| Bir çete üyesini tutuklamış olmanıza rağmen müvekkilimi taciz ediyorsunuz. | Open Subtitles | لديك مجرم عصابات في الحجز وأنت بإصرار على التحرش بموكلي |
| Kafasının arkasına birkaç delik açacağız. çete işiymiş gibi göstereceğiz. | Open Subtitles | سنضع رصاصتان في مؤخرة رأسه ونجعل الأمر، كأنه أمر عصابات |
| Eski ilaç fabrikası olarak kullanılan yer çete liderlerinin buluşma noktası. | Open Subtitles | المكان الذي تم مصنع الأدوية المعروفة وتطارد من عصابات محلية والتجار. |
| Bu listenin en başındaki gangster. Bana her şeyi anlat. | Open Subtitles | هذا رجل عصابات من الطراز الرفيع, اخبرني كل شيئ بالتفصيل |
| Belki de bizim tarafımızda bir mafya olmasının zararı yoktur. | Open Subtitles | حسنا، ربما لن يضر أن يكون رجل عصابات في صالحنا. |
| Merhaba şu mahallede ki çeteleri öldüren... ...bu mahallede ki çeteler. | TED | اهلا بعصابات الحي اهلا بعصابات الحي التي تقتل عصابات الحي المقابل |
| Davacıyı tanıyorum. Seni azılı bir grup çete üyesiyle aynı yere tıkmak istiyor. | Open Subtitles | أعرف المدعية العامة، وهي تريد أن تضعكِ مع مجموعة من أعضاء عصابات منافسة. |
| Bu yüzden hepimizin tamamen ekodevrimci dönekler, çete üyeleri, çete üyesi bahçıvanlar olmamızı talep ediyorum. | TED | أريد أن نكون جميعنا الثوار من أجل البيئة، عصابات المزارعين. |
| Oshea daha ergenken Mary'nin tek oğlu olan Laramiun Byrd'ü bir çete çatışmasında öldürdü. | TED | فقد قتل أوشي وهو مراهق ابن ماري الوحيد لاراميون بير في مشاجرة عصابات. |
| Fakat 18 yaşında bir grup çocuğu silahlandırmak kısa zamanda onları bir çete hâline dönüştürüyor. | TED | ولكن قوة مكونة من فتية مسلحين في سن 18، ستتحول قريبًا جدًا، ومع مرور الوقت، إلى عصابات. |
| Bu Rio'da yapılan bir çete savaşında atılmış bir kurşunun yakınlardaki dağcılık salonunda tırmanış yapan iki yaşındaki kızın kafasından vurulmasına da göz yummaktır. | TED | وهو ما يسمح لرصاصة أن تُطلق خلال حرب عصابات في ريو لتستقر في رأس طفلة عمرها سنتان تلهو في حديقة قريبة مخصصة للأطفال. |
| Kalanlar sıradan haydutlardan oluşan iki yüz tane çete. | Open Subtitles | كل ما هنالك هو بضعة عصابات يحكمهم بعض المجرمين |
| Yasadışı uyuşturucu parasıyla finanse edilip terör estiren ve diğer ülkeleri ele geçiren gangster ve gerillaları istemiyoruz | TED | فنحن لا نريد رجال عصابات ومسلحين ممولين بأموال المخدرات االغير شرعية وترهيب والاستيلاء على الشعوب الأخرى |
| gangster olmamıza gerek yok, zaten yeterince düşmanımız var. | Open Subtitles | نحن لدينا من الاعداء مايكفى دون الحاجة كى نكون افراد عصابات , يا سيدى |
| Orduların yaptıkları askeri darbeler, ya da hükümetlerin içlerine sızmış mafya üyeleri. | Open Subtitles | اليس هذا ما تفعله؟ , من يريد إنقلابات ضد الجيش , عصابات تريد الأنتصار على الحكومه |
| Gün geçtikçe zenci ve Güney Amerikalı çeteler, beyazların yaşadığı... bölgelerde daha çok faaliyet göstermekteler. | Open Subtitles | اليوم، بدأت عصابات السود والمكسيكان بملأ الشوراع وغالبا في مناطق البيض |
| Galiba polis, araba hırsızlık çeteleri arasındaki kan davası olarak düşünüyor. | Open Subtitles | أعتقد بأن الشرطة تعتقد بأنه صراع بين عصابات عرقية وسارقي السيارات |
| Dört çıngıraklı yılanla yatan bir adama sigorta yapacak kadar aptal hızlı konuşan satıcı çetesi beni hasta ediyor. | Open Subtitles | لقد سئمت بتخلل أسنانى كل مرة بعد أن يتعاقد رجل عصابات مع مندوب شبه أخرس ليتعاقد على تأمين حياة مع شخص كسول |
| Üçüncü Spiker: Polis biber gazı. Dördüncü Spiker: Amansız karteller. | TED | المذيع الرابع: عصابات مفرغة. المذيع الخامس: خطوط الرحلات البحرية الكارثية. |
| Sorun, hapishanedeki çetelerin, babamın çorap dolabı gibi ayrılmış olmasıydı: | Open Subtitles | المشكلة أنّ عصابات السجن مقسومة كدُرج جوارب أبي، وفقاً للون |
| Kötü haber; bu uyuşturucu kartelleri tarafından kullanılan bir tür yarı denizaltı. | TED | ولكن الأخبار السيئة هى أنها، غواصة نصف غاطسة تديرها عصابات المخدرات. |
| Bu cinayetler Los Angeles'da yasadışı uyuşturucu ticareti için savaşan çetelerinin son marifeti olarak değerlendiriliyor. | Open Subtitles | وهذه جريمة ضمن سلسلة جرائم عصابات المخدرات |
| Her zaman gangsterler olacağı gibi her zaman polisler de olacak. | Open Subtitles | سيكون هُناك دومًا عناصر شُرطة، كما سيكون هُناك دومًا رجال عصابات. |
| Ülkedeki en çok cinayet işleyen çetenin lideri ile olan iş ilişkilerini mi kast ediyorsun? | Open Subtitles | أنت تقصد بالاتحادات مثل زعيم واحدة من أكثر عصابات الشوارع إجراماً في البلد؟ |
| Mutluluk verici bir düşünce değil, ama çocuklarınız çetelere ya da kötü gruplara katılabilirler. | TED | انها امورٌ تعسة قد تصادفك .. مثل ان يشارك ابنائك في عصابات الحي .. او في مواقف سيئة محرجة .. |
| Muhtemelen Doğu Avrupalı suç çetelerinden bir tanesi. | Open Subtitles | على الأرجح إحدى عصابات شرق أوروبا الإجراميّة. |
| Evet, İtalyanların hepsinin haydut ve Amerikalıların hepsinin ayyaş olduğunu herkes bilir. | Open Subtitles | نعم كل شخص يعرف أن كل الإيطاليين عصابات وكل الأمريكيين الأصليين سكارى |