Bu ülkenin bir parçasısın. Yardım etmelisin. Saklanmamalısın. | Open Subtitles | أنت جزء من هذه الدولة ينبغي عليك أن تساعد لا تختبيء |
Bir aile daha şu anda sizin yaşadığınız cehennemi yaşıyor. Yardım etmelisin. | Open Subtitles | عائلة أخرى تمر بنفس الجحيم عليك أن تساعد. |
Elektrikler gitti, annene Yardım etmelisin. | Open Subtitles | أنقطعت الكهرباء، يا عزيزي. عليك أن تساعد والدتك. |
Peki, gözüken o ki kendi insanlarınızın da engelleri aşmasına ... yardım etmelisiniz. | Open Subtitles | حسناً يبدو أنه عليك أن تساعد الناس الذين يخصونك |
Dün gece horladığın için arkadaşlarım uyuyamamış bu yüzden ustaya yardım etmek zorundasın. | Open Subtitles | أنت شخرت الليلة الماضية وصديقي لم يستطيع النوم لذا يجب عليك أن تساعد السيد هل يعجبك هذا؟ |
Yardım etmelisin, Luke. | Open Subtitles | يجب عليك أن تساعد,لوك |
Yardım etmelisin. Yardım etmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تساعد ، عليك أن تساعد |
Buzağıya Yardım etmelisin baba! | Open Subtitles | ! عليك أن تساعد العجل ، يا أبي ! |
İmparatoriçe'ye Yardım etmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تساعد الإمبراطورة! |
Jamal'a ülkede Yardım etmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تساعد (جمال) بشؤون البلد |
Mai, ona Yardım etmelisin. | Open Subtitles | (عليك أن تساعد (ماي |
Ne olursa olsun, kazanmak için yardım etmelisiniz. | Open Subtitles | عليك أن تساعد على الإنتصار مهما يكُن الأمر |
Ne olursa olsun, kazanmak için yardım etmelisiniz. | Open Subtitles | عليك أن تساعد على الإنتصار مهما يكُن الأمر |
Bay Monk bu adamlara yardım etmek zorundasın. | Open Subtitles | سيد ( مونك ) , عليك أن تساعد هؤلاء الرجال - حسناً , ها هي ستبدأ - |