Bence tanıdığımız, güvenilir birine karşı, biraz daha nazik olabiliriz, Edith. | Open Subtitles | أعتقد اننا ينبغي ان نحترم شخصاً ما عرفناه ووثقنا به، اديث |
Hayır, tanıdığımız bir Nazi. Unutmuşum. Münih'teyken bir defa onda kalmıştık. | Open Subtitles | كلا, النازي الذي عرفناه, لقد نسيت ذلك جلسنا معه مرة في ميونخ |
Onun hakkında bildiğimiz her şey, bu olayların tek kişilik olmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | من كل شيئ عرفناه عنه فهو ليس الرجل الذي يدير عملية بمفرده |
Ve bu program bize içten içe bildiğimiz bir şeyi gösterdi: İnsanların tiyatroya olan ihtiyacı yemeğe ve içmeye olduğu kadar şiddetli. | TED | وهذا البرنامج أثبت لنا أمرًا عرفناه بشكل بديهي: احتياج الناس للمسرح قوى كاحتياجهم للطعام أو للشراب. |
Seni buldugumuz günden beri ikimiz de biliyorduk. | Open Subtitles | عرفناه نحن الأثنان منذ اليوم الذي وجدناك فيه |
Ve CD'lerden öğrendik dediler. | TED | ثم قالوا، حسناً، لقد عرفناه من الأقراص المدمجة. |
Liseden beri tanırız onu. | Open Subtitles | لقد عرفناه منذ المدرسة الثانوية |
Bir zamanlar tanıdığımız oğlanın böylesine deli bir cellat olarak döneceğini, kim tahmin edebilirdi ki? | Open Subtitles | من يتخيل أن ولداً عرفناه سابقاً سيتحول إلى ذلك القاتل المتمرس |
Peter ve Lois'imizi ve tanıdığımız herkesi bir daha göremeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نرى بيتر ولويس أو أي أحد عرفناه مسبقاً |
Ne yazık ki, en azından üç yıldır tanıdığımız Roy Harper başka bir Cadmus klonu. | Open Subtitles | للأسف , روي هاربر الذي عرفناه للسنوات الثلاثة الأخيرة الماضية هو مشروع نسخة كادموس آخر |
Bir çoğunu eskiden beri tanıdığımız bir sürü, doktorun kontrolundan geçtik, ama ne yazık ki hiçbiri yardımcı olamadı. | Open Subtitles | لقد ذهبنا لعدد من الأطباء, بعضهم كنا قد عرفناه لسنين, لكن لا أحد أمكنه المساعدة. |
Belki de derinlerde bir yerlerde bir zamanlar tanıdığımız kardeşimizdir. | Open Subtitles | ربّما بمكان ما في أعماقه، ما يزال أخانا الذي عرفناه ذات يوم. |
tanıdığımız adamdan geriye bir şey kalmamıştı. | Open Subtitles | لمْ يكُ هناك ما تبقى من الرجل الذي عرفناه |
Bu gördüğünüz, benim için çok duygusal bir yıl olan, 1996'da bildiğimiz en büyük asal sayıydı. | TED | وهذا هو أكبر عدد أولي عرفناه في عام 1996، عام مليء بالعواطف بالنسبة لي. |
Bu rakam, bildiğimiz kadarıyla yaklaşık son 40 yılda Ebola yüzünden ölen insan sayısının iki katı. | TED | هذا بالفعل ضعف عدد الناس الذين ماتوا بواسطة الإيبولا في العقود الأربعة التي عرفناه فيها. |
50 yaşlarında olduğu zamanlar hakkında bildiğimiz her şeyi bir araya getirdiğimizde, nasıl yaşlanacaklarını gösteren orta yaş kolesterol düzeyleri değildi. | TED | وعندما جمعنا معا كل ما عرفناه عنهم في سن ال 50، لم تكن مستويات الكوليسترول في منتصف العمر التي تنبأت كيف سيكبرون |
Daha önce bildiğimiz herhangi bir şeyden, bizim çam ağacından farklı olduğumuz kadar birbirlerinden farklılar. | TED | إنها مختلفة عن بعضها البعض كما هي مختلفة عن أي شيء عرفناه من قبل كما نحن مختلفون عن أشجار الصنوبر. |
bildiğimiz tek şey, başkalarının da bu işe karışmış olabilecekleri. | Open Subtitles | و علي الرغم من كل ما عرفناه قد يكون هناك متورطين اخرين |
Bunu geç farkettin, ama Biz başından beri biliyorduk. | Open Subtitles | أنت أدركت ذلك متأخرا ولكننا جميعا عرفناه منذ البداية |
Şunu öğrendik: Bu, sizin bağışıklık sisteminizle alakalı. | TED | حسنًا، ما عرفناه هو أن لذلك علاقة بجهازكم المناعي. |
Onu yıllardır tanırız. - Şu hayvanat bahçesindeki adam mı? | Open Subtitles | (كارل سميث) طالب الطبّ الذي عرفناه منذ سنوات |
Onu çocukluğumuzdan beri tanıyoruz, hayatta bırakırsak bizi bağışlar mı sence? | Open Subtitles | لقد عرفناه منذ كنا صغار لو تركناه يعيش هل سيسامحنا؟ |
Geçtiğimiz 4 yıl boyunca bildiklerimizin hiçbiri zannettiğimiz gibi olmadı. | Open Subtitles | لاشئ مما عرفناه في الأربع سنوات الماضية كان من المفترض أن يحدث |