Öldüğünde yapmadığın şeyler için pişmanlık duyarsın. | Open Subtitles | عندما تموت ستندم على الأشياء التى لم تفعلها |
Ben yaptığım şeyler için pişmanlık duyuyorum. Yapmadığım şeyler için pişmanım. | Open Subtitles | .أنا نادم على الأشياء التي فعلتها والأشياء التي لم أفعلها |
- Bir şeyleri uzaktan vurmayı ne kadar sevdiğini bilirsin. | Open Subtitles | أنت تعرف كم يحب أن يطلق على الأشياء من بعيد |
Galiba miras olarak aldıklarının bazılarını iyi şeyler üzerinde harcadı. | Open Subtitles | هو فعل وصرف بعض ما ورثه على الأشياء الجيدة, بأعتقادي. |
Bir konudan diğerine çok çabuk atlama huyum var. | Open Subtitles | لديّ عادة القفز على الأشياء بسرعة. |
Sıradan şeylere sinirlenmek ya da gülmek huzurlu zamanların geri döndüğüne işarettir. | Open Subtitles | أن تضحك وتغضب على الأشياء العادية هذه علامة على عودة الخير للعالم |
Küçücük şeyler için bile saatlerce kafa yorarsın ama önemli bir mesele olduğunda bir an bile düşünmezsin. | Open Subtitles | يجب أنّ تركزي على الأشياء الصغيرة، لكن عندما يحدث شيء، أنتِ لا تفكري مطلقاً. |
Benim yaptığım korkunç şeyler için vicdan azabı çekmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أسمح لكِ أن تلقين باللوم على نفس على الأشياء الفظيعة التي فعلتها |
Ben yaptığım şeyler için pişmanlık duyuyorum. Yapmadığım şeyler için pişmanım. | Open Subtitles | .أنا نادم على الأشياء التي فعلتها والأشياء التي لم أفعلها |
Ama yaptığımız şeyler için olduğu kadar, yapmadıklarımız için de sorumluyuz. | Open Subtitles | لكننا فقط مسئولون على الأشياء التي نفعلها بقدر الأشياء التى لم نفعلها. |
Sanki Tanrı'nın eli akışkan şeyler için bir güç yaratmış. | Open Subtitles | هذا أشبه بيد الله تخلق قوة خارجية للحفاظ على الأشياء سلسة |
O halde neden kötü şeyler için onu suçlamayalım ki? | Open Subtitles | لمَ لا يمكننا أن نلومه على الأشياء السيئة ؟ |
Kokuları kullanmıyolardı, hipokampüsü kullanıyorlardı. Bu Bir şeyleri bulmak için beynin içinde kusursuzca evrilmiş bir mekanizma. | TED | كانوا لا يعتمدون على حاسة الشم، بل كانوا يستخدمون الحُصيْن، تتطورت هذه الآلية بشكل رائع للعثور على الأشياء |
Belki yardım edebilirim. Bir şeyleri bulmakta çok iyiyimdir. | Open Subtitles | ربما يمكننى مساعدتك أنا بارع دائما بالعثور على الأشياء |
Babamın ölümünden sonra Bir şeyleri koruma fikrine saplandım kaldım. | Open Subtitles | منذ وفاة والدي وفكرة الحفاظ على الأشياء تجذبني |
Hala odaklandığımız şeyler üzerinde çalışıyor musun? | Open Subtitles | و انت لا زلت تعمل على الأشياء التي كنا نركز عليها |
Bir şeyler üzerinde kesin etkileri vardır. | Open Subtitles | لديها تأثير فعليّ على الأشياء. |
Bir konudan diğerine çok çabuk geçme huyum var. | Open Subtitles | لديّ عادة .. القفز على الأشياء.. |
Bak, bir şeylere ateş edince ne kadar rahat ediyoruz. | Open Subtitles | انظر إلى مدى راحتنا الآن ونحن نطلق النار على الأشياء |