"علّمني" - Translation from Arabic to Turkish

    • öğretmişti
        
    • öğret
        
    • öğrettiği
        
    • öğreten
        
    • öğretti bana
        
    • Öğretsene
        
    • öğretin
        
    • öğretmiştin
        
    • öğrenmiştim
        
    Kardeşim bu şifreyi bana 15 yıl önce öğretmişti. Nasıl öğrendiğini bilmiyordum. Open Subtitles أخي علّمني هذه الشفرة منذ 15 عامًا لم أعرف قطّ أين تعلّمها.
    Babam bana bunu park alanında nasıl sürüleceğini öğretmişti, Open Subtitles أبّي علّمني كيفية قيادتها في موقف سيارات مركز التسوّق
    Bana öğret, bana öğret, bana öğret... Bu çocukla flört etmek istiyorum, geçen sefer ondan kaçmıştım. TED علِّمني، علّمني، علّمني، علّمني. وددت لو ضربت هذا الفتى في المرة الأخيرة التي تسببت برحيله فيها.
    Otel odama geldi, üstündekileri çıkardı ve "Bana öğret" dedi. Open Subtitles أتت إلى غرفتي في الفندق وخلعت كلَّ ثيابها وقالت: "علّمني"
    Harika seanslarımız oldu. Dr. Graham'ın bana öğrettiği küçük taktiği uyguladım. Open Subtitles لقد كانت لنا بضعة جلساتٍ رائعة لقد استخدمت هاته الحيلة الّتي علّمني إيّاها الدّكتور
    Bana döğüş sanatlarını öğreten odur vede dürüst bir insan olmayı Open Subtitles علّمني فنون القتال و كيف اكون انسانة محترمة
    Müthiş bir insan. Bildiğim her şeyi bu arkadaş öğretti bana. Kendini mikrofana bırak. Open Subtitles صديق عزيز علّمني كل ما أعرف، دع مكبّر الصوت يتولى المهمة.
    Bu şarkıyı babam öğretmişti bana, ayrıca bolca parlak hediye vermişti. Open Subtitles أبّي علّمني تلك الأغنية. أعطاني الكثير من الهدايا المُشرقة.
    Bana bunu deden öğretmişti; şimdi de ben sana öğretiyorum. Open Subtitles جدّي هو من علّمني هذا، وأنا أعلمك إيّاه بدوري.
    Lisedeyken, en iyi arkadaşlarımdan Neil Goldman bana "gey tuzağını" öğretmişti. Open Subtitles علّمني بخصوص الفخوخ الكاشفة عن الشذوذ في الثانوية
    Öğrendiğim ilk takımyıldız Delphinus idi. Babam öğretmişti. Open Subtitles كان الدلفين أوّل كوكبة عرفته لقد علّمني أبي
    Bilge bir adam bir zamanlar bana her zaman bir yedek plan bulundurmamı öğretmişti. Open Subtitles علّمني رجلاً حكيماً ذات مرّة أن أضع دوماً خطّة بديلة.
    Bana annemin şekil değiştirme büyüsünü öğret. O gizlenmemi sağlar. Open Subtitles علّمني تعويذة والدتي في التحوّل التي تسمح لي بالتخفّي
    Bana öğret, bana öğret, bana öğret... TED علِّمني، علّمني، علّمني، علّمني.
    Bana Hiten Mitsurugi'nin son tekniğini öğret. Open Subtitles من فضلك، علّمني التقنية الأخيرة لأسلوب "هيتن ميتسوروغي"
    Bana öğrettiği ilk şey buydu. Çift elle. Open Subtitles هذا كان أول أمر علّمني إيّاه بكلتا اليدين.
    Bana ilk öğrettiği buydu. İki elle. Open Subtitles هذا كان أول أمر علّمني إيّاه بكلتا اليدين.
    Bana bir adamı kendinden başka hiç kimsenin tanımlayamayacağını öğreten kişi sendin. Open Subtitles أنت من علّمني أنّ المرء لا يمكن تعريفه بواسطة أحد سواه
    Bitiş çizgisini geçmeden zafer dansı yapmanın kötü şans getireceğini öğreten sendin. Open Subtitles أنت من علّمني أنه يجلب سوء الطالع للقيام برقصة النصر قبل عبور خط النهاية
    Ordu her hareketin daima bir sonucu olduğunu öğretti bana. Bunları kabul etmekse insan olmanın bir parçası. Open Subtitles علّمني الجيش أنّ الأفعال دائماً لها عواقب وتقبلّها هو جزء من كونك رجلاً
    Bana şu sözünü ettiğin teknikleri Öğretsene. Open Subtitles علّمني تلكَ الأساليب التي تحدّثت عنها سابقًا.
    O halde bana bu ümitsiz yaşama nasıl katlanacağımı öğretin. Open Subtitles إذا علّمني كيف أحتمل حياةً من اليأس لقد كنتَ محقاً في أنّ مهمّتك
    Kaçmakta olan kişinin zihnini okumayı bana sen öğretmiştin, unuttun mu? Open Subtitles أنتَ مَن علّمني كيف أقرأ ذهنيّة مدانٍ فارّ، أتذكر؟
    Kendim bağladım. Babamdan öğrenmiştim. Open Subtitles شبكته بنفسي، علّمني أبي كيفية ذلك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more