Dünyanın en büyük suçlusunu adalete teslim etmek üzereyim. | Open Subtitles | انا على وشك ان اُحضر اعظم مجرم الى العدالة |
Çocuğumla tanışmak üzereyim ve ona ne diyeceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | على وشك ان التقي بأبنتي ولا اعرف ماذا ستقول |
Katie, şu anda tarihin bir parçası olmak üzeresin. | Open Subtitles | نعم يا كاتي .. انتِ على وشك ان تصبحي جزء من التاريخ |
İlk sıralarda sizin için bir yer ayırdık. Tam da hoş kocanızı takdim etmek üzereydik. | Open Subtitles | عظيم, وهنالك مقعد شاغر لكِ زوجكِ على وشك ان يقدم فقرته |
Ben de tam sana yazıyordum. İki gün sonra mahkemeye gideceğim. | Open Subtitles | انا كنت على وشك ان اكتب لك خطابا سأذهب الى المحكمة فى غضون يومين |
Almak üzere olduğumuz bu maç için teşekkür ediyoruz... çünkü onların içinde ayağa kalkmak üzereyiz. | Open Subtitles | وشكراً على هذه المباراه التى اوشكت على ان نبدءها لاننا على وشك ان نسحقهم |
Yani Roland adayla ilgili ciddi bir tehdidi açığa çıkarmak üzereydi. | Open Subtitles | اذاً رونالد كان على وشك ان يكشف .بعض التهديدات الخطيرة للجزيرة |
Çok ateşli biri. İçeri girmeden önce Neredeyse onu beceriyordum. | Open Subtitles | انها رائعة كنا على وشك ان نلتقي عندما قبض علي |
Bodrum katında çürüyüp giden iki kız var bir tanesi doğum yapmak üzere tabii önce adam onu döverek öldürmezse. | Open Subtitles | هناك فتاتين تتعفنان في القبو واحدة منهن على وشك ان تلد إن لم يقم ذلك الرجل بضربها حتى الموت أولا |
Dükkanımda da bayatlamak üzere olan çok sayıda kızıl kadife pastam var. | Open Subtitles | ولدي العديد من كعك الأحمر المخمل في المحل على وشك ان يتعفن |
Beni tebrik etmelisin çünkü baba olmak üzereyim. | Open Subtitles | انت يجب ان تهنئنى الآن لأنى على وشك ان اصبح اب |
7 milyar dolarlık bir TV. Anlaşması yapmak üzereyim. | Open Subtitles | انا فقط على وشك ان اكمل صفقة تلفاز بقيمة سبعة مليار |
İyi bir arkadaşımın karısına, kocasının öldürüldüğünü söylemek üzereyim. | Open Subtitles | نحن هنا لنتفقد صديقة انا على وشك ان اخبر زوجة صديق جيد ان زوجها قد قتل |
Burada aslında engellemeye çalıştığın şeyi Neredeyse başlatmak üzeresin. | Open Subtitles | انت على وشك ان تبدأ شيء افترضته لتمنع ان يحصل هنا |
Buradaki mükemmel elmas keseceğini heba etmek üzeresin. | Open Subtitles | انتى على وشك ان تفقدى قطعة ماس جيده هنا يافتاتى الجميلة |
- Seni sevdi. - Uh, biz de birkaç numarayı prova etmek üzereydik. | Open Subtitles | ـ انها تحبك ـ كنا على وشك ان نتدرب على خدعتين |
Donovan açılmıştı. Onu ölüme terk etmek üzereydik. | Open Subtitles | لقد كان مفتوحاً لقد كنا على وشك ان نيأس بشأنه |
Ben de tam bu çekici genç hanımı davet etmek üzereydim. | Open Subtitles | كنت على وشك ان اسأل هذه الشابة الجذابه جدا |
Çocuklar, Max Ryan'la tanışmak üzereyiz,.. | Open Subtitles | يا جماعة, نحن على وشك ان نقابل ماكس ريان |
Durum ortaya çıkmak üzereydi, onun üzerine istifa etti. | Open Subtitles | ولكن بالتأكيد هناك من فعل لقد كان على وشك ان يطردوه لذلك فقد استقال |
Şerif Bill'den seni aramaları için bir takım toplamasını isteyecektim Neredeyse. | Open Subtitles | كنت على وشك ان اطلب الشريف بيل جمع الجوقه للبحث عنك |
Tam şu an, Erik Luna otoparkta oturuyor, altına yapmak üzere. | Open Subtitles | الآن , إريك لونا جالس فى موقف السيارات هذا على وشك ان يبلل نفسه |
Bu fotoğraf yumurtadan yeni çıkmış, uzun ve tehlikeli yolculuğuna başlarken, tuzlu suyu ilk kez tatmak üzere olan bir yavruyu gösteriyor. | TED | وهذا هو صورة تظهر هذه السلحفة الصغيرة على وشك ان يتذوق طعم المياه المالحة للمرة الأولى لكي يبدأ رحلته الطويلة والمحفوفة بالمخاطر. |