Hayır, Cesedi bulan iki adam üzerinin muşamba ile örtülü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كلاّ، الرجلان اللذان عثرا على الجثة قالا أنّه كان في الشّرك مسبقاً |
Cesedi hiç bulunamadı ama Walt onu kimin öldürdüğünü biliyor. | Open Subtitles | منذ عشرون سنة, إختفت فتاة, و لم يعثر على الجثة |
Cesedin üzerinde nasıl bir kanıt bıraktım bilmiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أعرف ما نوع الدليل الذى تركته على الجثة |
Yani sen, Cesedin üzerinde bulduğunuz kepeklerin, aslında kar küresinin içindeki kar mı olduğunu söylüyorsun? | Open Subtitles | إذًا، أنتِ تقولي بأن الرقائق التي وجدناها على الجثة هي في الحقيقة ثلج من داخل الكرة الثلجية؟ |
ceset üzerinde bulunan ve senin DNA'nı taşıyan bir yara bandı. | Open Subtitles | كانت ضمادة لاصقة، قطعة منها وُجدت على الجثة عليها حمضك النووي. |
O Cesetteki böcek faaliyetlerini anlatacak, ve böylece zanlının cinayet anı şehir dışında olduğunu ispatlayacak. | Open Subtitles | سوف يقول أن نشاط الحشرات على الجثة يثبت أن المتهم كان خارج المدينة وقت الجريمة |
Araba bulunduğunda içinde ceset yokmuş. | Open Subtitles | استعيدت السيارة، لكن لم يعثر على الجثة أبداً. |
İçeri girince, cesedin üzerine eğilmiş birinin siluetini görmüş. | Open Subtitles | ذهبَ هناك, و لمح خيال شخص ينحنى على الجثة |
Gözlükteki makina yağı, Cesedin üzerindeki benzin. | Open Subtitles | هذه إصابات من تصادم زيت التشحيم على النظارة آثار الجازولين على الجثة |
Ve buraya gelip Cesedi teşhis ederseniz çok iyi olur diye aradım. | Open Subtitles | وأنا أتصل لأننا نقدر هذا، إذا تمكنت من القدوم للتعرف على الجثة. |
Bu görüntü, 8:26'yı gösteriyor, Cesedi buluyor eve giriyor ve polisi aramıyor. | Open Subtitles | هذه اللقطات توضح أنه عثر على الجثة الساعة8: 26 ثم عاد للمنزل |
Cesedi 2.15'te alarak... kongre üyesi Reynolds'u 2.40'ta Astor oteline bıraktın ve... rıhtıma koştun. | Open Subtitles | ثم اتيت لتحصل على الجثة فى 2: 15 م و أوصلت عضو الكونجرس الى الفندق فى الساعة 2: |
Cesedi henüz bulmadık. Biraz sizde kalsın, olur mu? | Open Subtitles | نحن لم نعثر على الجثة حتى الآن, لذا ,لما لا تحتفظى بالصورة معك؟ |
Cesedin üzerinde çanta ya da cep telefonu yok ama hırsızlığa uğradıysa hırsız sağ bileğindeki elmas tenis bileziğini gözden kaçırmış. | Open Subtitles | ليس هناك حقيبة أو هاتف محمول على الجثة لكن لو كانت قد سُرقت، فإنّ السارق قد فوّت ذلك السوار الألماسي على معصمها الأيسر. |
Görünüşe göre ikisi de vurulmuş. İkinci Cesedin üzerinde kimlik yok. | Open Subtitles | يبدو أنّ كلاهما تعرض لطلق ناري، ولا توجد هوية على الجثة الثانية. |
Görünüşe göre ikisi de vurulmuş. İkinci Cesedin üzerinde kimlik yok. | Open Subtitles | يبدو أنّ كلاهما تعرض لطلق ناري، ولا توجد هوية على الجثة الثانية. |
Cesedin üzerinde sarışın saçları bulmuşlardı bir de. | Open Subtitles | و,و الشعرا الاشقر الذين عثروا عليه على الجثة |
ceset üzerinde bulunan alelade halı tüyleri tanık listesini ele geçirmek. | Open Subtitles | ألياف من السجادة وجدت على الجثة للوصول إلى قائمة الشهود |
Kimlik taraması için yeterli kan yok ama ceset üzerinde daha fazlası olabilir. İlginç. | Open Subtitles | لا يوجد ما يكفي من الدم لتحديد الهويّة، ولكن قد يكون هناك المزيد على الجثة |
Bizi durdurduklarını düşünmeliler. Çıkardığınız ceset üzerinde çalışın. | Open Subtitles | عليهم أن يعتقدوا أنّهم أوقفونا، واصلي العمل على الجثة المُستخرجة فحسب. |
Bir Cesetteki kurtçuklar gibi tüm bu yozlaşmadan beslenirler. | Open Subtitles | يتغذون على كل هذا الفساد .. كما تتغذى الديدان على الجثة |
Ayrıca Seattle polisi Josie'yi içinde ceset bulunan arabadan inerken gören bir görgü tanığı buldu. | Open Subtitles | كما حصلت شرطة "سياتل" على شاهد عيان رآى "جوسي" بوضوح وهي تغادر السيارة عند موقع العثور على الجثة. |
Evet, bu yüzden cesedin üzerine not bırakmıştın. | Open Subtitles | نعم، هذا سبب تركنا ملاحظة على الجثة |
- Cesedin üzerindeki alevler. - Ne...neydi onlar? | Open Subtitles | الشعلة على الجثة لماذا نجحت الخدعة؟ |
Bu telefon cesedin üzerinden çıkmış. İçinde şöyle fotoğraflar var. | Open Subtitles | إذًا هم وجدّوا هذا الهاتف على الجثة و ثّمة هذه الصور |