O kadar çok kan aldılar ki, damarlarımda kan kalmadı. | Open Subtitles | لقد أخذوا دمي مرات عديدة واحد من عروقي قد إنهار |
Elbette, damarlarımda kalbimden kollarıma akan kan gibi. | Open Subtitles | أجل، كما تضخ الدماء في عروقي من القلب وحتى اليد |
Kanımın yarısı damarlarımda akıyor, derim, saçım, gözlerim. | Open Subtitles | له نصف دمي المتدفق في عروقي, وجلدي, وشعري, وعيوني |
Hamile olduğuma inanayım diye, damarlarıma enjekte ettiğin inanılmaz miktardaki hormonlardan bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدّث عن الكميات الهائلة من الهورمونات التي حقنت بها عروقي لجعلي أعتقد بأنّني كنت حاملا |
Kanım. Yanlış hatırlamıyorsam, damarlarım girdiğim gibi patlayacak. | Open Subtitles | دمي, إذا كانت ذاكرتي صحيحة عروقي سوف تتفجّر |
Her bir sinir ucum, tüm duyularım, damarlarımdaki kanın her damlası haykırıyordu: | Open Subtitles | كل أعصابي الحسية ، وكل الدماء في عروقي كانت تصرخ |
Ben bir muhabirim. Soru sormak kanımda var. | Open Subtitles | أنا صحفيّة، طرح الاسئلة يجري في عروقي. |
Damarlarımı şu anda açarak seni tarihten silebilirim. | Open Subtitles | يمكنني فتح عروقي الآن و أمحيك من التاريخ للأبد |
Kan kardeşi olma oyunu oynadığımızda damarlarımda farklı bir şey aktığını ve eğer bir yerlere varacaksam bir damladan daha fazlasına ihtiyacım olacağını anladım. | Open Subtitles | في ذلك الوقت كنا نلعب معاً كأخوة بالدم لقد فهمتُ أن هنالك شيئاً آخر يجري عبر عروقي و أني سأحتاج الى أكثر من قطرة دم |
damarlarımda akan kanın... ve aldığım nefesin... | Open Subtitles | بالدماء التي تجري في عروقي , والانفاس التي استنشقها |
Ama damarlarımda akan kanım adeta size doğru akıyor ve duygularım karma karışık. | Open Subtitles | فلأدع دمّي يتكلّم وهو يجرى في عروقي أشعر باضطراب فى أفكارى |
Sevgili bayan size aşkımı ilk açıkladığımda tek zenginliğim damarlarımda akan kanım demiştim... | Open Subtitles | سيدتى الرقيقة عندما صارحتك بحبّي أول مرة أخبرتك بصراحة أن كلّ ثروتى هى الدماء التى تجرى في عروقي |
damarlarımda tek amaçları beni dehşete düşürüp öldürmek olan, ...milyonlarca küçük robot olduğunu söyledin. | Open Subtitles | أهدئ أهدئ ؟ , لدي مليون آله صغير جداً في عروقي . غرضهم الوحيد قتلي |
damarlarımda bir testosteron okyanusu akıyor. | Open Subtitles | لدي الكثير من التيستوستيرونِ جري في عروقي |
Hamile olduğuma inanayım diye, damarlarıma enjekte ettiğin inanılmaz miktardaki hormonlardan bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدّث عن الكميات الهائلة من الهورمونات التي حقنت بها عروقي لجعلي أعتقد بأنّني كنت حاملا |
damarlarıma pompalanan adrenalini hissedebiliyorum. | Open Subtitles | أن أستطيع أن أشعر بالأدرينالين يتدفق عبر عروقي |
En azından bazıları gibi koroner damarlarım yüzünden skolyoz olmuyorum. | Open Subtitles | على الأقل أنا لم احصل على انحراف العمود الفقري من عروقي التاجية كحال بعض الناس |
Her bir sinir ucum, tüm duyularım, damarlarımdaki kanın her damlası haykırıyor: | Open Subtitles | كل أعصابي الحسية ، وكل الدماء في عروقي كانت تصرخ |
Bildiğim tek şey bu. kanımda var. | Open Subtitles | هذا هو كل ما أعرفه هذا ما يجري في عروقي |
Biliyor musun, Damarlarımı kesip beni küvetimde öldüreceğini söyledi. | Open Subtitles | أتعلمين؟ قالت بأنها ستشق عروقي وتتركني أنزف في حوض الإستحمام |
- Aynen öyle. Yüksek oktanlı çılgın kan beni dolduruyor. | Open Subtitles | صحيح، دمٌ مجنون مشبع بالأوكتان يملأ عروقي |
Birkaç gün içinde, kanın yeni bir canlılıkla damarlarımdan aktığını hissedebiliyordum. | Open Subtitles | خلال أيام، كان بوسعي الشعور بدمي يجري عبر عروقي بحيوية جديدة. |
Sen evlilik yoluyla Kontsun, bense asırlardır soylu kanı taşıyorum. | Open Subtitles | انت كونت بالنسب بينما النبل يجري في عروقي منذ قرون |