| Ve fizikçiler gelip burayı 1980 yıllarında kullanmaya başladılar. | TED | وجاء علماء الفيزياء وبدؤوا في استخدامه في وقت ما في الثمانينيات. |
| Bir fenomenin nasıl çalıştığından çok, teorik fizikçiler daima bir fenomenin neden çalıştığı şekilde çalıştığıyla ilgilenirler. | TED | اكثر من كيفية عمل ظاهرة ما, علماء الفيزياء النظرية داثما مهتمون لماذا تعمل ظاهرة ما بالطريقة التي تعمل بها. |
| Şimdi, bazı fizikçiler var ki size bizim aslında en zarif gerçeklikte yaşadığımızı söyler. | TED | الآن، هناك بعض علماء الفيزياء سوف يخبرونكم أننا في الحقيقة نعيش في أكثر واقع رقيًا. |
| Dünya çapında sporcuları kana susamış generalleri, dahi fizikçileri "yaşadım." | Open Subtitles | لقد جربت العدائين العالمين العسكر المتعطشين للدماء علماء الفيزياء النابغين |
| Fizikçileriniz hâlâ var olup olmadıkları konusunda tartışıyorlar. | Open Subtitles | علماء الفيزياء خاصتكم مازالو يتجادلون حول فرضية تواجدها من عدمها. |
| fizikçiler ve kimyagerler neredeyse bir yüzyıl geçirdiler bu tuhaflığa alışmak için. | TED | لقد أمضى علماء الفيزياء والكيمياء ما يقرب من قرن من الزمان محاولين الإعتياد على هذه الغرابة. |
| Gördüğünüz gibi bu tuhaflık çok narin ve biz fizikçiler bunu laboratuvarlarımızda idame ettirmek için çok çalışıyoruz. | TED | فكما ترون، هذه الغرابة بالغة الرقة و نحن علماء الفيزياء نسعى جاهدين للحفاظ عليها في مختبراتنا. |
| Ancak fizikçiler, gezegenlerin veya elektromanyetik alanların yörüngesini modellemenin yanı sıra, fiziksel yasalar ve denklemlerle tahmin edebilmek istiyor. | TED | لكن يسعى علماء الفيزياء للتّنبأ بها باستخدام قوانين ومعادلاتٍ فيزيائيّة تماماً كما نقوم بنمذجة مدارات الكواكب أو المجالات الكهرومغناطيسيّة. |
| Ama onların farkındayız, fizikçiler olarak onları ölçebiliyoruz, hassas tahmin ve ölçümler yapabiliyoruz. | Open Subtitles | ولكننا نحن علماء الفيزياء نعرف، ويمكننا أن نقيس عليها، |
| Sadece, tanıdığım fizikçiler renksiz ve solgun. | Open Subtitles | حسنا,كل ما في الأمر أن علماء الفيزياء الذين أعرف يفضلون البقاء في الأماكن المغلقة و شاحبون اللون |
| Başlangıçta fizikçiler karadelik fikrini duyduklarında dehşete düşmüşlerdi. | Open Subtitles | كان علماء الفيزياء بالأصل مرتعبين من فكرة الثقوب السوداء |
| fizikçiler doğanın, zaman yolculuğu ikilemini engellemek üzere en az üç yol oluşturduğunu söylemektedirler; | Open Subtitles | توصل علماء الفيزياء لثلاث طرق على الأقل يمكن أن تمنع بها الطبيعة مفارقات السفر عبر الزمن |
| fizikçiler, 1980'lerde anında zamanda yolculuğa ilişkin çok önemli teorik çalışmalarda bulundular. 1980'lerde | Open Subtitles | قام علماء الفيزياء بالكثير من العمل النظري المهم على تجربة السفر الفوري عبر الزمن في الثمانينيات |
| fizikçiler için, neden bu tür deneyler yaptıklarını açıklamak epeyce zordur. | Open Subtitles | انه من الصعب على علماء الفيزياء شرح لماذا نفعل هذا النوع من التجارب |
| Sanırım Alman fizikçileri tarafından kabul görüp tanınmamasının iki sebebi var. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان هناك سببان لعدم البروفيسورجوسيبيموسادو تقبله أو الإعتراف به من قبل علماء الفيزياء الألمان. |
| Günümüz fizikçileri programlanabilir maddenin bir teoriden öte gitmesini istemiştir hep. | Open Subtitles | علماء الفيزياء اليوم قد تعتبر دائما مسألة برمجة وليس أكثر من مجرد نظرية، |
| Günümüz fizikçileri programlanabilir maddenin bir teoriden öte gitmesini istemiştir hep. | Open Subtitles | علماء الفيزياء حالياً يقولون أن هنا مجرد أمر على ورق |
| Fizikçileriniz hâlâ var olup olmadıkları konusunda tartışıyorlar. | Open Subtitles | لايزال علماء الفيزياء خاصتكم يتجادلون بشأن وجودهم |
| Einstein Ödülü sahibi, tüm zamanların en önemli on fizikçilerinden biri, | Open Subtitles | الفائز بجائزة إينشتاين واحد من أهم علماء الفيزياء على مر العصور |
| Tüm kozmik hikâyemizin nasıl başladığını öğrenmek ve bunun nasıl mümkün Olabileceğini görmek için zamana fizikçilerin baktığı gibi bakmamız gerekiyor. | Open Subtitles | كيف تنتهي قصة الكون كله لنرى كيف يمكن أن يصبح هذا ممكناً نحن بحاجة للنظر إلى الزمن كما يفعل علماء الفيزياء |
| Tüm şu, bilirsin, teorik fizikçilerle takılıp duruyor. | Open Subtitles | إنه يتسكع دوماً مع كُل هؤلاء، كما تعلمين، علماء الفيزياء. |