| Şirket içi e-posta dışında bir şey yok ikisi de CC'deydi En azından son dört hafta içinde değillerdi. | Open Subtitles | لاشيء بجانب رسائل ألكترونية من الشركة ، وكلاهما كانت نسخ طبق الاصل على الأقل ليس في آخر أربع أسابيع |
| O zaman şirketi satmıyoruz En azından şimdilik ve böyle bir fiyata değil. | Open Subtitles | إذاً نحن لن نبيع الشركة، على الأقل ليس في هذا الوقت وبذلك السعر |
| Görünüşe göre, Özel Harekat askerleri En azından misyonları gereği cep telefonları taşıyamıyorlar. | Open Subtitles | على مايبدو، جنود العمليات الخاصة ،لايحملون هواتف نقالة على الأقل ليس في المهمات |
| Örneğin, parazit sonucu ölmek, sık rastlanan bir ölüm nedeni değildir, En azından teknolojik olarak gelişmiş ülke bazında. | TED | مثلاًً، الموت بسبب الطفيليات ليس أحد أهم أسباب الوفاة اليوم، على الأقل ليس في تكنولوجيا العالم المتقدم. |
| En azından musonu bekleseydin. | Open Subtitles | على الأقل ليس في هذا الوقتِ من السَنَة إبقي حتى هبوب الرياح الموسمية |
| Korkarım bunu yapamam. En azından şu anda. | Open Subtitles | أنا خائف أنا لا أستطيع أعمل ذلك، على الأقل ليس في الوقت الحالي. |
| Gayrimenkul ilgi alanıma girmiyor, En azından New York'takiler. | Open Subtitles | العقارات ليس مدرجا في القائمة ، على الأقل ليس في نيويورك. |
| Hiç kimseye güvenmiyorum. En azından buradakilere. | Open Subtitles | لاتثق في أحد أبدا,على الأقل ليس في هذا الوكر |
| Çıkaramayız. En azından şu an oldukları yerden. | Open Subtitles | لا يمكننا, على الأقل ليس في مكانهما الحالي. |
| O tepeden inmediğini yani En azından 1945'te inmediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أؤمن أنها لم تزل من تلك التلة على الأقل ليس في عام 1945 |
| Biliyor musun, aradığımız her neyse, burada olduğundan emin değilim, En azından son zamanlarda. | Open Subtitles | كما تعلم، أيا كان كنا نبحث عن، أنا لست متأكدا من ان انها كانت هنا، على الأقل ليس في الآونة الأخيرة. |
| En azından senin huzurunda. | Open Subtitles | على الأقل ليس في حضورك طالما أنك لا تشرب نبيذك دورياً |
| Onlarla En azından açık arazide savaşamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا محاربة هذا، على الأقل ليس في مكان مفتوح |
| Sanırım şövalyelik ölmemiş, En azından Nantucket'da. | Open Subtitles | حسناً، أظن أن الشهامة لم تمت على الأقل ليس في نونتكيت |
| Sanırım şövalyelik ölmemiş, En azından Nantucket'da. | Open Subtitles | أظن أن الشهامة لم تمت على الأقل ليس في نونتكيت |
| En azından Nantucket'da. | Open Subtitles | الشهامة لم تمت ، على الأقل ليس في نانتيكت |
| Ve eğlenmek gibi şeylerin dışında, birisine sinemaya gitmesi ve sizin adınıza eğlenmesi için para vermezsiniz. Ya da En azından şimdilik. | TED | وبمعزل أيضًا عن أشياء مثل التسلية، فأنت لا تدفع مالا لأحد ليذهب إلى السينما ليتسلى عوضًا عنك. أو على الأقل ليس في الوقت الحالي. |
| En azından bu kadar erken! | Open Subtitles | على الأقل ليس في بداية المعركة |
| En azından başlangıçta. | Open Subtitles | حسناً, على الأقل ليس في البداية |
| Hayır, demedim. En azından yüzüne. | Open Subtitles | كلا لم أفعل, على الأقل ليس في وجهها |