| Ortada bir neden yokken atlar ürküp şaha kalkınca... arabası büyük bir ağaca çarpmış ve kadıncağız ölmüştü. | Open Subtitles | قتلت بلا سبب ظاهر الخيول انفصلت عن العربة و حطمت عربتها في شجرة كبيرة |
| "Saklanırken aksırma, yalan söylerken gülme ve asla ve asla gelinliği, arabası veya köpeği çalınmış bayanların parasını alma." | Open Subtitles | لا تعطس عندما تختبئ ولا تبتسم عندما تكذب وتحت اى ظرف لا تاخذ مال من امراة فقدت كلبها او فستان زفافها او عربتها |
| arabası bozuldu, kral prensesi kurtarmak için onu bırakmak zorundaydı. | Open Subtitles | تعطّلت عربتها واضطر لتركها خلفه لإنقاذ الأميرة |
| Balkabağına dönüşmeden önce arabasına yetişmesi lazımdı. | Open Subtitles | يجب أن تذهب الى عربتها قبل أن تتحول إلى قرع |
| Kraliçe arabasıyla geldiği sırada dizlerinin üzerine yeterince hızlı çökemediği için. | Open Subtitles | لم تجثوا علي ركبتيها بالسرعه الكافيه عندما جائت الملكه راكبه عربتها. |
| Cehennemin sesi atlı arabadaki Kontes'in kulağında uğulduyordu. | Open Subtitles | صوت الجحيم الذي إنطلق خارج عربتها |
| At arabasını itiyordu Yollar boyunca | Open Subtitles | وهى تدفع عربتها عبر الشوارع الفسيحة والضيقة |
| Dolabında, arabasında uyuşturucu bulurlar. | Open Subtitles | سيجدون مخدرات في مكتبها او في عربتها او في اي مكان |
| arabası, haydutlar tarafından pusuya düşürülmüş biri ve sizi arıyordu. | Open Subtitles | عربتها تحطمت بواسطة قطاع الطريق وكانت تسأل عنكَ. |
| At arabası koruda saplanmışken kendisine yardım ettim. | Open Subtitles | ساعدتها عندما علقت عربتها في الغابة |
| O ve Alan'ın arabası yoktu. | Open Subtitles | عربتها و عربة ألان لم تكن موجودة |
| Sinderella arabası yerine Balkabağına adım atıyor. | Open Subtitles | سندريلا تدوس ياقطينة بدلاً من عربتها |
| arabası boş bir fındık kabuğu, | Open Subtitles | عربتها مصنوعة من قشر البندق |
| Min-jin'in arabası burada. | Open Subtitles | عربتها توقفت هنا |
| Babama bir yıllık ücretimi bir kerede ödeyip pahalı arabasına bindirdi beni. | Open Subtitles | دفعت لوالدي ًأجر عام مقدما, ثم أخذتني بعيداً في عربتها الجيدة. |
| Çabuk... çabuk jasmine kütüphanede arabasına gidiyor. | Open Subtitles | بسرعة , بسرعة ياسمين" في المكتبة" وهي ذاهبة الي عربتها اذهب ووصلها الي عربتها |
| Şu sizin bakıcınızın dün gece arabasıyla başı büyük dertteydi. | Open Subtitles | قد واجهتها مشاكل عديدة مع عربتها الليلة السابقة |
| Şehir Kulübü Prensesi'ni bir dahaki görüşümde onu pembe arabasıyla birlikte göle atacağım. | Open Subtitles | بالمرة المقبلة التي ألتقي فيها بأميرة النادي الريفي سأرسلها هي و عربتها الوردية مباشرة نحو البحيرة |
| Cehennemin sesi atlı arabadaki Kontes'in kulağında uğulduyordu. | Open Subtitles | صوت الجحيم الذي إنطلق خارج عربتها |
| Cehennemin sesi atlı arabadaki Kontes'in kulağında uğulduyordu. | Open Subtitles | صوت الجحيم الذي إنطلق خارج عربتها |