"على الأرجح أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Büyük ihtimalle
        
    • Muhtemelen bir
        
    • Muhtemelen o
        
    • - Muhtemelen
        
    Büyük ihtimalle ikinci dereceden kazara adam öldürme suçuyla yargılanır. Open Subtitles على الأرجح أنه سوف يتم تحصيل رسوم مع القتل من الدرجة الثانية.
    Büyük ihtimalle kırmızı oyunculardan yapmasını istemiştir. Open Subtitles على الأرجح أنه قام بترك مسألة القتل لللاعبين الحُمر المتخصصين في ذلك
    Muhtemelen bir patojen, ama zehir olasılığını da yok saymıyoruz. Open Subtitles على الأرجح أنه مرض ناشئ ولم نستبعد السموم بعد
    Hayır, Muhtemelen bir yerlerde ölmüştür. Open Subtitles كلا, على الأرجح أنه سقط و مات في مكان ما
    Muhtemelen o antikalara sahip olmak istiyordu. Antikalar mı? Open Subtitles على الأرجح أنه كان يسعى لوضع يديه على كل الآثار
    - Muhtemelen bütün firmaları geziyor. Open Subtitles على الأرجح أنه يجري مقابلات في كل المدينة. حسنا.
    Ama hiç bir ekmeğe dokunmayın, Büyük ihtimalle patlayıcıdır. Open Subtitles ولكن لا تلمسوا أيًا من الخبز على الأرجح أنه سينفجر
    Büyük ihtimalle bir tarihi eser avcısı tesadüfen buldu ve hemen elinden çıkarmak istiyor. Open Subtitles على الأرجح أنه صياد للأثار القديمة عثر على شيء ما خارج مقدرته ويريد التخلص منه
    Büyük ihtimalle aletjik bir tepkidir. Open Subtitles على الأرجح أنه رد فعل تحسسي لم تُسممي، لن تصبحي صلعاء
    Büyük ihtimalle Ray'den daha çok martini içen bir operatörün. Open Subtitles بيد جرّاح على الأرجح أنه يشرب " المارتيني " أكثر - مما يشربه راي
    Büyük ihtimalle şimdiye kadar youtube'a yüklenmiştir. Open Subtitles على الأرجح أنه على موقع يوتيوب الآن
    Büyük ihtimalle önce o Luke'a saldırmıştır, Luke da kendini savunmuştur. Open Subtitles على الأرجح أنه قفز على (لوك) و (لوك) دافع عن نفسه.
    Muhtemelen bir yurtta uyuya kalmıştır. Open Subtitles على الأرجح أنه يجلس متناسياً الأمر في ناد ما للرجال
    Muhtemelen bir gelinlik dergisinde ilham verici bir fotoğraf daha bulmuştur, onu konuşmak istiyordur. Open Subtitles على الأرجح أنه عثر على صورة ملهمة أخرى في مجلة أعراس يريد مناقشتها.
    Muhtemelen bir şey çıkmayacak ama köpeğinde GPS vericisi olduğunu öğrendik. Open Subtitles على الأرجح أنه لا يعني شيئاً، لكننا علمنا للتو أن كلبه كان يمتلك واحداً من أجهزة التعقب
    Muhtemelen bir tür tarikat yönetiyordur. Open Subtitles و على الأرجح أنه يدير طائفة معيّنة
    Muhtemelen bir bardadır. Open Subtitles على الأرجح أنه في حانة الآن
    Muhtemelen o senden hoşlanmaya başlayan o hantal karakter suratlardan biridir. Open Subtitles على الأرجح أنه أحد تلك الشخصيات الكاريكتيريه ذات الوجه الأخرق التي تنمو عليك، صحيح؟
    Üstünü örttüğü şey her ne ise, Muhtemelen o bunun bir parçası. Open Subtitles مهما كان ما أخفوه، على الأرجح أنه كان متورطًا
    Muhtemelen o bizim buraya geldiğimizi duydu ve hazırlanıp kaçtı. Open Subtitles على الأرجح أنه سمع بقدومنا فهرب
    - Muhtemelen gitmiştir ama deneyebilirsin. Open Subtitles - أعتقد ذلك - على الأرجح أنه ذهب ، لكن بوسعك المحاولة - تبا -
    - Muhtemelen arkasından darbe almış. Open Subtitles على الأرجح أنه ضُرِب من الخلف.
    - Muhtemelen hapları yüzünden uyuyordur. Open Subtitles على الأرجح أنه نائم - بعد تناول الدواء ماذا؟ -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more