"علي ان" - Translation from Arabic to Turkish

• gerek
• gerekiyor
• zorundayım
• gereken
• gerektiğini
• gerekiyordu
• gerekecek
• zorundaydım
• Sana
• ki
• ben
• benim
• etmeliyim
• zorunda

Konuşmaya çalışma. Gitmem gerek zaten. Hayır müzayedesi şeysini yapmam gerek.
لا تحاول ان تتحدث, علي ان أذهب لدي هذا المزاد الخيري

Satın aldığın Japon penis büyültme sistemini hatırlatmama gerek var mı?
هل يجب علي ان اذكرك بالنظام الياباني لتكبير القضيب الذي اشتريته؟

Tamam, cevap olarak iki olasılık arasında seçim yapmam gerekiyor.
حسنا, اذا في اجابتي علي ان اقرر بين احتمالين وحيدين

Ama şimdi, bize diğer tüm pis işleri anlatıyorsun. Sormak zorundayım, neden?
ولكن الآن انت تخبرنا بكل هذا بدون مناسبة علي ان اسأل لماذا؟

Ama burada durmalıyım çünkü sizlere vermem gereken şeyi henüz vermedim.
ولكن يجب علي ان اقف هن لأنني لم اعطكم ما تستحقونه

Ne kadar bedel ödemem gerektiğini biliyorum. Bu da benim kefaretim olacak.
انا اعرف كم أجد لزاما علي ان أروج وسيكون هذا هو خلاصى

Acele edin. Onu köprüde yakalamanız gerek, aksi takdirde gidecek.
علي ان اقطع عليها الطريق عن الجسر والا ستضيع مني

Hemen dönerim. Bay Hanson'ın çıbanları kurumadan önce kurutmam gerek. Tabii, git.
سأعود حالا علي ان اغطي غياب سيد هانسون طبعا , يمكنك الذهاب

İnanmadığım bir şey uğruna bir yarışta rekabet etmem gerek.
الان علي ان اتنافس في سباق لشيء لا أصدقه حتى.

Yani istediğimi elde etmek için zina yapmama gerek yok.
ما يعني اني لايجب علي ان انام معه لاحصل ترقية.

Bak, bana sehir disina çikacagini söylememisti ama kitabinin siradaki bölümünü bitirdigini biliyorum ve o sayfalari patronuma göndermeden önce benim incelemem gerekiyor.
انظري, هو لم يخبرني انه كان سيخرج من المدينه ولكني اعلم انه انهى الفصل الثاني من كتابه ويجب علي ان اتحقق من الصفحات

Hâlâ stajyer ehliyetim var annemle babamdan bırakmalarını istemem gerekiyor yani.
لدي تصريحي المؤقت لذا علي ان اطلب من والدي ان يوصلاني

(Alkış) Yani bütün bunların işe yarayabilmesi için apaçık bir şekilde güven noktasında durmam gerekiyor.
تصفيق لكي يعمل كل هذا بشكل صحيح من الواضح ان علي ان اكون محل ثقة

Shady, söylemek zorundayım ki dükkanı satmak istemene biraz şaşırdım doğrusu.
شادي، علي ان اخبرك أَنني متفاجىء قليلاً بأنك تُريدُ بَيْع المتجر

Buradan taşınmak zorundayım yoksa bana hiç yetişkin gibi davranmayacaksın.
علي ان اخرج من هنا والا لن تعاملينني كبالغة ابدا

70'e dayandım ama hâlâ her sabah 6'ya kadar çalışmak zorundayım.
عمري يقارب الـ70 و مازال علي ان اعمل حتى الـ6 صباحًا

Pazartesiye hazılamam gereken 1000 kelimelik ödevim var... ama beni çalışırken görmüyorsun.
يجب علي ان انفذ تعبير من الف كلمه ولكني لا تريني قلق

Terapistim kendimi sesli bir şekilde takdir etmem gerektiğini söyledi.
معالجي قال يجب علي ان اكون صريح حول تقدير نفسي

Ne yapmam gerekiyordu? Gelme mi deseydim?
ماذا كان علي ان افعل امنعها من ان تأتي ؟

Eğer Frida geri dönmezse, başka lanet bir kız bulmamız gerekecek.
اذا كانت فريدا لن تعود اذن علي ان اجد فتاه اخرى

Eve dönüş bileti için evlilik yüzüğümü rehin vermek zorundaydım.
كان علي ان أرهن حلقة زفافي للحصول علي تذكره المنزل

Neden? Sana hamileyken neden dışarı çıkıp esrar içtim ki?
لماذا كان علي ان ادخن الحشيش عندما كنت حاملا بك

Bana gelince, tabi ki, vücut dilime tamamen inanmam lazım.
و بالنسبة لي طبعا علي ان اثق تماما بلغة الجسد

Eğer onun nerede olduğunu öğrenmek istiyorsan, ben de niye sorduğunu bilmek isterim.
واذا كنت تريد ان تعلم اين هو , علي ان اعلم لماذا ؟

Aubrey'in disk sürücüsünü tekrar kontrol etmeliyim diye düşünmüş - tüm, değil mi?
فكرت انه يجب علي ان القي نظرة اخرى على القرص الصلب الخاص بأوبري

Çünkü bu orospu çocuğuyla Teksas'tan buraya kadar uğraşmak zorunda kaldım.
لانه كان علي ان اصارع هذا الحيوان طوال الطريق من تكساس