| İçinizden, onları farklı odalara kilitleyip üzerlerinde deneyler yapmak geçmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجعلكم ذلك تريدون أن تحبسونهما في غرفة وتجروا عليهما التجارب |
| Şehir sınırını geçmeden onları bul arabayı kenara çek ve babayı alkollü araç kullanmaktan tutukla sonra çocuğu bana getir. | Open Subtitles | اعثر عليهما قبل أنْ يجتازا حدود البلدة. أوقف السيّارة و اعتقل الوالد بتهمة القيادة أثناء الثمالة. ثمّ أحضر الفتى إليّ. |
| Atını ve kılıcını getir, onları överken orospuyu da överim. | Open Subtitles | أحضر إلي حصانك وسيفك وسأثني على العاهرة كما أثني عليهما. |
| Ebeveynleri Cumhuriyetçiydi ama her zaman onlara karşı asi olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | والداها كانا جمهوريّين، لكن لطالما اعتقدت .. أنّها قد تمرّدت عليهما |
| onlara, en yakın hastanede ameliyat olmayı teklif ettiğimizde bir saati aşkındır yan yana olduklarının farkında değillerdi. | TED | لم تدركا أنهما تجلسان، جنبا الى جنب، لأكثر من ساعة عندما عرضنا عليهما الجراحة في أقرب مستشفى. |
| Çok derin ve maviler. onlar için kendininkileri feda ederdin. | Open Subtitles | إنها لامعه وزرقاء ، ستضحي بنفسك من أجل الحصول عليهما |
| Bu da ya yolda oldukları ya da onları yakalayamadığınız anlamına geliyor. | Open Subtitles | ذلك يعني أنّهما في الطريق إلى هُنا أو أنّكِ لمْ تقبضي عليهما. |
| Çünkü son tahlilde sizin de onları benim gözlerimle görüp lanetleyeceğinizi biliyordum. | Open Subtitles | بسبب أن هذا التحليل الأخير حسب معرفتي سيكون لعنة عليهما تماماً كما أرى وقع هذا الأمر في أعينكم |
| Eğer onları yakalarsak vuracağımızı biliyor musun? | Open Subtitles | وتعلمين أنني لو أمسكت بهما سأطلق عليهما النار؟ |
| Vur onları! | Open Subtitles | لا يمكننى الصفح عن رجل يخذل أصدقاءه. أطلق عليهما النار. |
| onları yakalayacak kadar hızlı tekneyi nereden buluruz, bilmiyorum. | Open Subtitles | لكنني لا أدري أين اعصر على قارب سريع بما فية الكفاية للقبض عليهما |
| Çocuklara onları yakalayacağına söz verdim. Başarmalısın. | Open Subtitles | وعدت هؤلاء الرفاق بأنك ستقبض عليهما لا تخذلني أسمعت؟ |
| İnan bana, onları tam da istediğimiz yerde yakalayacağız. | Open Subtitles | ثقي بي،حصلنا عليهما في المكان الذي نريدهما أن يكونا فيه،هيا |
| Yani onları kilitleyelim ki, tuhaf şeyler yapmaya başladıklarında kimseye zarar vermesinler. | Open Subtitles | أعني أن نقفل عليهما بإحدى الغرف بحيث أن بدأوا بالتصرف بغرابة لن يؤذيا أحد |
| onları bir yere kilitlemek istiyoruz böylece buradan nasıl çıkacağımızı düşünebiliriz. | Open Subtitles | نريد أن نقفل عليهما بغرفة أخرى لحين نجد وسيلة للخروج من هنا حسنا |
| Sonra George onlara bağırarak araziden çıkmalarını istedi. | Open Subtitles | ثم صاح عليهما السير جورج لأختراقهما ارضة وضيعته |
| onlara nanik yapacağım; katlanırlarsa rezil oldular demektir. | Open Subtitles | سأعض اصبعي في وجههما وسيكون عار عليهما لو قبلا هذا |
| Dikkati cenazeden çok onlara odaklananlara dikkat edin. | Open Subtitles | ابحثوا عن اي شخص تركيزه منصب عليهما عوضا عن الجنازة بحد ذاتها |
| Aralarında hiç bağlantı yok ama her nasılsa onlar seçilmişler. | Open Subtitles | لا صلة بينهما، لكن بطريقة ما وقع اختيار الجاني عليهما. |
| Yani, bugün itibariyle, bir hastane çalisani baska bir çalisanla cinsel iliskiye girerse, ikisi de bunu kaydettirmek zorunda. | Open Subtitles | لذا من هذا اليوم، لو ان هناك موظف في هذه المستشفى على علاقة جنسية بموظفآخر, عليهما تسجيل ذلك رسمياً |
| Bunca yıl gizlenenlerle yüzleşmek zorundalar. | Open Subtitles | عليهما مواجهة كل تلك الأعوام من المظاهر الكاذبة. |
| üzerlerine mikrofon yerleştirmek için bir sarhoş bulursun. Daha önce de dinlenmeye kalkışılmıştı. | Open Subtitles | نجعل شخصا مخمورا يزرع عليهما أجهزة التنصت |