"على الأشياء" - Translation from Arabic to Turkish

    • şeyler için
        
    • Bir şeyleri
        
    • şeyler üzerinde
        
    • konudan diğerine
        
    • şeylere
        
    Öldüğünde yapmadığın şeyler için pişmanlık duyarsın. Open Subtitles عندما تموت ستندم على الأشياء التى لم تفعلها
    Ben yaptığım şeyler için pişmanlık duyuyorum. Yapmadığım şeyler için pişmanım. Open Subtitles .أنا نادم على الأشياء التي فعلتها والأشياء التي لم أفعلها
    - Bir şeyleri uzaktan vurmayı ne kadar sevdiğini bilirsin. Open Subtitles أنت تعرف كم يحب أن يطلق على الأشياء من بعيد
    Galiba miras olarak aldıklarının bazılarını iyi şeyler üzerinde harcadı. Open Subtitles هو فعل وصرف بعض ما ورثه على الأشياء الجيدة, بأعتقادي.
    Bir konudan diğerine çok çabuk atlama huyum var. Open Subtitles لديّ عادة القفز على الأشياء بسرعة.
    Sıradan şeylere sinirlenmek ya da gülmek huzurlu zamanların geri döndüğüne işarettir. Open Subtitles أن تضحك وتغضب على الأشياء العادية هذه علامة على عودة الخير للعالم
    Küçücük şeyler için bile saatlerce kafa yorarsın ama önemli bir mesele olduğunda bir an bile düşünmezsin. Open Subtitles يجب أنّ تركزي على الأشياء الصغيرة، لكن عندما يحدث شيء، أنتِ لا تفكري مطلقاً.
    Benim yaptığım korkunç şeyler için vicdan azabı çekmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح لكِ أن تلقين باللوم على نفس على الأشياء الفظيعة التي فعلتها
    Ben yaptığım şeyler için pişmanlık duyuyorum. Yapmadığım şeyler için pişmanım. Open Subtitles .أنا نادم على الأشياء التي فعلتها والأشياء التي لم أفعلها
    Ama yaptığımız şeyler için olduğu kadar, yapmadıklarımız için de sorumluyuz. Open Subtitles لكننا فقط مسئولون على الأشياء التي نفعلها بقدر الأشياء التى لم نفعلها.
    Sanki Tanrı'nın eli akışkan şeyler için bir güç yaratmış. Open Subtitles هذا أشبه بيد الله تخلق قوة خارجية للحفاظ على الأشياء سلسة
    O halde neden kötü şeyler için onu suçlamayalım ki? Open Subtitles لمَ لا يمكننا أن نلومه على الأشياء السيئة ؟
    Kokuları kullanmıyolardı, hipokampüsü kullanıyorlardı. Bu Bir şeyleri bulmak için beynin içinde kusursuzca evrilmiş bir mekanizma. TED كانوا لا يعتمدون على حاسة الشم، بل كانوا يستخدمون الحُصيْن، تتطورت هذه الآلية بشكل رائع للعثور على الأشياء
    Belki yardım edebilirim. Bir şeyleri bulmakta çok iyiyimdir. Open Subtitles ربما يمكننى مساعدتك أنا بارع دائما بالعثور على الأشياء
    Babamın ölümünden sonra Bir şeyleri koruma fikrine saplandım kaldım. Open Subtitles منذ وفاة والدي وفكرة الحفاظ على الأشياء تجذبني
    Hala odaklandığımız şeyler üzerinde çalışıyor musun? Open Subtitles و انت لا زلت تعمل على الأشياء التي كنا نركز عليها
    Bir şeyler üzerinde kesin etkileri vardır. Open Subtitles لديها تأثير فعليّ على الأشياء.
    Bir konudan diğerine çok çabuk geçme huyum var. Open Subtitles لديّ عادة .. القفز على الأشياء..
    Bak, bir şeylere ateş edince ne kadar rahat ediyoruz. Open Subtitles انظر إلى مدى راحتنا الآن ونحن نطلق النار على الأشياء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more