
Biraz duyarsız, değil mi? | Open Subtitles | عديم الإحساس قليلا، أليس كذلك؟ |
Neden bu kadar duyarsız oluyorsun? | Open Subtitles | لماذا عليك أن تكون عديم الإحساس ؟ |
Sen, kalpsiz piçin tekisin. Burada çürümeyi hak ediyorsun. | Open Subtitles | أنت وغد عديم الإحساس تستحق أن تتعفن هنا. |
Eğer duyarsızca bir şey söylediysem, özür dilerim. | Open Subtitles | أعتذر إن قلتٌ أمرًا عديم الإحساس |
Seni aramakla... düşüncesizlik yapmış. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان ...عديم الإحساس منها أن تتصل أصلاً |