"علموا" - Translation from Arabic to Turkish

    • öğrenirlerse
        
    • biliyorlar
        
    • öğrendiler
        
    • biliyor
        
    • biliyordu
        
    • bilen
        
    • bilirlerse
        
    • öğrenmişler
        
    • bilseler
        
    • öğrenirse
        
    • biliyorlarmış
        
    • bildiler
        
    • öğrenmiş
        
    • öğrenince
        
    • anladılar
        
    Teklif formunu onun yazdığını öğrenirlerse seni atarlar. Open Subtitles إذا علموا أنها كتبت لك الطلب، سوف يطردونك خارجاً.
    - Sen işini yapıyordun. - Neden bu adamları gönderdiğimi bilmek istiyorlar. - Eğer sizi de işe bulaştırdığımı öğrenirlerse, işim biter. Open Subtitles وأنا فى الوسط ولو علموا انى طلبت منهم التوجه هنا واعمل معكم ستكون مشكله
    Ve Global bunu biliyor Jack. Nasıl bildiklerini bilmiyorum ama biliyorlar işte. Open Subtitles جلوبال علموا بذلك لا أعرف كيف , لكنهم علموا وهم يضغطون علينا
    Daha eşit bir toplumun ortak bir vizyonla genç topluluğun üyesi olduklarını ve bu toplumda kendi güçleri olduğunu öğrendiler. TED علموا أنهم كانوا أعضاء في مجتمع من الشباب مع رؤية مشتركة لمجتمع أكثر عدالة، وتعلموا أن لديهم السلطة داخل هذا المجتمع.
    Zeki insanlar evrende düşünen, hisseden varlıkların sadece biz olmadığını biliyordu. Open Subtitles الأذكياء علموا أننا لسنا الكائنات المفكرة ذات الإحساس الوحيدة في الكون
    Eğer kaçtığımı öğrenirlerse, gelip beni alması için T.Ray'i ararlar. Open Subtitles إذا علموا أنني هربت . سوف يكون عليهم الاتصال بـ تي.راي ليأخذني
    Senin kim olduğunu; kızım olduğunu öğrenirlerse beni yakalamak için seni kullanırlar. Open Subtitles إذا علموا من تكوني.. وبأنك ابنتي سيستغلونك للوصول لي
    Senin kim olduğunu; kızım olduğunu öğrenirlerse beni yakalamak için seni kullanırlar. Open Subtitles وإن علموا من تكونين، بأنّك ابنتي فسيتغلّوك للنيل منّي
    Yani artık kör olduğunu biliyorlar, er ya da geç öğreneceklerdi. Open Subtitles إذا, فقد علموا بأنك أعمى كانوا سيعلمون ذلك عاجلاً أو آجلاً
    Balıktan erken döndüğünüzü biliyorlar. Nedenini öğrenmek istiyorlar. Open Subtitles علموا بأمر قطعك لرحلة صيدك ويريدون معرفة الامر
    Burada bir soru var. Senin Crash'te olduğunu nereden biliyorlar? Open Subtitles السؤال المطروح كيف علموا بذهابكِ الى كراش ؟
    Ardından ikinci sınıfı tekrarlaması gerektiğini öğrendiler ve Brianna yerle bir oldu. TED وبعدها علموا أنه يجب عليها إعادة الصف الثاني كانت بريانا مدمّرةً.
    Anlamıyorum. Ne kadar para toplandığını nereden öğrendiler? Open Subtitles أنا لا أَفهم ، كيف علموا أنها رفعت مقدار المال؟
    Eğer eskı Yunanlılar Avustralya'dakı mevsimleri biliyor olsaydı efsanelerini bu durumuda gösterecek şekilde çok kolay çeşitlendirebilirlerdi. TED أنه لو أن اليونانيون القدماء علموا عن الفصول في استراليا لكان بإمكانهم تغيير أسطورتهم بسهولة ليتنبئوا بذلك
    Zeki insanlar evrende düşünen, hisseden varlıkların sadece biz olmadığını biliyordu. Open Subtitles الأذكياء علموا أننا لسنا الكائنات المفكرة ذات الإحساس الوحيدة في الكون
    Bu operasyonu bilen toplam 6 kişi vardı. Open Subtitles كان هنالك ستّة أشخاص علموا بأمر هذه العمليّة
    Ve sonradan alacakları para olmadığını bilirlerse sence ne olur? Open Subtitles لن يتصرفوا جيدًا إن علموا بأنه لا يوجد أجر مستقبلي
    Günü geçen ürünleri aldığımızı öğrenmişler. Open Subtitles لقد علموا أننا أخذنا الأشياء منتهية الصلاحية
    Böyle bir yerde yaşadığımı bilseler erkekler benimle ilgilenmezler. Open Subtitles الرجال لا يهتمون إذا علموا إنني أعيش في مكان كهذا
    İçlerinden herhangi birisi burada olduğumu öğrenirse, beni asla affetmezler. Open Subtitles لو أى من الرفاق علموا أننى هنا لن يسامحونى ابدا
    Her adamımıza karşılık bir adam. Nereye konuşlanacağımızı çok iyi biliyorlarmış. Open Subtitles أربع وحدات، في كل موقع لقد علموا بالضبط أين تمركزنا
    Tren istasyonundaki o adamlar, orada olduğumuzu nasıl bildiler? Open Subtitles هؤلاء الرجال الذين كانوا فى محطة القطار كيف علموا إننا سنكون هناك؟
    Köylülerden haydutların bu tarafa geldiklerini öğrenmiş olmalılar. Open Subtitles لابد أنهم علموا بوجود قطاع الطريق هنا عن طريق القرويين
    Hisse senetlerine yatırım yaparken para kaybettiğini öğrenince kimse senin fallarına inanmayacak. Open Subtitles لن يصدقك أحد إذا علموا بهذا خسرت مالك عندما أستثمرته بالبورصة، ألا تعتقد هذا؟
    Benim de farkına vardığımı anladılar ve kaçtılar. Open Subtitles ولابد أنعم علموا أني أعلم بأنها كانت عملية احتيالية ولذلك قد فروا هاربين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more