Hastane yatağında öylece uzanıp hemşirelerin sünger banyosu yaptırmasını mı istiyorsun? | Open Subtitles | التمدد على سرير المستشفى وأن تحصل على حمام بالإسفنج من الممرضات |
Vücudun uykudaydı. 12 yıl boyunca o hastane yatağında uyuyordu. | Open Subtitles | جسدك كان ساكِن كل تلك السنوات مستلقي على سرير المشفى. |
Ölüm döşeğindeyken oyun oynayarak geçirdiğimiz zamandan pişman olacak mıyız? | TED | عندما نكون على سرير الموت، هل سنندم على الوقت الذي قضيناه في اللعب؟ |
Ta ki hapishane hastanesinde ölüm döşeğindeyken Tanrının ışığı üzerime doğana kadar. | Open Subtitles | حينما ضوء الله ظهر أمامي على سرير موتي في مستشفى السجن |
Evsizler gibi karyolada yatma diye sana harika bir yatak aldım işte. | Open Subtitles | انا اعطيك سرير رائع لكي لا تنام كمتشرد على سرير الخيمه بتاعك |
Ve gerçekten de ben hiç bir düşkünlerevinde çalışmadım, hiç ölüm döşeğinde olmadım. | TED | وهذا صحيح، لم أعمل مطلقاً في دار المسنين ولم أكن مطلقاً على سرير الموت |
Omurga kemiği için tasarlanmış ince, sert bir yatakta yatıyordum. | TED | كنت مستلقية على سرير رقيق و صلب للعمود الفقري. |
John Dan'in yatağına oturduğu sırada odadaki her şeyi yerinden oynatan bir tren hızla geçer. | TED | وبينما جون جالس على سرير دان، مر بهما قطار مسرع مسقطاً كل شيء بالغرفة. |
Koltukta veya başka bir aile üyesinin yatağında oturamazdım. | TED | لم يكن مسموحاً لي بالجلوس على الكنبة أو على سرير فرد آخر من العائلة. |
Pekala her zaman ailemin yatağında yapmak istemişimdir. | Open Subtitles | حسنآ.. لقد أردت دائماً أن افعلها على سرير والداي |
Hayatımın üç yılını bir hastane yatağında geçirdim okumak hariç bir şey yapmadan. | Open Subtitles | ثلث عمرى قضيتة على سرير فى مستشفى بلا شىء افعلة سوى القراءة |
Çocukluk yatağında yatıyorum ve onun masalları kafamda dolanıyor. | Open Subtitles | أنام على سرير طفولتي، وقصصها لا تفارق خيالي. |
Annemin yatağında onunla sevişmeme izin vermedi. | Open Subtitles | لم تدعني أمارس الجنس معها على سرير والدتي |
Ne şimdi, ne bir yıl sonra ne de ölüm döşeğindeyken torunlarına anlatabilirsin yoksa bedelini onlar öder. | Open Subtitles | ولا بعد سنة من الآن. ولا حتى عندما تكوني على سرير الموت وتحكين لأحفادك. وإلا سيدفعون الثمن. |
Ölüm döşeğindeyken hayatın yaşanıp bitmişken diyeceğin şey "Keşke ailemle daha çok zaman geçirseydim" olmayacak. | Open Subtitles | حينما تكون على سرير موتك حينما تكون عشت حياتك لن تقول أبدا |
Kentin girişinde Bradford'larda kuru bir yatak bulabilirsin. | Open Subtitles | سوف تكون بخير يمكنك الحصول على سرير وأفطار عند حافة المدينة |
Daha büyük bir yatak alın. Biz on yıldır büyük yatakta yatıyoruz. | Open Subtitles | احصل على سرير اكبر لدينا واحد منذ اكثر من 10 سنوات |
Kötü olan tek şey ölüm döşeğinde yanına gidip çirkin yüzüne beni o fahişeyle bıraktığını sorma şansını bulamamamdı. | Open Subtitles | - المؤسف هو انه لم ينسنى لي زيارته على سرير موته - والرقص امامه لانه تركني مع تلك المرأة |
Ölüm döşeğinde sana yalan söylediğini kabul ettiği bir mektup yazdı. | Open Subtitles | لقد كتبت لك رسالة و هي على سرير الموت خاصتها و تعترف أنها قصت كذبة |
Kız arkadaşınla birlikte aldığın bir yatakta uyuyamam ya da başka bir şey yapamam. | Open Subtitles | لن انام او افعل اى شىء اخر على سرير اشتريتة مع صديقتك السابقة |
Bana zerre kadar bir özgürlük ver. bir yatakta uyuyayım ve çatalla kaşıkla yemek yiyeyim. | Open Subtitles | امنحني شكلاً من الحرّية ودعني أنم على سرير وآكل بآنية |
Senden istendiğinde bir kaltağın yatağına işer misin? | Open Subtitles | هل ستتبول على سرير السافل إن طلبت منك ذلك؟ |
Biliyorum, sen ikiz yatak için çok küçük değilsin. | Open Subtitles | أعني أعرف أنت كبيرة السن على سرير مزدوج. |