Eğer herşey olduğu gibi kalırsa. Savaş karşıyı oylara sahip olur. | Open Subtitles | إذا بقيت الأمور على حالها فسيصوت له مناهضو الحرب |
Hedefimiz uçak gemileri ise torpidoların olduğu gibi bırakılıp gemilerin tespit edildiği anonsunun beklenmesi gerekirdi. | Open Subtitles | إذا كان هدفنا الحاملات كان ينبغي ترك الطوربيدات على حالها و إنتظار التنبيه عند رصد الحاملات |
Bütün gösteriler olduğu gibi kalacak ve buradaki sırayla sergilenecekler. | Open Subtitles | جميع العروض تبقى على حالها وبحسب قوانينها |
Tek istediğimiz her şeyin aynı kalmasıydı, David. | Open Subtitles | كلنا نريد أن تبقى الأشياء على حالها |
Sadece her şeyin aynı kalmasını istedim. | Open Subtitles | أردت أن تظل الأمور على حالها وحسب |
Ben onu olduğu gibi seviyorum. | Open Subtitles | يصادف أنّها تروقني على حالها الراهن |
Bence eski deniz fenerimizi olduğu gibi korumalıyız. | Open Subtitles | أعتقد أننا بحاجة للحفاظ المنارة القديمة لدينا على حالها بالضبط . |
Ya da...olduğu gibi bırakabiliriz. | Open Subtitles | ... أو أنه يمكننا فقط ترك الأمور على حالها |
Ya da...olduğu gibi bırakabiliriz. | Open Subtitles | ... أو أنه يمكننا فقط ترك الأمور على حالها |
Her şey olduğu gibi kalacak. | Open Subtitles | فقط سنُبقي الأمور على حالها |
Elena'nın şu an olduğu gibi kalmasını tercih edeceğini sanıyorum. | Open Subtitles | أظنّه يفضّل (إيلينا) على حالها هذا |