Bu gece benim için çok iyi bir şey yaptılar. | Open Subtitles | لقد عملوا ما في وسعهم الليلة وقد كانوا لطفاء جداً |
Geldiğiniz için teşekkürler ama, aradığımız bu değil bu çocuklar çok çalıştı | Open Subtitles | شكرا لقدومك لكنّك حقا لست من نبحث عنهم هؤلاء الأطفال عملوا بأصابعهم للعظم |
İşçiler bunu inşa ederken 36 saatlik vardiyalarla çalışmışlar. | Open Subtitles | خنازير الرمال عملوا في نوبات مدتها 36 ساعة لكل نوبة لبناء هذا الشيئ |
Bu yüzden geçen hafta bütün çalışanlar ve sürücüler fazla mesai yaptı. | Open Subtitles | لذلك فجميع العمّال متوسّطي الدخل و السائقين، عملوا لأوقات إضافيّة الأسبوع الماضي |
O günlerde çoğu programcı envanter sistemleri, maaş bordrosu, fatura ödeme sistemleri gibi ana bilgisayarlar üzerine çalışıyordu. | TED | أغلب المبرمجين هذه الأيام عملوا على حواسيب مركزيّة، لبناء أشياء مثل أنظمة الجرد وأنظمة المرتبات وأنظمة دفع الفواتير. |
Ona imrenmiyordum. Zor biriydi. Dört aydır bu dava üzerine çalışıyorlar. | Open Subtitles | لم أحبه على اي حال لقد عملوا لمدة أربعة اشهر على هذه القضية |
Kanıtlar her ikisinin de bu işi yapmış olabileceğini söylüyor, ama ben ortak yaptıklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | الأدلة تقول أن واحد منهم فعلها لكن أظنهم عملوا بهذا معاً |
Bu adamların birlikte çalıştığı başka bir dava olamaz mı? | Open Subtitles | ألا يوجد قضية أخرى حيث هؤلاء الرجال عملوا معاً؟ |
Sadece altı ay görev yapmışlar ve sanırım, tek uğraştıkları evlatlık olayı seninkiymiş. | Open Subtitles | لكن الجزء الغريب، أنهم عملوا لمدة 6 شهور ومما عرفته، حالتك كانت الوحيدة التي تمت |
Benimle kaç oyuncunun çalıştığını biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف كم عدد الممثلين الذين عملوا معى؟ مئات بل ألاف |
Onlar kan ve idrar testini yaptılar, bu yüzden işleme başlamalılar. | Open Subtitles | عملوا لها إختبارات الدم والبول بالفعل، لذا يجب عليهم البدأ بالتخدير |
Grubunuzdaki subaylar ağır işçilik yaptılar mı? | Open Subtitles | الضباط الذين كانوا فى فريقك عملوا بالأعمال اليدوية ؟ |
Ellerinin becerisiyle topraktan kaplar, kavanozlar ve testiler yaptılar. | Open Subtitles | عملوا الأوانى من الأرض جراراً وأباريقاً بمهارة أياديهم |
Annem ve Joe hayatımızı mükemmel yapmak için çok çalıştı. | Open Subtitles | أمي و " جيل " عملوا جيداً لجعل اليوم جيداً |
Dışişleri Bakanlığında 25 yıl birlikte çalışmışlar. | Open Subtitles | تتبّعت الإتّصال إلى الشيء عملوا على سوية ل25 سنة في وزارة الخارجية. |
Ve işte reklam bu şekilde dünyayı gezdi; Almanya reklamda ufak tefek bir değişiklik yaptı. | TED | هكذا انتشر الاعلان حول العالم, الألمان عملوا تغييرا بسيطا في الاعلان. |
Bu altı adam ben oradayken, fabrikada cephane üretiminde çalışıyordu. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال الستة هنا كلهم عملوا بالمصنع قاموا بالتسلح بينما كنت هناك |
Yine de yaşanacak ölçüde yaşamaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | .مهما عملوا جاهدين لن يستطيعوا الوصول إلى الحياة التي وهبها الله |
Muhafızlar işe yaramaz. Muhafızlara neler yaptıklarını gördüm. | Open Subtitles | الحرّاس عديمو الفائدة رأيتهم ما عملوا للحرّاس |
Hepsinin ötesinde, birlikte çalıştığı herkesi çok severdi. | Open Subtitles | أحب والدي وظيفتة وأكثر من أي شيء آخر، أحب الناس الذين عملوا معه |
Acil iniş yapmışlar. EMT sonuçları burada, durumu stabil. | Open Subtitles | هبوط اضطراري, فريق الإسعاف وصلوا هناك و عملوا على استقرار حالتها |
2000 yılında ve öncesinde hastanenizde kaç hemşire çalıştığını biliyor musunuz? | Open Subtitles | هـل تـعرف كم عـدد الممرضين الـذين عملوا في مستشفاك في عــام 2000 ومـا قبـله ؟ |
Hikayeye göre, eski insanlar öyle garip bir fikir geliştirmişler ki, dillerinin gücünden yararlanarak birlikte çalışıp eğer bir kule yapabilirlerse bu kulenin onları cennete ulaştıracağına inanmışlar. | TED | تبعاً للقصة، استبد الغرور بالبشر القدماء لحد أنهم، باستخدام لغتهم عملوا معاً، ليبنوا برجاً ليأخدهم جميعاُ إلى الجنان. |
Buna rağmen, o gemilerde çalışan kadın ve erkekler, yaptıkları işten olağanüstü gurur duyarlardı ve bunda haklıydılar da... | TED | رغم ذلك، كان الرجال والنساء الذين عملوا على تلك السفن يشعرون بفخر استثنائي تجاه عملهم، ولذلك ما يبرره. |
Kardeşlerim başlarını sokacak dandik bir ev için hayatları boyunca çalıştılar. | Open Subtitles | أخوي عملوا هُناك لحياتهُم كلها كي يضعوا سقفاً قذراً فوق روؤسِهم |
Bu, çözümü için teknik olarak yaratıcılık gerektiren sorundur, ve üstünde çalışanların bakış açılarını değiştirecektir. | TED | وهذا تحدٍ للإبداع التقني ، وسُيغيٍّر ذلك من طريق تفكير الناس الذين عملوا فيه. |