Karşılığında, birisi seninle konuştuğunda konuşmanı aksi takdirde çeneni kapalı tutmanı bekliyoruz. | Open Subtitles | ،في الغالب نتوقع منك ..الكلام عندما تحدث وماعدا ذلك ابق فمك مغلقاً |
Tardis'in içinde konuştuğunda bu sesi tanıdığımı söylemiştim. | Open Subtitles | قلت أنني أعرف هذا الصوت عندما تحدث من داخل التارديس |
Herhangi bir yerde iyi şeyler olunca, nasıl açıklarsın? | Open Subtitles | كيف تفسرين عندما تحدث الأمور الطيّبة من العدم؟ |
Aptalca zaten. Bir kız regl olunca kadın olmuş sayılıyor. | Open Subtitles | انه غير مهم البنت تعتبر امرأة عندما تحدث دورتها |
Zanlının çenesindeki yara Gulfport'ta komşu ile konuşurken yoktu ve ona karşı koymaya çalışan bir kurban olduğuna dair hiç iz yok. | Open Subtitles | ؟ الجرح الجديد على فك الجاني لم يكن موجودا عندما تحدث الى الجار في غلفبورت |
konuşurken yüzüme bakamıyordu ve sürekli muhteşem ışık hakkında gevezelik ediyordu. | Open Subtitles | لم يتمكن من النظر الي عندما تحدث و استمر بالثرثرة عن ضوء مذهل |
Babam ona evlilikle ilgili konuştuğunda, o kıpkırmızı oldu ve utandı. | Open Subtitles | عندما تحدث بابا عن الزواج إليه، إحمر خجلا |
Tardis'in içinde konuştuğunda bu sesi tanıdığımı söylemiştim. | Open Subtitles | قلت أنني أعرف هذا الصوت عندما تحدث من داخل التارديس |
Hotch onunla ilk konuştuğunda, çöpü atmaya çıkarken babasının arabasını gördüğünü söylemiş. | Open Subtitles | عندما تحدث هوتش اليها في البداية قال انها لاحظت سيارة والدها في الممر عندما اخرجت القمامة |
konuştuğunda İtalyan olduğu anlaşılıyordu ama hafif bir Alman aksanı da vardı. | Open Subtitles | عندما تحدث,كان بالإيطالية لكن مع لكنة ألمانية ثقيلة. |
Aynı zamanda, yine Eski Roma'da, Demosthenes konuştuğunda, dinleyenler birbirlerine dönüp, "İyi konuşma", demezlermiş. | TED | لكن قيل أنه في اليونان القديمة عندما تحدث ديموسينس الى الحضور، يلتفت الناس الى بعضهم البعض ولا يقولوا "حديث عظيم." |
Bazen hayatında bir şeyler olunca onların gitmesine izin veremezsin. | Open Subtitles | عندما تحدث أشياء بالحياة لا يمكنك تركها تمضي. |
Kavga olunca, hemen evden kaçıp uzaklaşmayı denerim. | Open Subtitles | أنا أحاول فقط أن أخرج من المنزل عندما تحدث هذه الأمور |
Evet, Belfast'ta olunca mesele yok, değil mi? Hıyar herif! | Open Subtitles | ليس هناك مشكلة عندما تحدث التفجيرات في "بلفاست" أليس كذلك أيها الحقير! |
Telefonda konuşurken buraya gelmemeni söylemiştim. | Open Subtitles | لقد قلت لك: لا تأتي إلى هنا عندما تحدث إليك عبر الهاتف |
Gene hikâyeler anlatıyordu ama bu sefer benimle konuşurken direkt bana bakıyordu ve bir şeyler soruyordu. | Open Subtitles | هو اخبرني قصص ، ولكن هذا الوقت عندما تحدث إلي نظر إلي وسالني عن بعض الاشياء |
Bu da, Torres'in onla konuşurken neden ona hiçbir endişe belirtisine rastlamadığına açıklık getirir. | Open Subtitles | حسناً, هذا يفسر عدم ملاحظة (توريز) لهُ. هل بدى عليهِ أيّ قلق عندما تحدث إليك. |