İnsanlar her konuda son derece umutsuzlar. Eğer beş kuruş parası olduğunu bilseler, bir çocuğu bile öldüresiye döverler. | Open Subtitles | الناس يائسة من أي شيء، سيضربوا طفل حتى يدموه إن كانوا يعتقدون بأن لديه خمسة رندات الرندة هي عملة جنوب أفريقيا |
Bir bozukluk daha az, yine de çok para ediyor. | Open Subtitles | بالرغم من نقص عملة واحدة فمازالت تعتبر الكثير من المال |
Dünyanın en güzel şehrine Yazı tura kaşarı olmak için gelmedin. | Open Subtitles | لم تنتقلي لتعيشي بأفضل مدينة بالعالم فقط لتكوني قاذفة عملة لعوبة |
ve gelip içine bozuk para attığınızda bir beyzbol sopası alıp suratının tam ortasına vuruyordunuz. | TED | فيمكنك ان تأتي و تضع فيه عملة معدنية ، تحضر مضرب بيسبول ، و بوم ، تضرب وجهه. |
Adam kapıya geldi, kadına Filipin pezolarını verdi, o da parayı cüzdanına koydu. | TED | وصل الشاب إلى بابها، معطياً إياها عملة بيزو فيليبينية، وضعت المال في جيبها. |
Buradan yarım kilometre uzaklıkta rahip kılığında bir kaçakçı bulduk cebinden Nijerya parası ve bu çıktı. | Open Subtitles | وجدنا أحد المهربين على بعد حوالي نصف كيلومتر إلى الغرب يرتدي زي قسيس، عملة نيجيرية في جيبه، و هذا. |
Ağzında Caelian parası vardı. | Open Subtitles | . عملة سيليية في فمه . أستدعي الجماعة المسلحة |
Zaman dolduğunda, sadece parası olanlar geçebilecek. | Open Subtitles | حين ينتهي الوقت لن ينجح سوى من يحمل عملة |
Beagle, bana biraz bozukluk ver. Bu sizin park yerinizi kullandığımız için. | Open Subtitles | بيجل، اعطني عملة معدنية هذا مقابل التوقف في الممر الخاص بك |
Sanırım, bu bozukluk, en değer verdiğim bozukluk. | Open Subtitles | اعتقد ان هذه اكثر مرة قدرت فيها قيمة عملة معدنية |
Ne zaman bir Targaryen doğsa, Tanrılar Yazı tura atar. | Open Subtitles | في كل لحظة يولد فيها تارجيري الرب يقلب عملة معدنية |
Şarkı çaldırmak için bozuk para alabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تعطيني عملة معدنية لأشغل المسجل؟ |
Kayıt altına alınan her parayı bize tarattıklarına inanabiliyor musun? | Open Subtitles | هل تصدقين بأنهم يجعلوننا نفحص كل عملة تدخل الأدلة ؟ |
Kenya'da, cep telefonu dakikaları alternatif bir para birimi haline geldi. | TED | ففي كينيا، دقائق استعمال الهاتف المحمول أصبحت في الواقع عملة بديلة. |
Ne zaman işini bir şey veya birisi tehdit ettiğinde Fry'ın onu öne sürdüğünü düşünüyoruz. | Open Subtitles | في اي وقت شيء ما او شخص ما يهدد عملة نعتقد أنه يقوم بوضع فراي فيه |
Adam öldüren bir cadı! Yaprağa dönüşen bir sikke! | Open Subtitles | رجل قد قتل بواسطة ساحرة عملة تحولت إلى ورقة شجر ذهبية |
Annem demir paraya dönüşeceğini söylerdi. | Open Subtitles | أمي كانت تقول إنه سيتحول . إلى عملة معدنية |
Ve ben son param bana bir taç alacaksa, bu uygun bir fiyat. | Open Subtitles | و إذا اشترت لي آخر عملة العرش، فهذا سعر منصف عرش؟ |
Ne sanıyordu ki kendini, bize verdiği üç kuruş parayla. | Open Subtitles | من أجل ما تعطيه لنا من بنسات قليلة البنس عملة نقدية |
Elinde bu vardı. Bin franklık bir banknot parçası. | Open Subtitles | لقد كانت ممسكة بهذه, جزء من عملة 1000 فرانك |
Ne zaman salak bir şey söylersen kavanoza beş sent koyacağız. | Open Subtitles | كلّ مرة تتفوّه بشيء غبي ستضع عملة نيكل في تلك الجرّة |
Bu yüzden onlara birer altın önerip geriye kalan 98 altını kendisi alır. | TED | ولذا سيعرض على كل منهما عملة نقدية واحدة، ويحتفظُ بـِ 98 لنفسه. |
Onun ödülü ölülerin ağzındaki madeni paraydı. | Open Subtitles | وكانت جائزته عبارة عن عملة معدنية تضع في فمه |