Çocuklarımızın güvenliği için evlerimizden çıkmaya korkuyoruz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نغادر منازلنا حتى إذ نخشى على سلامة أولادنا |
Alina'nın güvenliği için kargaşanın dışında kaldım. | Open Subtitles | لقد كنت أحتفظ بهذا طوال الوقت بسبب القلق على سلامة ألينا |
Bir polis silahını ve vücudunu vatandaşların güvenliği için kullanmalıdır. | Open Subtitles | الشرطى يجب أن يدافع عن السلاح بإستخدام جسمه لكى يُحافظ على سلامة المواطنين |
Gelecek için hastanenin bütünlüğünü korumalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحافظ على سلامة المستشفى من أجل المستقبل. |
Papalığımızın güvende olması için kaç kişiye ihtiyacımız var? | Open Subtitles | كم سنحتاج للحفاظ على سلامة بابويتنا ؟ |
Başkan rehinelerin durumunun farkında ve misyonerlerin güvenliği konusunda endişeli. | Open Subtitles | ،الرئيس مدرك تماما لحالة المختطفين .وهو قلق على سلامة الدعاة |
Ray Carroll'ın yapmayacağı tek şey Teksas'ı güvende tuttuğu için özür dilemektir. | Open Subtitles | هناك شيء لا يفعله (راي كارول) ابداً وهو الأعتذار عن مسؤولية الحفاظ على سلامة تكساس |
Anlasilan konusma esnasinda söyledigim "Her daim Sophie'yi güvende tutacagim" sözünü kastediyorsun. | Open Subtitles | على ما يبدو كنت في اشارة خلال حديثنا أقول, "سأحافظ دائما على سلامة لورا" |
İntikam almak için Walt'un güvenliğini tehlikeye atacağımı mı ima ediyorsun? | Open Subtitles | هل تلمح على أني اقدم رغبتي في الإنتقام على سلامة والت؟ |
Kendi soyumun güvenliğinin bana emanet edilmemesi için bir neden yok. | Open Subtitles | ما من سبب يمنع أن أؤتمَن على سلامة ربيبة تحوُّلي. |
Bu yolculukta Papa Hazretlerinin güvenliğinden endişe eder miydiniz? | Open Subtitles | هل تخشى على سلامة قداسته خلال تلك الرحلة؟ |
Bence bir ebeveynin çocuğunun güvenliği için her şeyi yapabilir. | Open Subtitles | أظن الحامل تفعل أي شيء للحفاظ على سلامة طفلها |
Herkesin güvenliği için kimseden maske giymemesini isteyeceğiz. | Open Subtitles | حرصًا على سلامة الجميع، نطلب عدم ارتداء أيّة أقنعة. |
Onlara zarar verirsen, halkının güvenliği için yaptığın her şey boşa gider. | Open Subtitles | إذا اذيتهم .كل عمل الذي قمت به للحفاظ على سلامة شعبنا سيكون هباءا |
Kamu güvenliği için tehdit hâline geldiğini söyledi. | Open Subtitles | وأصبحت تهديداً على سلامة الناس |
- Bana kızıyla karısının güvenliği için endişe ettiğini söyledi. | Open Subtitles | -لقد أخبرني أنه يخشى على سلامة زوجته وإبنته |
Bayım, çocuğun güvenliği için endişe ettik. | Open Subtitles | سيدي، كنّا قلقين على سلامة الطفل .. |
Ama bütün eylemlerimiz görevimizin bütünlüğünü korumak için gerekliydi. | Open Subtitles | لكن إجراءاتنا كانت ضرورية للحفاظ على سلامة مهمتنا |
O bize ürününün arkasında duracağını söylüyor ve biz ise donanımının bütünlüğünü bozarak karşılık veriyoruz. | Open Subtitles | هو يعرِض أن يقوم بصيانة معداته ونحن بالمقابِل نتعهّد بأن لا نتعدّى على سلامة الأجهزة الداخلية. |
Papalığımızın güvende olması için kaç kişiye ihtiyacımız var? | Open Subtitles | كم سنحتاج للحفاظ على سلامة بابويتنا ؟ |
Elena'nın güvende olması için buradaki her şeye sırtımı döndüm. | Open Subtitles | سأتخلّى عن كلّ شيء هنا لأحرص على سلامة (إيلينا). |
Kardeşinin güvenliği konusunda çok endişeleniyorsun ve buraya gelip beni eleştiriyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | قلقك بشدة ... على سلامة أخيك يجعلك تأتي إلى هنا وتنقلب عليّ هكذا؟ |
İmkânsız. Silah güvenliği konusunda oldukça eğitimliyim. | Open Subtitles | مستحيل ، أنا مدرب بالكامل على سلامة المسدس |
CIA'yi Carter'ı güvende tuttuğu gibi mi? | Open Subtitles | كما حافظت المُخابرات المركزية على سلامة (كارتر) ؟ |
Toby'yi güvende tutmanın tek yolu var. | Open Subtitles | وأنا لا أعرف سوى طريقة واحدة للمحافظة على سلامة (توبي) |
Siz de Birinci subay olarak olarak görev yaptığınız için, gemideki sorumluluğunuzun... kaptanın güvenliğini de içermesi gerektiğini bilirsiniz. | Open Subtitles | باعتبارك كنت ضابطا أول فى يوم من الايام فأنت تعلم أنه من صميم مسئوليتك الحفاظ على سلامة القائد |
Kendi soyumun güvenliğinin bana emanet edilmemesi için bir neden yok. | Open Subtitles | ما من سبب يمنع أن أؤتمَن على سلامة ربيبة تحوُّلي. |
Oğlunun güvenliğinden endişe duyan bir baba olarak buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا كوالد قلق على سلامة ابنه |