| Muz standında. Çok sorumsuzca bir şey yapmak üzere. | Open Subtitles | انه فى كشك الموز و هو على وشك فعل شئ غير مسئول |
| Evet, insanlar genelde bana bir şey yapmak üzere oldukları zaman böyle der. | Open Subtitles | صحيح، عادة ما يقول الناس ذلك لي حين يكونون على وشك فعل شيء بي |
| Hayatındaki en büyük hatayı yapmak üzere. | Open Subtitles | إنه على وشك فعل أكبر خطأ في حياته |
| Çok aptalca ve tehlikeli bir sey yapmak üzereyim. | Open Subtitles | أنا على وشك فعل شئ آية في الغباء والخطورة معاً |
| Bekleyin! Çok gerzekçe bir şey yapmak üzereyim! | Open Subtitles | تمسكوا , انا على وشك فعل شيئاً غبياً حقاً |
| Seni izledim, bir şeyler yapmak üzeresin. | Open Subtitles | لقد راقبتك. أنتَ على وشك فعل شيء. |
| - Çok önemli birşey yapmak üzeresin. | Open Subtitles | -أنت على وشك فعل شيئ كبيرٍ جدًّا . |
| Sen bir şey yapmadıysan ya da yapmak üzere değilsen asla kahvaltı hazırlamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تعد الإفطار أبداً إلا إذا فعلت شيئاً أو على وشك فعل شيء، وأشم... |
| Tabii seni rahatsız edecek bir şey yapmak üzere değilsen. | Open Subtitles | مالم تكن على وشك فعل |
| İnanılmaz bir şey yapmak üzere | Open Subtitles | هو على وشك فعل شيئ رائع |
| Kate, lütfen lütfen bana aşırı derecede aptalca bir şey yapmak üzere olmadığını söyle! | Open Subtitles | (كايت)، أرجوكِ أرجوكِ، أخبريني أنّك لستِ على وشك فعل شئٍ يبدو فائق الغباء |
| - Tedbirsizce bir şey yapmak üzere. | Open Subtitles | إنّه على وشك فعل شيءٍ طائش. |
| Şimdi de aynı şeyi Stephen'a yapmak üzere. | Open Subtitles | وإنه على وشك فعل نفس الأمر لـ(ستيفن). |
| Seni çok mutlu edecek bir şey yapmak üzereyim. | Open Subtitles | إنني على وشك فعل شئ سيجعلك سعيداً جداً |
| Çılgın bir şeyler yapmak üzereyim. | Open Subtitles | أنا على وشك فعل شيء جنونيّ |
| Bir şey yapmak üzereyim. | Open Subtitles | أن على وشك فعل أمرًا |