"عندما بدأنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • başladığımızda
        
    • başladığımız zaman
        
    • başlarken
        
    • başladığında
        
    • İlk başladığımız
        
    • başladık
        
    Bu işe başladığımızda Isabel ve ben daha 10 ve 12 yaşlarındaydık. TED كنت وايزابيل في العاشرة والثانية عشرة من العمر عندما بدأنا في الأمر.
    Özür dilerim, fakat konuşmaya başladığımızda, erkek arkadaşım yokmuş gibiydi. Open Subtitles لكن عندما بدأنا نتحدث, كانت وكأني نسيت ان لدي حبيب
    İşte bu yüzden potansiyel yatırımcıları tartışmaya başladığımızda Bayan Johnson ve ben hemen sizin doğru adam olduğunuza karar verdik. Open Subtitles هذا هو السبب في أنّنا عندما بدأنا مناقشة مُستثمر محتمل، وافقت أنا والسيّدة جونسون على الفور إنّك الرجل المناسب للمنصب.
    Bu projeye başladığımız zaman ana fikirlerden birisi geçmişe bakarak orda ne olduğunu anlamaya çalışmaktı. TED عندما بدأنا هذا المشروع ، واحدة من الأفكار الأساسية ما أن ننظر إلى الوراء في التاريخ ومحاولة فهم ما كان هناك.
    Altı ay önce Stuxnet üzerinde araştırmamıza başladığımızda, bu şeyin amacının ne olduğu tamamen bilinmiyordu. TED عندما بدأنا البحث فيما يخص ستوكسنت منذ 6 اشهر كان الهدف الذي تستهدفه هذه الدودة مجهول تماما بالنسبة لنا
    20 yıldan daha önce başladığımızda her gün 1,000 çocuk bu hastalık yüzünden felç oluyordu. TED عندما بدأنا ، قبل أكثر من 20 عاما مضت ، 1000 طفل كانوا يصابون بالشلل في كل يوم بسبب هذا الفايروس
    Erik ve ben buna başladığımızda hiç paramız yoktu, bunları garajında yapıyorduk. TED عندما بدأنا أنا وإريك بهذا، لم نكن نملك المال، لقد بنينا هذه الاختراعات في مرآبه.
    Bunu düşünmeye başladığımızda, bu iki konu bizi engelledi. Ama sonra fark ettik ki, aslında bu iki sorunu TED عندما بدأنا في التفكير في هذا الموضوع , توقفنا عند هاتين المشكلتين. ثم ادركنا ان هناك طريقة
    Çevresel sürekliliğe önem vermeye başladığımızda daha çok insan geri dönüşüm yapmaya başladı. TED و عندما بدأنا تقييم الإستدامة، بدأ المزيد من الناس بإعادة التدوير.
    Düşünüyorum da ilk yürümeye başladığımızda oldukça anormaldik. TED أتصور أننا كنا إلى حد بعيد حالة غير مألوفة عندما بدأنا تجوالنا.
    Komşu sokaklarda ve şehirde sürmeye başladığımızda, problem yeni bir boyut kazandı. TED عندما بدأنا القيادة في الحي و شوراع المدينة، المشكلة أصبحت في وجود مستوى مختلف تماما.
    Bunları yapmaya başladığımızda, niçin sadece muhteşem Yo-Yo Ma ve ya Princes gibi sanatçılarla sınırlı kalmak yerine tüm insanlar için bu harika enstrümanları üretmeyelim ki diye düşündük. TED عندما بدأنا عمل ذلك ، بدأت أفكر لماذا لا يمكننا صنع أدوات رائعة لأي شخص أشخاص ليسوا يو يو ماس أو برينسس؟
    Fakat başladığımızda bu bizim ilk hedefimiz değildi. TED ولكن في الحقيقة لم يكن ذلك هدفنا عندما بدأنا.
    Bu projeye başladığımızda, aklımızda Musul Müzesi vardı. TED عندما بدأنا المشروع، وضعنا في الاعتبار متحف الموصل.
    işte yeşil. Eğer kuleden bakarsanız, bu, otlarla uğraştığımaya başladığımız zaman, TED وهذه المنطقة الخضراء، إذا نظرتم من البرج، هنا عندما بدأنا بمهاجمة العشب.
    Parikrma'ya başladığımız zaman Ne yöne gideceğimiz konusunda hiçbir fikrimiz yoktu. TED عندما بدأنا باركرما لم يكن لدينا أدناة فكرة عن الإتجاه الذي سنسلكه
    Biz başladığımız zaman... iki ayak vardı. Open Subtitles أنا لا أفهم. عندما بدأنا كانت الآثار لقدمان
    Bu işe başlarken bana ne dediğini hatırlıyor musun? Open Subtitles ،،هل تذكر ما قلته لي عندما بدأنا السير بهذا المسلك؟
    Gün başladığında niyetim oldukça farklıydı. Open Subtitles عندما بدأنا اليوم نيتي كانت مختلفة قليلاً
    İlk başladığımız zaman açıkça konuşmuştuk, değil mi? Open Subtitles أخبرتك بشكل واضح عندما بدأنا أول مرة ، ألم أفعل ؟
    Bu tür sistemleri inşa etmeye başladıkça kendi araştırma grubumuz üzerinde test etmeye başladık. TED إذاً عندما بدأنا بصنع هذا النوع من الأنظمة، بدأنا باختبارها على أنفسنا في فريق بحثنا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more