"عليك أن تفهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • anlamak zorundasın
        
    • anlamalısınız
        
    • Anlamalısın
        
    • anlaman gerek
        
    • anlaman lazım
        
    • Anlamak zorunda
        
    • Anlayışlı olun
        
    • anlaman gereken
        
    • anlamanız lazım
        
    Harvey, anlamak zorundasın sana buradan kendi başına gitme izni vermeye yetkim yok. Open Subtitles هارفي، يجب عليك أن تفهم ليس لدي الحق لتركك ترحل من هنا لوحدك
    anlamak zorundasın, vazgeçmek için zaman yok. Open Subtitles عليك أن تفهم أنه لم يعد هناك مجال للتوقف.
    anlamalısınız Yüzbaşı Brown, o inek benim için bir hayvan değil. Open Subtitles عليك أن تفهم كابتن براون تلك البقرة ليست حيوان بالنسبة لي
    Fakat şunu Anlamalısın, şunu Anlamalısın ki ilk komanın ardından... Open Subtitles لكن لِتفهم ذلك، عليك أن تفهم ذلك الأمر .بعد الغيبوبة الأولى
    Ama benim tam olarak nerede olduğumu anlaman gerek çünkü aslında hiç bir şey değişmedi. Open Subtitles لكن عليك أن تفهم موقفى لأن شيئا لم يتغير.
    anlaman lazım. Goeth muazzam baskı altında. Open Subtitles عليك أن تفهم أن القائد جوز عليه ضغط كبير
    Anlamak zorunda değilsiniz. Open Subtitles ليس عليك أن تفهم
    (Styles) Bir şeyi anlamak zorundasın. Bu iş büyük bir cerrah olmaya benzer. Open Subtitles عليك أن تفهم شيئاً هذا العمل يشبه عمل الجراح
    anlamak zorundasın, ayrılmıştık çünkü ben o şeyi yapmak istiyordum. Open Subtitles انظر عليك أن تفهم أننا انفصلنا لأننى أردت أن نمارس الجنس
    Bir şeyi anlamak zorundasın O kıza bir daha elini sürersen seni öldürmek zorunda kalırım. Open Subtitles عليك أن تفهم شيئاً إذا قمت بلمس تلك الفتاة مجدداً
    Ama anlamak zorundasın ailemi öldürmekle tehdit ediyordu nerede yaşadıklarını biliyordu. Open Subtitles لكن عليك أن تفهم أنها كانت تهدد بقتل عائلتي، كانت تعرف مكان سكنهم
    MG: Şunu düşünüyorum; anlamalısınız ki, Hacker'lar arasında yaygın olduğu gibi, bunu yapmaktadırlar. TED ميشا جليني: أعتقد أنه إلى حد ما يجب عليك أن تفهم أنه من البديهي أن يفعلوا هذا.
    Yani ününüzün sizi aştığını anlamalısınız ve sanırım rızaya ve kadınlara yönelik genel tavrınızı anlarsam derslerinizde kendimi çok daha güvende hissedebilirim. Open Subtitles عليك أن تفهم أن سمعتك تسبقك وأظن أنني سأشعر بأمان أكبر بكثير في صفك إن فهمت موقفك حيال الموافقة والنساء عامة
    Fakat şunu anlamalısınız ki bu biraz zaman alacak. Başkan'la konuştuğunuzda... ..ona şunu hatırlatın; Open Subtitles لكن يجب عليك أن تفهم أن ذلك سيستغرق بعض الوقت
    Üretim konusunun buradaki subaylardan bazılarının... umurunda bile olmadığını Anlamalısın. Open Subtitles عليك أن تفهم أن بعض الضباط هنا يهتمون بالانتاج
    Üretimin aksaması falan, buradaki bazı subayların umurlarında bile değil. Bunu Anlamalısın. Open Subtitles عليك أن تفهم أن بعض الضباط هنا يهتمون بالانتاج
    James, lütfen, anlaman gerek, onu kurtarmak için bir yol olabileceğini düşünmedim. Open Subtitles جيمس, أرجوك جيمس, عليك أن تفهم أنني لم أظن أنه بإمكاني فعل شيء لإنقاذها
    Tamam, şimdi seni rahat bırakacağım çünkü yastasın ve sarhoşsun ama şunu anlaman gerek Porscha Williams, karını öldürmemiş olabilir. Open Subtitles حسناً، سأترك كلامك يمر لأنك حزين وثمل لكن عليك أن تفهم
    anlaman lazım, Jenna'nın beni sevmesini istiyorum sadece. Open Subtitles عليك أن تفهم أردت أن تعجب بي جينا فقط
    - Belki seninde anlaman lazım. - Kiera. Open Subtitles و ربما ينبغى عليك أن تفهم أيضًا - "كيرا" -
    Anlamak zorunda değilsin. Open Subtitles ليس عليك أن تفهم
    Anlayışlı olun. Dışarıda kalamayız. Open Subtitles عليك أن تفهم إنه لا يمكننا المكوث هناك
    anlaman gereken şu ki, o süper akıllı bir kadın. Open Subtitles لكن عليك أن تفهم, إنها امرأة خارقة الذكاء
    Pekâlâ, bakın, anlamanız lazım, tüm bunlar kötü bir rüya gibiydi. Open Subtitles عليك أن تفهم أن كل شيء حدث كان بمثابة حلم سيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more