Karşılığında o listedeki hiç birşeyden eksiğini beklemiyoruz. | Open Subtitles | لا نتوقع أقل من كل شيء على تلك القائمة بالمقابل |
Doğru ama o listedeki kızlar senin alanında. | Open Subtitles | لا ، ولكن الفتيات على تلك القائمة هم لعبتك |
Ayrıca o listedeki isimleri benden başka daha fazla bilen yok. | Open Subtitles | ولا أحد يعرف الأسماء الموجودة على تلك القائمة باستثنائي ممتاز |
Bu şekilde sağa sola gönderilmekten bıktım. Oğlumun o listeye girmesi gerekiyor. | Open Subtitles | أنا تعبت من المراوغة أحتاج اسم إبني على تلك القائمة |
Babanıda o listeye eklemelisin. Anne, daha önce denedim... | Open Subtitles | عليك القيام بشيئ على تلك القائمة من أجل والدك |
Dogru, adin o listedeydi. | Open Subtitles | صحيح، إسمك مازال على تلك القائمة |
Bana bahsetmediği şey onun da o listede olduğuydu. | Open Subtitles | ما أغفل عن ذكره كونه على تلك القائمة أيضا ً |
Aslında, o listedeki tüm isimler Geyik Avcısının kurbanlarıyla ilişki içerisindeydi. | Open Subtitles | في الواقع جميع الأسماء على تلك القائمة كانوا في علاقات مع ضحايا صائد الغزلان |
Ve bence din hakkında sadece böyle düşünmüyoruz. Ve bu, daha önce olduğu gibi, bizim bakış açımızdan, o listedeki herhangi bir şey din olmalıdır, bu yüzden ben bir din olarak saymıyorum Budizm ve Yahudilği hariç tutan bir din iyi bir başlangıç şansına sahipler çünkü onlar listemizde var. | TED | وأعتقد انها ليست الطريقة الوحيدة التي نفكر بها في الدين وهذا، كما كان، من وجهة نظرنا، أي شيء على تلك القائمة يستحسن ان يكون ديانه لذلك لا اعتقد أي ديانه تستبعد البوذية و اليهودية لديها الفرصة لتأخذ بعين الاعتبار، لأنهم على قائمتنا. |
o listedeki her şey Marilyn'in annesine aitti. Avcı olduğunu düşünmezdim. | Open Subtitles | كلّ شئ على تلك القائمة يعود (لوالدة (مارلين |
Evet. Bu yüzden o listeye beni değil de kendini yazman gerekiyor. | Open Subtitles | لذا، أفترض أنني لست من يجب وضعه على تلك القائمة |
Kız arkadaşına değiştiğini göstermek için o listeye adını yazdırdı. | Open Subtitles | إنه يضع نفسه على تلك القائمة لكي يبين لصديقته بإنه جاد حيال تغيير طرقه. |
Yani Hannah ile Jessica'yı o listeye sen mi koydun? | Open Subtitles | أعني ، هل وضعت هانا و جسيكا على تلك القائمة ؟ |
Doğru, adın o listedeydi. | Open Subtitles | صحيح، إسمك مازال على تلك القائمة |
Bakan Rathenau'nun adı o listedeydi. | Open Subtitles | اسم الوزير كان على تلك القائمة |
Beyaz Saray'dan bir lamba kaybolsa ve olay esnasında oradaki herkesin listesini yapsalar, Başkan da o listede olur. | Open Subtitles | ولو فُقد مصباحًا من البيت الأبيض، وسيقومون بإنشاء قائمة بالجميع من كان في البيت الأبيض عندما حدث ذلك، الرئيس سيكون على تلك القائمة. |
Alana Bloom da o listede olacak. | Open Subtitles | (آلانا بلوم) ستكون على تلك القائمة |