Hastalık bu kadar yakınımdayken, daha fazla şey öğrenmem gerektiğini biliyordum, | TED | عندما أصيب شخص قريب بالمرض، عرفت أنني أحتاج أن أتعلم أكثر، |
Ve çok güzel bir yer görduüm. Buraya tekrar geleceğimi biliyordum. | TED | ولقد رأيت هذا المكان الجميل. عرفت أنني أرغب في العودة مجدداً. |
Alt kat komşumun gazı yine açık bırakmasından dolayı ölmediğimi biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنني لم أقتل بسبب ترك جارك الغاز يتسرب ثانيةً لمنزلي |
Beni uzaklaştırdın çünkü onunla olmak istediğimi biliyordun. | Open Subtitles | لقد أرسلتني بعيدا لأنك عرفت أنني أريد البقاء بجواره. |
Onun için çıldırdığımı biliyordun. | Open Subtitles | وأنت عرفت أنني مجنون بفريدا, ومع ذلك لم تتوقف. |
Latnok'tan olduğumu biliyordu. Beni öldürecekti. | Open Subtitles | لقد رأتني تلك الليلة، لقد عرفت أنني من اللاتنوك. |
Ben yaşadığımı biliyordum ve dergiyi elime alarak incelemeye başladım ve biz orada yoktuk. | TED | حسناً، عرفت أنني كنت أعيش في واحدة منها، لذا حملت المجلة وبدأت في النظر، ولم نكن على القائمة. |
Ve daha fazlasını istedim.Ama biliyordum ki bu gerginliği geride bırakmam gerekiyordu. | TED | و أردت المزيد. لكني عرفت أنني بحاجة إلى تخطي هذا التوتر. |
Özgürlüğümün geleceğini biliyordum, sadece an meselesiydi. | TED | عرفت أنني سأنال حريتي، المسألة مسألة وقت فقط. |
Bu yüzden beni suçlayacağını biliyordum, ve ben suçlu değilim. | Open Subtitles | عرفت أنني سأكون مشتبه بها للتورط في هذا، ولكنني لست كذلك |
Pekala bu kadar yaklaşabileceğimi biliyordum asıl soru suydu, daha da yaklaşabilecek miydim? | Open Subtitles | لذا عرفت أنني يمكن أن اقترب منها والسؤال هنا، هل يمكن أن أقترب منها أكثر؟ |
Güzel manzaralı bir yer bulduğunu söylediğinde seni ciddiye almam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | عندما قلتي أنكِ وجدتي مكان ذو منظر رائع لتناول الغداء عرفت أنني يجب أن آخذ كلامكِ بشكل حرفي |
Küçük bir çocuk olduğum zamandan beri, ben... bir aktör olmak istediğimi biliyordum. | Open Subtitles | منذ أن كنت صبياَ عرفت أنني أريد أن اصبح ممثلاَ |
Bir gece uyandım, gece yarısıydı... ve bunu yapabileceğimi biliyordum. | Open Subtitles | أستيقظت في إحدى الليالي وفيمنتصفالليلة... عرفت أنني أستطيع القيام بذلك |
Eğer barı terk edip, geri dönmemiş olsaydım, bir kadının kâhküllerimi yemesi gibi basit şeylerden bir daha asla zevk alamayacağımı biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنني إن لم أترك هذه الحانة وأعود فلن أتمكن من الاستمتاع بالأشياء البسيطة حتى امرأة تأكل غرتي السابقة |
Bu işi kıvıracağımı biliyordum. Lisede tam bir sürtüktüm. | Open Subtitles | عرفت أنني سأكون بارعة فقد كنت ساقطة مشهورة في الثانوية |
Bunu kimseye söylemedim; ama farklı olduğumu hep biliyordum. | Open Subtitles | لم أخبر أحدآ أبدآ ولكني لطالما عرفت أنني مختلفة |
Sanırım oraya gelen sendin. Şahidim olmadığını biliyordun. | Open Subtitles | أعتقد أنك أتيت هناك أنت عرفت أنني لن يكون لديّ عُذراً |
Ölmekte olduğumu biliyordun değil mi, baba? | Open Subtitles | لقد عرفت أنني كنت أموت أليس كذلك ، يا أبتِ؟ |
Kuşları göreceğimi biliyordum. O numarayı arayacağımı biliyordun. | Open Subtitles | عرفت أنني سأرى الطيور، وعرفت أنني سأتصل بالرقم. |
Tabloyu fark etmem için NZT'nin etkisinde olmam gerektiğini biliyordu. | Open Subtitles | عرفت أنني سأكون متعاطيًا للعقار كل ألاحظ الرسمة. |
Orada olduğumu nereden biliyordu? | Open Subtitles | وكيف عرفت أنني كان في العوارض الخشبية؟ |