Biliyorsunuz, örümcekler bulundukları çevreye uyum sağlamak için renk değiştirirler. | Open Subtitles | تعرفي, هناك عناكب يمكن أن تغيّر لونها للمزج في بيئتهم. |
Bazıları daire ağ ören örümcekler bazıları daire ağ örmeyen örümcekler. | TED | بعضها عناكب فليكية متموجة وبعضها الاخر ليست عناكب فليكية متموجة |
Fakat biz tüm kötülükleri dikkate aldık ve çok çeşitli örümcek ağlarını çalıştık. | TED | لكن قد أخذنا بعين الاعتبار كل الاحتمالات، وقد تدربنا بتنوع شامل لشباك عناكب. |
Kokuyorum ve saçlarımın arasında bir örümcek ailesinin gezdiğini hissediyorum. | Open Subtitles | رائحتي سيئة وأعتقد انه ربما لدي عائلة عناكب في شعري |
Peki aydan bir parça bir evin üzerine düşse ve o evdekiler de örümcekleri kafeste saklıyor olsa ve o kafeste kırılsa? | Open Subtitles | ماذا إن قطعة من القمر سقطت على منزل يوجد فيه عناكب محبوسة في قفص لكن القفص تحطم؟ |
Önce sarı yaratıklar, şimdi de dev örümcekler. | Open Subtitles | أولا نصادف مخلوقات فضائية صفراء، و الآن عناكب عملاقة |
Onlar, zehirli atık yedikleri için aşırı büyüyen örümcekler. | Open Subtitles | انهم مجرد عناكب تضخمت لانهم ابتلعوا نفايات سامه |
Aktif avcı olan Kurt örümcekler kusursuz görme duyusuna sahiptir bu yüzden siyah dokunaçlarını dişiye görsel işaretler yollamak için kullanır. | Open Subtitles | لأنهم صيّادون نشطاء فلدى عناكب الذئب نظرٌ حادّ، لذا يستخدم لامساته السوداء ليرسل إشارة بصريّة لها. |
Yoğun bakım, dev radyoaktif örümcekler tarafından saldırıya uğramıyor. | Open Subtitles | ان وحدة العناية المشددة لا تتم مهاجمتها من قبل عناكب عملاقة مشعة |
- Evet. Bahse girerim o erkek örümcekler de kendilerini öyle hissediyorlardı. | Open Subtitles | أراهن أنّ عناكب الأرامل السوداء المُذكّرة يعتقدون أنّهم بعلاقة صحيّة أيضاً. |
Hayır, örümcekler. Onları al üstümden. Hayır! | Open Subtitles | لا , لا , عناكب أبعدوهم عني ,لا |
En azından biri teşekkür edebiliyor. İçinde örümcek veya zehirli iğneler yok. | Open Subtitles | يبدو أنه أفضل ما لدي، لا يوجد داخله عناكب أو إبر مسمومة. |
örümcek ağları bunun gibidir, direkt bunları yapmaz, aşağı doğru köşelerden yapar. | TED | شِباك عناكب كهذه لا تبني هؤلاء، إنها تبنيها في الزوايا. |
Adli tıp kazara zehirlenme, bilerek zehirleme hatta katil örümcek olasılıklarını değerlendiriyor. | Open Subtitles | مكتبي لا يَستثنى عرضي التَسَمّم، تَسَمّم متعمّد أَو حتى عناكب قاتلة . |
Kapıyı aç! Her yer örümcek dolu baba! Benim de dergim yok. | Open Subtitles | بابا هناك عناكب في كل مكان، وليس معى مجلة |
Ya da bir örümcek çukurunda tuzağa düşürülmüş panzehir olmadan zehirlenmiştir. | Open Subtitles | ... أو في حفرة عناكب محبوس وليس معه الترياق المضاد لسمَّها |
Göl suyu, 3 tane örümcek ve olmazsa olmazı bir tutam koyun beyni. | Open Subtitles | رغوة بركة، وثلاثة عناكب ذئبية و أية جرعة ليست كاملة بدون مقدار ضئيل من مخ الاغنام |
Gök örümcekleri onlardan korktuğumuz gibi bizden korkarlar. | Open Subtitles | عناكب السماء خائفة منا بمقدار خوفنا منها |
Kitaplardan çıkan örümceklerle ilgili bir teori bulabildin mi? | Open Subtitles | هل وجدت شيئاً حول عناكب تخرج من الكُتب ؟ |
Kızıl Sırtlı'nın tuzağı hiç kuşkusuz ipek açısından çok ekonomik ama bir Kuzey Amerika örümceği yalnızca tek bir lifle avlanır. | Open Subtitles | فخ حمراء الظهر اقتصادي بالتأكيد في الحرير، لكن إحدى عناكب أمريكا الشماليّة تصيد بخيط واحد فقط. |
Bir örümceğin Gladys'i yediğini mi söylüyorsun? Olmayabilir de. | Open Subtitles | اذن انتم تقولوا ان هناك عناكب عملاقه اكلت العمه جلاديس؟ |
- Örümceklerin böyle davrandığını hiç görmemiştim. - Örümceklerden hoşlanmam. | Open Subtitles | ـ لم أرى عناكب تتصرف هكذا من قبل ـ لا أحب العناكب |
Ufaklık, babanın örümceklerini görmek ister misin? | Open Subtitles | يا بطلي, هل تود رؤية عناكب البابا؟ |
Ancak, birisinin piskoposun örümceklerinden birini aldığını ve kasti olarak Sör Henry'nin odasına koyduğunu ve Güney Afrika'dan gelen bavulundan çıkmadığını nasıl anladın? | Open Subtitles | لكن كيف تأكدت أن أحدهم قد سرق أحد عناكب الأسقف ووضعه عن عمد فى غرفة سير " هنرى " ؟ و أنه لم يكن ضمن أمتعته من أفريقيا الجنوبية |
Oluşturma büyüsü. örümcek oluşturma. | Open Subtitles | خلق, عناكب |