"عندما أصبح" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğumda
        
    • olunca
        
    • olduğum zaman
        
    • olduğu zaman
        
    • geldiğinde
        
    • geldiğimde
        
    • olduğunda
        
    Gezegeninizin gerçekten garip ritüelleri var. Her neyse, gergin olduğumda bir şeyler yerim. Open Subtitles كوكبك به بعض الطقوس الغريبة حقا على أية حال، آكل عندما أصبح عصبيا
    Ama karısı olduğumda, bu seçim çok daha kolay olacak. Open Subtitles لذا ، عندما أصبح زوجته ، سيكون الإختيار أسهل بكثير
    20. yüzyılın üçte biri geçtikten sonra, bu en sık kullanılan müzik mekanlarından biri olunca değişmeye başladı. TED بدأت في التغير بعد مرور حوالي ثلث القرن العشرين، عندما أصبح هذا أحد أماكن الموسيقى الأساسية.
    Kraliçe olunca, senden kurtulmaya gücüm olacak. Open Subtitles و عندما أصبح ملكه.. سيكون لدى السلطه لأتخلص منك
    Öyle başıboş bir hayvan değil bir kurt olduğum zaman işte o zaman sana havlayacağım. Open Subtitles عندما أصبح ذئبا لا كلبا شاردا عندها سأنبح بأعلى صوتي.
    Babam Kuzeyin Koruyucusu olduğu zaman hanen sancağını ahdetmeyi reddetmişti. Open Subtitles عندما أصبح والدي ووردن الشمال رفض بيتُك ان يتعهد بولائه
    Doğruluğundan emin olduğumda, inanmana yardım ederim. Open Subtitles سوف أساعدك على هذا عندما أصبح متأكداً بنفسي
    Bir film yıldızı olduğumda yapmayacaklar bunu. Open Subtitles لن يتحدثوا بسوء عني عندما أصبح نجمه سينمائيه
    Doktor olduğumda, aynı teklifi ben de başkasına yapacağım. Open Subtitles إنه عندما أصبح دكتورة سأقوم بتقديم العرض نفسه لشخصٍ آخر.
    İstemiyorum. Vampir olduğumda ikiniz de çekiliyorsunuz. Open Subtitles لا أريد ذلك, أنتما الإثنان تنسحبا عندما أصبح مصاص دماء, أشعر بأنك تتهكمين على
    Heyecanlı olduğumda ya da kaçırıIdığımda ağzım kurur. Open Subtitles لأن فمى يصبح جافا عندما أصبح عصبية أو يتم إحتجازى رغما عنى
    Bir gün dünyanın en büyük sihirbazı olduğumda bütün büyücülerin ağzına bile almaktan korkacağı bir isim olmalıydı! Open Subtitles سيخشونه ذات يوم عندما أصبح أعظم ساحر في العالم
    Günlük hayatımızın bir parçası olunca çiftlikteki her şeyi öğrenmeye başladı. Open Subtitles عندما أصبح جزءاً من حياتنا اليومية عليه أن يعرف كل شيء حول المزرعة
    Şimdi, domuz senin olunca onu kendine saklıyorsun Open Subtitles والأن,عندما أصبح في حوزتك, تحتفظ به لنفسك.
    Şef Cerrah olunca benim de böyle cafcaflı bir ofisim olacak mı? Open Subtitles هل سأحظى بكلّ هذه الفخامة عندما أصبح رئيس الجراحة؟
    Zengin olduğum zaman sana kendi gemini alacağım. Open Subtitles يافتى، عندما أصبح غنيّـاً سيجعلك تملك سفينة
    Sıradan bir vatandaş olduğum zaman umarım daha yakın arkadaş oluruz. Open Subtitles عندما أصبح مواطناً عادياً أتمنى أن نصبح أصدقاء أفضل
    Anne olduğum zaman, çocuklarımı gözümün önünden ayırmayacağım. Open Subtitles عندما أصبح أماً لن أدع أطفالي يغيبون عن ناظري
    Doçent olduğu zaman borcunu geri ödemeliydi. Open Subtitles لقد كان يجب أن ينتقم منه عندما أصبح أستاذاً مساعداً
    Sonunda 32 yaşına geldiğinde hücrede geçirdiği süre tüm temyiz çabalarının tükendiği annesinin evinde geçirdiğinden fazlaydı. Open Subtitles أخيراً, عندما أصبح بعمر 32 وقد قضى عمراً أطول في العنبر مما قضاه في بيت أمه، وجميع استئنافاته انتهت.
    18 yaşıma geldiğimde orduya katılıyorum. Open Subtitles وافقت على الالتحاق بالجيش عندما أصبح بالثامنة عشرة
    Stoick şef olduğunda beni sürgün etmesi sadece zaman meselesiydi. Open Subtitles عندما أصبح ستويك زعيماً كان نفيي مسألة وقت لا أكثر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more