| sakin olduğunda, güzelsin... ama kızdığında, çok daha güzel. | Open Subtitles | عندما تكوني هادئة ، تكونين جميلة ولكن عندما تكوني غاضبة ، تكونين رائعة |
| Mutsuz olduğunda, tüm insanlar biraz edepsiz görünür. | Open Subtitles | عندما تكوني مستاءة كل الناس السعداء يبدون نوعا ما بذيئين |
| Evden uzak olunca insan tuhaf şeyleri özlüyor. | Open Subtitles | غريب ما تشتاقيه عندما تكوني بعيدة عن المنزل |
| Üç: Sinirli olunca saçınla oynayış şeklin. | Open Subtitles | رقم ثلاثة طريقتك و أنت تلعبين في شعرك عندما تكوني عصبية |
| Bildiğin her şeyi ben öğrettim sana. Hazır olduğun zaman sen işin başına geçersin. | Open Subtitles | لقد علّمتك كلّ شيء تعرفينه عندما تكوني مستعدّة، يمكنك أن تأخذي مركز الصدارة |
| Hazır olduğunuzda Günther e haber verin, o size ikametgahınızı gösterecek . | Open Subtitles | والآن, عندما تكوني مستعدة, اخبري جانثر وهو سيقوم بإرشادكِ إلى محل إقامتكِ |
| - Başardım. - Bebeğim, haklı olunca haklı oluyorsun. | Open Subtitles | إذن، لقد نجح الأمر عزيزتي، عندما تكوني محقّة فأنتِ محقّة |
| Hovertank, hazır olduğunda ateş et. | Open Subtitles | ايتها الدبابة الحوامة.. اطلقي النار عندما تكوني مستعدة.. |
| Tamam, Lanie, hazır olduğunda çekimdeyiz. | Open Subtitles | حسنا، لاني عندما تكوني مستعدة لدينا السرعة |
| Hazır olduğunda babanla görüşmen için biri seni CTU'ya götürecek. | Open Subtitles | عندما تكوني مستعدة سيصطحبك ظابط إلى وحدة مكافحة الإرهاب لتكونب بجانب والدك |
| Ayakkabılarını bağlamak için hazır olduğunda, bağlayacaksın. | Open Subtitles | عندما تكوني جاهزة لربط حذائك سوف تفعلينها |
| Becca, sen dünyadaki en güzel kızsın ve... mutlu olduğunda yüzün parlıyor. | Open Subtitles | بيكا انت اجمل فتاه في هذا العالم و عندما تكوني سعيده يكون و جهك مضيء جدا |
| Hazır olduğunda, gereken adımı atacaksındır. | Open Subtitles | ستـقومين بتـلك الخطوة عندما تكوني مستعدة |
| Yeni döndüğünün farkındayım ama hazır olunca antrenmanlara başlayalım. | Open Subtitles | أعلم أنك عدتي للتو ، لكن عندما تكوني جاهزة فيجب أن نبدأ التدريب |
| 15 yaşında son sınıf öğrencisi olunca ehliyetin de olmuyor ve kimse senle gitmek istemiyor. | Open Subtitles | . . اعني ,عندما تكوني في الخامسة عشر عاما وبلا رخصة قياده ,لا يود احد الخروج معك |
| Ama o senin annen değil. Ailen söz konusu olunca iş değişir. | Open Subtitles | نعم, ولكنها ليست أمك الأمر مختلف عندما تكوني من العائلة |
| Ve çok üzgün olduğun zaman, yüzünün o gizemli, güzel ifadeye büründüğünü ve onu, hiç kimse görmeden bir an önce yoketmek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم عندما تكوني حزينة حقاً، يكون لديكِ مظهر المطاردة الجميلة، والتي تحاولين إخفاؤه قبل أن يراه أحد |
| Çünkü All Star olduğun zaman en iyilerle yarışmak istersin. | Open Subtitles | لإنه عندما تكوني في كل النجوم فأنك تريدين ان تتنافسي ضد الافضل |
| Belki ama sen yanımda olduğun zaman Chloe, başka bir şey düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | نعم, ربما يجدر بي ذلك و لكن عندما تكوني بالقرب مني, كلوي فلا يمكنني أن أفكر بأي شيء آخر |
| Şatoya giden teleferiğe binmeye hazır olduğunuzda... | Open Subtitles | ربما عندما تكوني جاهزة لركوب التليفريك الي القلعة |
| Hazır olduğunuzda haber verin. | Open Subtitles | فقط جدينا عندما تكوني مستعدة سوف نكون بالجوار |
| Yorgunken çok tatlı oluyorsun. Sevgiler, Eddie. | Open Subtitles | أنتِ جميلة جداً عندما تكوني مُتعبة أحب إدي |