"عليك أن تتحدث" - Translation from Arabic to Turkish

    • konuşmalısın
        
    • konuşmak zorunda
        
    • konuşman gerek
        
    Onun iyi bir çocuk olduğunu söylemiştim. Başının belada olduğunu düşündüğünde onunla konuşmalısın. Open Subtitles أخبرتك أنه فتى رائع,كان عليك أن تتحدث معه عندما تعتقد أنّه في ورطة
    Maaş Servisi ile konuşmalısın bu durumu. Open Subtitles عليك أن تتحدث مع إدارة الرواتب بهذا الخصوص
    Belki de onunla konuşmalısın. Senin kız arkadaşın. Open Subtitles ربما عليك أن تتحدث معها إنّها صديقتك الحميمة
    İstemiyorsan o gelmeden benimle konuşmak zorunda değilsin. Open Subtitles ليس عليك أن تتحدث إلي حتى تأتي هنا, إذا لم تريد ذلك
    Eminim bu gece konuşmak zorunda kalacağın bir sürü insan olacak. Open Subtitles إنني مُتأكدة بأن هناك الكثير من الأشخاص اللذين عليك أن تتحدث معهم الليلة
    - Evet, ben iyiyim ama ama Wheeler'la konuşman gerek. Open Subtitles هل أنت بخير ؟ - أجل - " لكن عليك أن تتحدث مع " ,يلر
    Onunla konuşman gerek. Open Subtitles عليك أن تتحدث إليه
    Haber cuma günü telgrafla geldi. Yani Perry'yle hemen konuşmalısın. Open Subtitles لقد حدث هذا يوم الجمعة الماضي و الأن يجب عليك أن تتحدث مع بيري
    Yine de bence onunla konuşmalısın. Open Subtitles ولكني مازلت أعتقد بأنه يجب عليك أن تتحدث معها
    Onunla konuşmak istersen, önce benimle konuşmalısın. Open Subtitles ان أردت أن تتحدث معها عليك أن تتحدث معي أولا
    Bunu söylemesini bekleyeceğin en son kişi benim biliyorum ama onunla konuşmalısın. Open Subtitles أعلم أنني الشخص الأخير التي تود أن تسمع منه هذا لكن عليك أن تتحدث معه
    Görüştüğü adamla konuşmalısın. Open Subtitles تعلم , ينبغي عليك أن تتحدث معالرجلالذيتُوَاعِدُه.
    Beni tutuklayan polisle konuşmalısın. Open Subtitles يتوجب عليك أن تتحدث للشرطي الذى إعتقلني
    Onunla konuşmalısın. Buna hazır değil. Open Subtitles عليك أن تتحدث إليه انه ليس مستعداً لهذا
    Redderken sonuna kadar gerçekten hızlı konuşmak zorunda kalmaz mısın? Open Subtitles وما هو الشيء حيث عليك أن تتحدث بسرعة حقا، مع هذا العقد في نهاية؟
    Onun için üzülmek zorunda değilsin. Onunla konuşmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا يجب عليك أن تتأسف عليه لا يجب عليك أن تتحدث معه
    Tamam, istemiyorsan konuşmak zorunda değilsin. Open Subtitles حسنا، ليس عليك أن تتحدث إن لم ترغب في ذلك
    Hayır, konuşmak zorunda değilsin. Buna ne dersin? Tamam mı? Open Subtitles لا، ليس عليك أن تتحدث عنها ما رأيك بذلك؟
    ...gidip yüz yüze konuşman gerek. Open Subtitles عليك أن تتحدث إليها شخصيًا
    Ama benimle konuşman gerek. Open Subtitles ولكن عليك أن تتحدث معي.
    Onunla konuşman gerek, Jim. Open Subtitles عليك أن تتحدث إليها, (جيم)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more