"علمتُ أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu biliyordum
        
    • gerektiğini biliyordum
        
    Sormayı unuttuğum bir sebep olduğunu biliyordum. Open Subtitles لقد علمتُ أنه ثمّة سبب جعلني أنسى أن أستأذن منه.
    Gördün mü? Biliyordum. Farklı bir şey olduğunu biliyordum. Open Subtitles لقد علمتُ أنه هناك شيء مختلف فيكِ
    Eski bir sinyalin tetiklendiğini gördüğümde bunun Kâhin olduğunu biliyordum. Open Subtitles عندما رأيت أن إشارة قديمة قد تم تفعيلها، علمتُ أنه (عراف).
    Sivri uçlu dekoratifleri yerleştirmemem gerektiğini biliyordum. Open Subtitles علمتُ أنه ما كان علي أن أضيف هذه المسامير المزيِنة
    Troll durdurucu kullanmamamız gerektiğini biliyordum. Open Subtitles علمتُ أنه ما كان علينا استخدام جهاز إيقاف الترول
    En başından beri sen olduğunu biliyordum. Open Subtitles علمتُ أنه كان أنتَ طوال الوقت!
    Onda bir uğursuzluk olduğunu biliyordum. Open Subtitles علمتُ أنه سيجلب معه المتاعب.
    Eski bir sinyalin tetiklendiğini gördüğümde bunun Kâhin olduğunu biliyordum. Open Subtitles حينما رأيت انه قد تم قرع هذه الإشارة القديمة مجدداً . علمتُ أنه من الممكن أن يكون عرافاً , وإذا علمت امبراطورية الـ ( كري ) ,
    Kâhinlerin kalıntılarını bulmam gerektiğini başka bir korkunç varlık ortaya çıkmadan bu bilgiyi ortadan kaldırmam gerektiğini biliyordum. Open Subtitles علمتُ أنه يجب عليّ أن أجد ما تبقى من العرافين . قبل أن يظهر مسوخاً آخرين . ومحو أى معرفة لديهم .
    Ağzımı kapalı tutmam gerektiğini biliyordum. Open Subtitles علمتُ أنه لم يكن علي أن أتكلم
    Kâhinlerin kalıntılarını bulmam gerektiğini başka bir korkunç varlık ortaya çıkmadan bu bilgiyi ortadan kaldırmam gerektiğini biliyordum. Open Subtitles "علمتُ أنه علي أن أجد باقي (العرافين)" "قبل ظهور وحش آخر،" وحذف أي معلومة عنه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more