| - Bu şeyi bulmamız gerek. Onun işini bitirene kadar herkesi evlerinde tutacağız. | Open Subtitles | علينا أن نجد هذا الشيء سنبقي الجميع في مساكنهم إلى أن نتخلص منه |
| Bu yüzden daha iyi tedavi... ...yöntemleri bulmamız gerek. | TED | إذاً يجب علينا أن نجد طرقاً أفضل لتقديم الرعاية. |
| Şey, hepsinden önce, bizlerden çok farklı insanlar bulmamız lazım. | TED | حسنًا، أولًا، يتطلب علينا أن نجد أناسا مختلفين جدًّا عن أنفسنا. |
| Ülkelerin daha çok beraber çalışmasını cesaretlendirecek yollar bulmamız lazım. | TED | يجب علينا أن نجد حلولا لتشجيع العمل التعاوني بين الدول بشكل أفضل. |
| Hey, şoför, daha hızlı sürmen gerekiyor. Bisikleti bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | أنت, أيها السائق, عليك أن تسرع علينا أن نجد الدراجة |
| bulmak zorundayız Ilginç bir yol O dosyayı kurtarmak için. | Open Subtitles | سيكون علينا أن نجد طريقة مثيرة للاهتمام لتحرير هذا الملف. |
| Bugün yaşayan en büyük timsahları arayıp bulup ölçmemiz gerekti. | TED | كان علينا أن نجد ونقيس التماسيح الأضخم والتي تعيش اليوم. |
| Neyi kaldırabileceğimizi bulmamız gerek ama yabancıların bizi tek tek götürmesine izin mi vereceğiz? | Open Subtitles | علينا أن نجد جميعا مالذي سوف نرتاح له ولكن هل سنترك الغرباء ياتون ويقومون باخذنا واحدا تلو الآخر ؟ |
| Güvenebileceğimiz, dürüst birisini bulmamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نجد شخصاً ما يمكننا الوثوق به شخصاً أميناً |
| Ama harika olanını bulmamız gerek. | Open Subtitles | يجب علينا أن نجد اللاعب اللذي سيصبح عظيم |
| Bunu yapmak için de Gardiyanı ve kara kutuyu bulmamız gerek. | Open Subtitles | ولفعل ذلك، علينا أن نجد الحارس وكذلك صندوقه الأسود |
| O zaman onu yenebilecek birini bulmamız lazım. | Open Subtitles | لذا فيجب علينا أن نجد أحداً يقف ضده فى الترشيح |
| Öbür beşini öldüren pisliği bulmamız lazım. | Open Subtitles | علينا أن نجد الحقير الذي قتل الخمسة الآخرين. |
| Tayfamı öldüren zenciyi bulmamız lazım. | Open Subtitles | علينا أن نجد ذلك الشخص الذي قام بقتل طاقمي |
| Bu adamın uyuşturucu kaçakçısı olduğunu kanıtlayacak birini bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نجد شخصًا يُثبِت بأن هذا الرجل تاجّر مخدرات |
| Bu yeri cennete çevirirken ihtiyaçlarımızı karşılamanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. | TED | يجب علينا أن نجد طريقة لتحقيق احتياجاتنا، بينما نجعل من هذا المكان جنة عدن. |
| Bilmiyorum, ama uyanmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لا أعلم ، لكن علينا أن نجد طريقة لنستيقظ |
| Gelecek mirasımızı sömüren bu insanları durdurmanın yollarını bulmak zorundayız. | TED | علينا أن نجد وسائل لإيقاف هؤلاء الناس من سلب إرث المستقبل |
| Açıkçası, bilmiyorum. Ama bir yolunu bulmak zorundayız. | Open Subtitles | حقيقة أنا لا أعرف ولكن علينا أن نجد طريقة |
| O kurt adamı çabuk bulup ele geçirmeliyiz ki av mevsimini kapatsınlar. | Open Subtitles | علينا أن نجد المُستذئب ونأسرهُ بسُرعه وبذلكَ يُمكنُهُم إغلاقُ موسم الصيد المفتوح |
| Çocuklar. Geri dönmek için başka bir yol bulacağız. Şimdi Cordelia'yı bulmalıyız, tamam mı? | Open Subtitles | سنجد طريقة للرجوع هنا لكننا علينا أن نجد (كورديليا) أولاً |
| O GPS'i bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نجد جهاز تحديد المواقع |
| — Hadi çocuklar, doktoru bulalım. — Bunu yapamam ahbap. | Open Subtitles | ــ هيّا يا أولاد، علينا أن نجد طبيباً ــ لا أستطيع ذلك يا رجل |
| Bu adamı bulmamız şart, elimizdeki tek ipucuysa şu kavrulmuş bilgisayar. | Open Subtitles | علينا أن نجد هذا الرجل و الشيء الوحيد الذي لدينا الان كمبيوتر محروق تماما |
| Sekiz saat içinde 6 uygun organ bulmak zorunda kalırız. | Open Subtitles | علينا أن نجد ستّة أعضاءٍ مطابقةٍ في خلال ثماني ساعات |
| Onu hemen bulmalıyız! | Open Subtitles | علينا أن نجد له الآن |
| Ve bu problemi çözmek için, nihayetinde geleneksel işlerden gelirleri ayrıştırmak için bir yol bulmamız gerekecek. | TED | وأعتقد أنه لنتمكن من حل هذه المشكلة، علينا أن نجد وسيلةً لفصل الدخل عن الإنتاجية في العمل التقليدي. |