Yani şimdiki sistemlerimizin dinamiği on veya yirmi yıl öncesinden farklı. | TED | إذن, انظمتنا تختلف بشكلٍ كبير اليوم عن عقد او عقدين مضوا |
yirmi yıl içinde Dünya, insan yaşamını desteklemez hale gelecek. | Open Subtitles | بعد عقدين لن تصب الأرض قادرة على تأمين الحياة للبشر |
İç savaşlarda katledilen insan sayısı da, geçtiğimiz on - yirmi yıl önceye kıyasla azaldı. | TED | واما عن عدد ضحايا الحروب الاهلية فهو اقل ايضاً اليوم عما كان عليه منذ عقد او عقدين |
Ve bu bana yirmi senedir acı çektiriyor Steve, bu da senin için.. | Open Subtitles | وقد استغرقني عقدين من عذاب وكلها لأجلك (ستيف) |
2 on yıl demek. Bir kutuda 7,000 gün geçirmek. İnsanlar buna nasıl dayanıyor bilmiyorum. | Open Subtitles | أي عقدين من الزمن، 7 آلاف يوم تعيشينها بصندوق لا أعرف كيف يقوم الناس بهذا |
Yirmi yılda, bir şekilde dudak uçuklatan kazançları yaratma yolu buldunuz. | TED | وجدت بطريقة ما وسيلة لتوفير عوائد مذهلة على مدى أكثر من عقدين. |
20 yıldan uzun bir süredir Teşkilat'ın çözemediği bir sırdı. | Open Subtitles | لقد استمر ذلك لغزا داخل الوكالة لأكثر من عقدين, |
2010 yılında, yirmi yıl sonra ilk defa hapisten çıktım. | TED | في 2010 خرجت من السجن لأول مرة عقب عقدين من الزمن. |
Ve geriye kalan zamanımızda, iki gün veya yirmi yıl olsun, birbirimize nazik olmamız gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | و في الزمن الذي أمامنا سواء كان يومين أو عقدين فأظن أنه يجب أن نكون جيدين سوياً |
Ama çanta en az otuz yıllık ve yirmi yıl önce üretimi durdurulmuş. | Open Subtitles | ولكن اكتشفت أن فمن لا يقل عن 30 عاما وتم وقفها لأكثر من عقدين من الزمن. |
yirmi yıl boyunca hepsini içeri tıktım. | Open Subtitles | عقدين من الزمان وأنا القى القبض عليهم كلهم |
Muhtemelen yirmi yıl daha yaşayabilirdi, eğer altın çağlarındayken vurulmamış olsaydı. | Open Subtitles | ربما كان ليعيش لمدة عقدين أخرين لو لم يقتَل فى سنواته الذهبية |
Fazladan kalsiyuma ihtiyacımız olduğunun düşünülmesinin nedeni, bilim insanlarının yirmi yıl önce ihtiyacımız olan kalsiyum miktarının çıtasını yükseltmiş olmalarıdır. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي يعتقد لأجله الناس أننا بحاجة كالسيوم زائد هو لأنّه منذ عقدين قام العلماء برفع المعايير |
Bir şekilde bir matematik teorisiyle ortaya çıktınız, fiziği hiç bilmeden, yirmi yıl sonra ise bunun, gerçek fiziksel dünyayı tanımlamada kullanıldığını keşfettiniz. | TED | وبطريقة ما، توصلت إلى نظرية في علم الرياضيات. وأنت لا تعلم أي شيء عن الفيزياء، واكتشفت بعد عقدين من الزمن، أنه يجرى تطبيقها في وصف العالم الفيزيائي الحالي بشكل عميق. |
İsterseniz on yıl deyin, isterseniz yirmi yıl. Sıfırdan yaşayan bir organizma yaratmakta henüz ilerleme kaydetmiş olmayabiliriz. | TED | قد لا نكون بعيدين جدا - ربما عقدًا ، أو عقدين -- من توليد حياة من الصفر من المجتمعات البدائية. |
Ve bu bana yirmi senedir acı çektiriyor Steve, bu da senin için.. | Open Subtitles | وقد استغرقني عقدين من عذاب وكلها لأجلك (ستيف) |
Çünkü son on yıl içinde karım benimle iki kere yattı. | Open Subtitles | بسبب أن زوجتي جلعتني كذلك خلال عقدين من الزمن. |
Bir örnek daha vermek gerekirse, Sovyetler Birliği'nin çöküşü, gücünün zirvesine ulaşmasından sonraki yirmi otuz, hatta belki de on yıl içinde gerçekleşti. | TED | و من جديد, سقوط الإتحاد السوفيتي تم خلال عقدين من الزمان او ربما عقد واحد و هذا عندما كان الإتحاد السوفيتي فى أوج قوته. |
Borsada son yirmi yılda tek seanstaki en hızlı düşüşü gördük. | Open Subtitles | شهدنا اسوأ انحدار في سوق الأسهم خلال عقدين |
20 yıldan uzun bir süredir Teşkilat'ın çözemediği bir sırdı. Bu CIA ajanlarını kimin öldürdüğünü bilinmiyordu. | Open Subtitles | لقد استمر ذلك لغزا داخل الوكالة لأكثر من عقدين, من قتل ضباط المخابرات المركزية هؤلاء. |