Bilirsiniz, Bir kişi sahnede, yardımcısı izleyicilerin içinde, genellikle bir fahişe, | Open Subtitles | كما تعلم شخص على خشبة المسرح ومساعد من الجمهور عادةً جميلة |
Tüm derken bunu sahnede biletli izleyiciler önünde yapmamızı mı kast ediyorsun? | Open Subtitles | إن كنت تقصد أننا نقوم بهذا على خشبة المسرح أمام جمهورٍ حيّ |
Tüm derken bunu sahnede biletli izleyiciler önünde yapmamızı mı kast ediyorsun? | Open Subtitles | إن كنت تقصد أننا نقوم بهذا على خشبة المسرح أمام جمهورٍ حيّ |
Bu şeyi, Bird ve Diz, kafaları güzelken, sahnede her gece yapıyorlardı. | Open Subtitles | الطيور وديز، فإنها فعلت ذلك على خشبة المسرح كل ليلة، على الطاير. |
Hadi tatlım, sen de gel. Daha önce sahneye çıktın mı hiç? | Open Subtitles | هيا يا عزيزتي, إلقي نظرة هل كنتِ على خشبة المسرح من قبل؟ |
Sahnedeyken sadece bunu giy, herşey yoluna girecektir. | Open Subtitles | ارتدي هذا على خشبة المسرح وكلّ شيء سيكون بخير |
Kendini sahnedeki oyuncularda görüp geçmiş hareketlerinin anlamsızlığını fark etmişti. | TED | واعتبر أن مكانه على خشبة المسرح ورأى أن أفعاله الماضية كانت دون معنى. |
Bir akşam sahnede, hakikaten vajinamın içine girdim. | TED | أحدى الليالي على خشبة المسرح في الحقيقة دخلت في مهبلي |
Rastgeleliğin bana sahnede oyun oynayacağını düşünüyorsunuz. | TED | نظن أن العشوائية ستخدعني على خشبة المسرح. |
Birçok kere çok stresli durumlarda sahnede bulundum, binlerce insan beni izlerken. | TED | كنتُ على خشبة المسرح عدة مرات في حالات توتر شديدة، وآلاف الأشخاص يشاهدونني. |
Aslinda, şu anda sahnede yanımdalar: Asma, manolya, gerçekten çarpıcılar. | TED | في الواقع, هن معي هنا على خشبة المسرح عناقيد عنب, ماغنوليا, بصدق مذهلين |
Bunu almış olmaktan dolayı çok heyecanlıydım. sahnede parlak gümüş bir baretle duran tek kişi olmaktan dolayı çok heyecanlıydım. | TED | كنت سعيدا بالحصول عليها. كنت سعيدا لكوني الشخص الوحيد الذي يقف على خشبة المسرح مع خوذة فضية لامعة. |
- Evet. Savaştan önce, Varşova'dayken onu sahnede görmüştüm. | Open Subtitles | في الواقع , فقد شاهدته ذات مرة على خشبة المسرح عندما جئت الى وارسو قبل الحرب |
Ünlü olduğun bazı özelliklerin var, hem sahnede, hem sahne dışında. | Open Subtitles | هناك مميزات معينة لانك مشهورة، على خشبة المسرح وخارجها. |
Festivalde sahnede olduğumuzu hayal edelim. | Open Subtitles | لنتخيل أننا على خشبة المسرح في المهرجان. |
Efsanevi yıldızımız, ışıklar altında, sahnede. | Open Subtitles | تخظو تلك النجمة الأسطورية على خشبة المسرح |
sahnede mayoyla salına salına yürümeden de dünya yeterince tuhaf bir yer zaten. | Open Subtitles | أعتقد أن أرض الواقع غريبة بما يكفي بدون الصعود على خشبة المسرح والاستعراض بزي سباحة وكعبين عاليين. |
sahnede çok pahalı bir kolye kullanacaklar. | Open Subtitles | لديهم عقد يكلف مبلغ كبير على خشبة المسرح |
Bundan sonraki hayatımda, sen ilk sıradayken sahnede şarkı söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أقضي ما تبقي من حياتي أغني على خشبة المسرح معك و أنت بالصف الأمامي |
Eğer sahnede olursak bizi yakalayamazlar. | Open Subtitles | لو أننا على خشبة المسرح فلن يمكنهم الوصول إلينا |
Yani kazanamasan bile sahneye çıkmış olacaksın. | Open Subtitles | لذلك سوف تحصل على خشبة المسرح حتى لو كنت لا يفوز. |
kongre üyesiyken Connecticut'te bir yardım toplantısıydı ve orda sahneye çıkmıştım." dedi ve devam etti, etti, "sonra Sahnedeyken" | TED | و كانت في حفلة خيرية في كونيتيكيت عندما كنت في الكونغرس، وطلعت على الخشبة،" و إستمرت في الحديث،" ثم طلعت على خشبة المسرح." |
İlk yarısı sahnedeki canlı şarkıcılar tarafından söylencek. | TED | النصف الأول سيؤدّيه مطربون موجودون هنا على خشبة المسرح. |